Konuk Yazar
Kanada'da Kızılderililere uygulanan 'Kültürel Soykırım' ve Vatikan'ın rolü
Geçtiğimiz 10 Aralık 2025’de yayınlanan ‘Katolik Kilisesinin bahçesine binlerce çocuğu neden gizlice gömdüler?’ başlıklı yazımda, Kanada’daki yerli katliamından bahsetmiş, konuya devam edeceğimi belirtmiştim.
İlk yazıyı okumayanlar için linki paylaşıyorum.
Kanada devleti, Kilise Yatılı Okullarındaki katliamı uzun yıllar inkâr etmiş ve saklamayı da başarmıştı.
Komisyonun raporunu açıklamasının ardından dönemin başbakanı Stephen Joseph Harper, 11 Haziran 2008 tarihinde, hükümet ve parlamento adına Kanada’nın yerli halkından resmen özür diledi.
Bu tarihten itibaren, gözler özellikle Vatikan'a çevrildi.
Görevdeki papaların da konuya eğilmesi ve özür dilemeleri beklendi. Vatikan’a, arşivlerindeki belgelerin açıklaması için birçok kez çağrı yapıldı.
İşte tam da bu sırada, Kanada devlet arşivlerinden bulunan 200 binden fazla yerli aileye ait bilgiler de dâhil olmak üzere, yatılı okul sistemiyle ilgili 15 ton kâğıt belgenin, 1936-1944 yılları arasında devlet tarafından imha edildiği ortaya çıktı.
Skandalın ortaya çıktığı dönemin Başbakanı Justin Trudeau ise konunun üzerine kararlılıkla gitti.
Trudeau, yaptığı bir açıklamada, “Bir Katolik olarak, Katolik âleminin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa Francis'den daha önce resmî bir özür ve Kanada’nın yatılı okul sistemiyle ilgili kayıtların yayınlanması da dâhil olmak üzere bir dizi istekte bulundum. Ne yazık ki Papa bu taleplerin hiçbirinin yerine getirmedi" dedi.
Başbakan Trudeau başka bir açıklamasında ise Kanada’daki kilise yetkililerini hedef alarak, “Kilisenin bu konudaki rolü için adım atmasını ve sorumluluk almasını bekliyoruz. Gerekirse daha sert tedbirler alacağız. Katolik Kilisesini mahkemeye vermeye başlamadan önce, dinî liderlerin paylaşmaları gereken bir sorumluluk olduğunu anlayacaklarından çok umutluyum” ifadelerini kullandı.
Kanada Federal Parlamentosu ise 2018’de, Papa Francis'in, Katolik Kilisesinin yatılı okullarındaki katliam nedeniyle yerli çocuklardan özür dilemesini isteyen bir öneriyi oy çokluğuyla kabul etti.
Papa bu çağrıya da bir karşılık vermedi.
Kilise yatılı okullarında kalmış 71 kişinin halen hayatta olduğu ve 16 Nisan 2021 tarihine kadar kurbanlar arasında bulunan 28 bin kişiye ödenen tazminat miktarının 3 milyar dolara ulaştığı açıklandı.
Sayıları 139’a ulaşan bu okulların bahçelerinde yapılan kazılarda yeni toplu mezarlar bulundu.
Mezarlardan, aralarında 3 yaşındaki çocuklarında olduğu kurbanların kalıntıları çıkarıldı.
Kanada Hükümeti, söz konusu okulların arazilerini drone, lazer, radar başta olmak üzere teknolojinin son sitemleriyle inceledi, araştırdı.
Ülkede artan kamuoyu baskısı, Kanada’da bir grup hukukçunun, yatılı kilise okullarında kaybolan çocuklar konusunu Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne taşımasına da neden oldu.
Aralarında tanınmış isimlerin de bulunduğu 15 avukattan oluşan grup, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nden, Kanada hükümeti ve Vatikan'ın insanlığa karşı suç işlemekten soruşturulmasını resmen talep etti. Gruptan yapılan açıklamada, "Soruşturmanın, mezarlık alanlarının oluşturulmasında ve bu alanların örtbas edilmesinde yer alan Katolik Kilisesi ve Kanada Hükümeti'nin çalışanları, ajanları ve aktörlerinin yargılanmasına yol açabileceği" belirtildi.
Kanada'da yerli çocuklara yönelik katliamın kanıtları gün yüzüne çıkmaya devam ederken yeni bir gelişme yaşandı.
Egemen Yerli Milletler Federasyonu, Katolik Kilisesi tarafından en az 13 okulun kayıtlarının açıklanacağını duyurdu.
Federasyon güzel bir başlangıç olarak değerlendirdiği adımı Kanada'daki diğer kiliselerin de atması gerektiğini kaydetti.
Aslında kilisenin adı sadece Kanada’da değil birçok ülkede, çocuklara yönelik taciz olaylarına ve suçlarına karışmış durumda.
Avustralya Kardinali George Pell cinsel tacizden suçlu bulunmuştu.
Yine Avustralya'nın Adalaide Başpiskoposu Philip Wilson, 1970'li yıllarda çocuklara yapılan cinsel tacizi saklamaktan suçlu bulunmuştu.
Katolik Kilisesi'nin önde gelen isimlerinden Alman Kardinal Reinhard Marx, taciz skandallarıyla mücadelede kilisenin başarısız olduğu gerekçesiyle Papa'ya istifasını sunmuştu.
Polonya Katolik Kilisesi, 1958 ile 2020 yılları arasında 300 çocuğun, din görevlileri tarafından istismar edildiğini açıklayarak özür dilemişti. İngiltere'de çocuk cinsel istismarına yönelik yapılan araştırmada, Katolik kilisesinde 3 binden fazla çocuk istismarının rapor edildiği belirlenmişti. Kiliselerde Cinsel İstismarları Araştırma Komisyonu, Fransa'da 1950’den bu yana kiliselerde en az 10 bin çocuğun cinsel istismara uğradığının tahmin edildiğini duyurdu.
Arjantin'de mahkeme çocuklara yönelik cinsel taciz ve suiistimalden yargılanan iki Katolik rahip ile bir bahçıvanı 28 suçtan mahkûm etti. İtalya'da çocuklara cinsel istismarda bulunduğu belirlenen rahip 5 yıl hapse mahkûm edildi.
Sıraladığım bu örnekler, kilisenin adının sadece son birkaç yılda karıştığı olaylardır.
Ama Kanada'da, Kızılderili çocuklarına karşı kilisenin hükümetle ortaklaşa yaptığı 'Kültürel Soykırım'ın ayrıntıları ortaya çıkması, Vatikan’ı ve tüm Katolik dünyasını çok zor durumlara düşürmeye devam edecektir.
Kanada, yerlilere yaptıkları nedeniyle özür diledi dilemesine de peki Amerika Birleşik Devletleri, İspanya, Fransa, İngiltere Amerika kıtasının Kızılderili halkına uyguladıkları soykırımlar, katliamlar konusunda hesap verdiler mi?
Amerika Birleşik Devletleri’nde yerli kabilelerin maruz kaldığı katliamları daha önce yazmıştım.
Ama şu kadarını söyleyeyim Amerikan yönetimlerinden ve kiliselerinden Kızılderili katliamları konusunda herhangi bir özür gelmedi.
YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ
Independent Türkçe
Kanada'da Kızılderililere uygulanan 'Kültürel Soykırım' ve Vatikan'ın rolü
ölüm her birimizin içinde sessizce bekleyen bir misafirdir.
TÜRK OCAKLARI'NIN ALACAKARANLIK DÖNEMİ

SURİYE’DEKİ GELİŞMELER NE ANLAMA GELİYOR?

ÖCALAN’IN MUHATAP ALINMASI DOĞRU BİR TERCİH Mİ?

Sih diasporası siyaseti: Hindistan ve Kanada arasında bir beka mücadelesi

GÖLGE ETMEYİN YETER
Muazzez İlmiye Çığ ölmüş..
SAVAŞIN EŞİĞİNDE MOLDOVA

İngiltere karıştırmadan önce Filistin’de huzur vardı

Ulusaldan yerele: 'Dış güçler

Milli mücadelenin kahramanlarından Ali Sezai Efendi'nin acı hikayesi...

F-35'lerle ilgili skandal gerçekler! Türkiye ve S-400 korkuları boşa değil!..

Salgın inanç dünyamıza nasıl etki edecek?
