Türkiye dün, Cumhuriyet tarihinin en önemli sistem değişikliğine imza attı.
Cumhurbaşkanlığı Sistemi'ne geçişi içeren Anayasa değişikliğini yüzde elli birin üstünde bir çoğunlukla onayladı.
Milletimiz, son derece dikkatli bir tercihle, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın öncüsü olduğu, on beş yıldır devam eden büyük değişimin devamı yönünde karar verdi.
Siyasi iktidara yeni bir yetki, Türkiye'ye yeniden yön verdi. Takip ettiğimiz yol haritasını yeniledi.
16 Nisan referandumu, sadece siyasi iktidara, onun tercihine, kararına destekle sınırlı değildir.
Türkiye'yi durdurma planları iflas etmiştir
İçeride ve dışarıdan beslenen, Türkiye'yi hedef alan ve topyekûn saldırıya dönüşen büyük kampanyaya en net cevaptır. Çünkü hiçbir dönemde, Türkiye'nin hiçbir seçimi bu ölçekte küresel müdahalelere maruz kalmamıştı.
Müdahaleden çok saldırıya, aşağılamalara dönüşen, “Türkiye'yi durdurma" projesine dönüşen ve Avrupa geneline yayılan böylesine bir çirkinlikle ilk kez karşılaştık.
Kendisi monarşi ile, Başkanlık sistemi ile yönetilen ülkeler bile Türkiye'nin Başkanlık Sistemi kararına savaş açtı.
16 Nisan zaferi bir meydan okumadır!
Alman siyasilerin PKK'lılarla ortak açıklamaları, bunu Türkiye içindeki siyasi çevrelere tekrar ettirmeleri, 15 Temmuz katliamına imza atan FETÖ üyeleri üzerinden yeni operasyonlar yapmaları gibi, Türkiye daha önce tanık olmadığı örneklere maruz bırakıldı.
Avrupa'daki vatandaşlarımız saldırıya uğradı, en temel diplomasi kuralları hiçe sayıldı, terör örgütleriyle ortak savaş yürütüldü. Yetmiş yıldır Atlantik merkezden yönetilen Türkiye, aynı merkeze karşı verilen bağımsızlık mücadelesinde, aynı merkezin çok ağır saldırılarına maruz kaldı.
Ve başardı, kazandı, zaferini ilan etti. Dünkü halkoylaması ile aslında bütün bu güçlere meydan okundu. Türkiye yolunu belirlemişti ve bu yolda devam edecekti.
Şimdi ucuz yalanlara sarılacaklar, aldırmayın
Şüphesiz alınan “Evet" oranı dikkatle analiz edilecek, eksiklikler sorgulanacak, yola daha sağlam adımlarla devam etmek için güç tazelenecek, yeni yöntemler tespit edilecek.
Ancak, beklentilerin yüksekliğine bakarak, yüzde 51.3 oyu Erdoğan ve AK Parti kaybetmiş gibi, MHP kaybetmiş gibi pazarlayanlara karşı dikkatli olmak lazım.
Yeni yalanlara, ucuz söylemlere, başkalarının iddialarına sarılıp kaybedişlerini zafer gibi sunacak olanlara dikkat etmek lazım. 15 Temmuz gibi çok ağır bir saldırıyı atlatan Türkiye'nin, en esaslı meselesini de böylesine sorunsuz çözebilmiş olması büyük bir başarıdır. Çünkü hiçbir ülkenin kaldıramayacağı o travmanınüstesinden gelip dev adımlarla yola devam edebilen ülke sayısı yok denecek kadar azdır.
Zaferi çalmalarına asla izin vermeyin!
Siz siz olun, zaferinizi çalmalarına izin vermeyin. Üzerinize oynanacak yeni psikolojik oyunlara aldırmayın. Başarıyı kutlayın, daha büyük mücadeleler için hazırlık yapın.
Çünkü tarih 16 Nisan'ı Türkiye Cumhuriyeti'nin en önemli değişikliği olarak not edecektir. Hem de karşımızda Çanakkale kadar büyük bir kötülük cephesi olmasına rağmen.
Çünkü bu zafer Türkiye'nin, hezimet de Avrupa'nındır!