Konuk Yazar
Kral Selman o adaları niçin geri aldı?
Peki o iki ada İsrail için neden önemli? Kral Selman’ın iki ada üzerinden yaptığı bu politik hamle ne anlama geliyor?
Tiran ve Sanafir adaları. Biri 80 diğeri 33 kilometrekare.
Küçükler ama Kızıldeniz’de, Akabe körfezinin en stratejik noktasında uzanıyorlar.
Özellikle de İsrail için çok önemli bir mevkideler.
İsrail’in Kızıldeniz’e çıkış noktası Eilat Limanı.
Eilat’tan demir alan İsrail gemileri, Kızıldeniz’den çıkmak için önce bu adaların önünden geçmek zorunda.
Yıllardır hiçbir problem yoktu. İsrail gemileri Eliat’tan çıkıp, Mısır kontrolündeki bu adaların önünden geçip, Kızıldeniz’i aşıyor, oradan da Afrika ya da Asya’ya ulaşabiliyordu.
O İKİ ADA İSRAİL İŞGALİNDEYDİ
Suudi Arabistan o adaları 1950 yılında Mısır’a verdi.
1967’deki 6 gün savaşları sırasında İsrail, Mısır kontrolündeki o iki adayı işgal bile etti.
26 Mart 1979’da İsrail ile Mısır arasında imzalanan Camp David anlaşmasında Mısır sınırları o iki ada üzerinden çizildi.
Hatta Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat, adaların Suudi Arabistan’a ait olduğunu söyleyerek, Camp David’deki sınırların ona göre düzenlenmesini talep etti ancak bu reddedildi.
CAMP DAVİD İLE SINIRLAR DEĞİŞTİ
İsrail 1967’de başlattığı işgali, 1979’daki Camp David ile sonlandırdı. Ancak adalar bir süre BM denetimine bırakıldı.
Sonrasında ise Hüsnü Mübarek göreve geldi. 1980 sonrası İsrail, işgali kaldırmış olsa bile Mısır rejimiyle arasındaki işbirliği neticesinde o adaların stratejik konumunu avantaj olarak kullanmaya devam etti.
İSRAİL İÇİN EİLAT VE O İKİ ADANIN ÖNEMİ
Eilat limanı İsrail için çok özel bir yere sahip.
Kızıldeniz’den tek çıkış noktaları orası yani Afrika ve Asya bağlantılarının başladığı yer.
İsrail Akdeniz’deki limanı Hayfa’dan Eilat’a kanal açmayı planlıyor.
Yani Akdeniz ile Kızıldeniz’i birleştirmeyi amaçlıyor.
Bu sayede Akdeniz’deki İsrail gemileri, Süveyş’e gerek duymadan işgal altındaki Filistin topraklarına açılacak olan kanaldan direk Eilat’a inecek oradan da o iki adanın önünden geçip, Afrika ya da Asya’ya ulaşabilecek.
İSRAİL, SUUDİ ARABİSTAN’LA GÖRÜŞMEK İSTİYOR
Şimdi tekrar Suudi Arabistan’ın geri aldığı o iki adaya dönelim.
Adalar, Suudi Arabistan’a dönmesi en çok İsrail’i tedirgin etti.
İsrail yönetimi kararla ilgili Knesset’in yani kendi parlamentolarının onayının alınması gerektiğini söyledi.
Bu konuda Suudi Arabistan’a masaya oturma teklifi yapıldı.
İsrail, kendi açısından önemi büyük olan o iki adanın el değiştirmesini çaresiz kabullenecek gibi görünüyor.
Ancak Camp David anlaşmasını öne sürerek, kendi onaylarının da alınmasının şart olduğu ısrarındalar.
Yani Suudi Arabistan ile Mısır arasındaki ada alışverişinde “masada ben de varım” diyor.
Peki İsrail’in bu tutumu ne getirir, ne götürür?
Öncelikle bu süreçte İsrail, Camp David anlaşmasını gerekçe göstererek Suudi Arabistan’ın adaları geri almasına karşı somut bir yaptırım uygulayamaz. Neticede iki ada Suudi yönetimine ait.
İsrail böyle bir reaksiyon verirse, Suudi Arabistan, İsrail ile Mısır arasındaki Camp David’i tanımadığını belirtir, konuyu kapatır.
İsrail, buradan yola çıkarak anlaşma zemini arayacak.
“Knesset’in onayı alınmalı” çağrısıyla da Suudi Arabistan’a “gelin konuşalım” mesajı veriyor.
Aslında bu konuşma fikri bir süredir İsrail’in aklında olan bir durum.
Türkiye ile yakınlaşma sürecindeki İsrail bir yandan da Suudi Arabistan’la resmi ilişki başlatmayı hedefliyor.
Geçtiğimiz ay İsrail Savunma Bakanı Moshe Yalon, Suudi Arabistan öncülüğündeki İslam İttifakını desteklediklerini açıklamıştı.
Meseleye bu perspektiften bakınca, Suudi Arabistan Kralı Selman’ın, son bir yıldır Türkiye ile başlattığı yeni dış politika hamlelerinin son derece akıllı adımlarla ilerlediği görülüyor.
iki küçük ada üzerinden büyük bir stratejik plan var. O iki ada hem sınırların değişmesine hem de yeni ittifakların inşa edilmesine gebe olabilir.
Burada asıl mesaj kime gidecek derseniz, hiç kuşkusuz yanıt İran’dır.