Türkiye'deki Batılı diplomatlar casusluk gerekçesiyle yargılanan John'ların duruşmasına neden fevkalade alaka gösteriyorlar? İşbu casusluk sanıklarına niçin Can'dan destek veriyorlar?

Hadisenin püf noktası, tam da buradadır:

Batılı konsolosların ve büyükelçilerin…

Yargılama sürecine müdahale eden, sanıkları kollayıp kol kanat geren bu tavrı; John Dündar'ların yargılamasının haklı gerekçelerini 'bir kere daha' işaretlemiş, göstermiş oldu.

Konsolosların duruşmaya gitmeleri; mahkemeyi, “hâkimin vereceği kararı" etkileme girişimidir.

Kendi ülkelerinde değil, Türkiye'deler:

Duruşmasına katıldıkları casusluk sanıklarının mahkemesidir!
*
Emekli konsolos Vahit Özdemir, iki Cumhuriyet mensubunun duruşmasında yer alan “bir büyükelçi ile on konsolosun" Viyana Sözleşmesi'ni açıkça ihlal ettiklerine (5/b maddesi), diplomatların “İstenmeyen Adam" ilan edilmesi gerektiğine dikkat çekti!
*
Türkiye'deki Almanya Büyükelçisi ile İngiltere, Kanada, İsviçre, İtalya, Hollanda, Fransa, Polonya, Avusturya, Finlandiya ve Almanya başkonsolosları kendilerini adeta “Sömürge Valisi" gibi görmüşlerdir!

Hadlerini aşmışlardır.

Hak ettikleri karşılık…

-İstenmeyen Adam (Persona non grata) ilan edilmeleridir!
*
Bir an için, bu Batılı diplomatların ülkelerinde bir casusluk davasının görüldüğünü varsayalım:

Türkiye'nin oradaki büyükelçisi veya konsolosu duruşmaya gitseydi, mahkemeye müdahale etseydi, sanıklardan birisiyle selfie çektirip “Can Ciğer Kuzu Sarması" olsaydı!

Batılı devletler, Türk diplomatlara nasıl muamele ederlerdi, acaba?
*
Yeri gelmişken…

Gazeteciliğini değil casusluğunu konuşturan John Dündar'ın yönettiği Cumhuriyet'in 18 Mart 2016 tarihli nüshasında birinci sayfadan fotoğraflı yayınlanan “Cumhuriyet'te alternatif AB zirvesi"başlıklı haberi hatırlayalım!

“Brüksel'de Türkiye ile Avrupa Birliği arasında mülteci meselesiyle alakalı görüşmelerinin yapıldığı saatlerde" Cumhuriyet'in Ankara Temsilciliği'nde toplanan AB ülkelerinin büyükelçileri ve diplomatları, John Dündar ve Erdem Gül'e destek ziyaretinde bulundular…

Almanya, Belçika, Polonya, Letonya, Finlandiya, Danimarka ve Lüksemburg'un Ankara büyükelçileri ile İngiltere, Fransa, İtalya, Portekiz, İsviçre, Norveç, Estonya, Slovenya, Avusturya, Litvanya, Yunanistan ve Kanada büyükelçiliklerinden muhtelif seviyelerde diplomatlar; Cumhuriyet'i Can'dan kucakladılar…

O ziyarette hepsinin ağzı kulaklarına varıyordu!

Washington Portakalı John Dündar, davanın 25 Mart'taki ilk duruşmasını hatırlatmış ve “Haberimizin arkasındayız. Mahkemede bunu savunacağız" diye konuşmuştu!

Ecnebi Cumhuriyet'in arkasında olduğu TIR'larla ilgili o haber, “dört başı mamur" bir casusluk faaliyeti idi. Ayrıca, haberde Ankara'ya“IŞİD" iftirası atılmıştı.

John Dündar, soruşturma safhasında savcıya verdiği ifadede “Elimde o silahların IŞİD'e gittiğine ilişkin bir belge yok, aldığım duyum üzerine haberi yaptık" diye konuşmuştu!

FETÖ kontrolündeki John Dündar; gazetesinin manşetinde Paralel Suç ve Casusluk Örgütü'nün fısıldadıklarının, iftiralarının dublajını yapmıştı!
*
ABD ve AB'nin; FETÖ ile artı John Dündar ve gazetesiyle bir diğer müşterek noktası da…

Alayının, PKK terör örgütü destekçisi olmasıdır!
*
Mister John Dündar'la selfie çektiren İngiltere Başkonsolosu Leigh Turner'dı. ABD'nin Ankara Büyükelçisi John Bass de Mister Dündar'ın en önde gelen destekçileri arasındadır.

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, son Türkiye ziyaretinde bazı iliştirilmiş “gazetecilerle" buluşmuş ve John Dündar'dan “Büyük Kahraman" diye söz etmişti!

Joe Biden da Aslı Baydıntaşbaş'la selfie çektirip “John Ciğer Kuzu Sarması" olmuştu!