Sabah gazetesinden Burhanettin Duran, bu gün yaşanan terör ve mültecilik krizinin Irak'ta yapılan yanlış olduğuna ve maalesef ABD ve Avrupa'nın bu yanlıştan ders çıkarmadığına vurgu yaparken "ABD ve Britanya "ertesi günün" sorumluluğunu küçümseyerek Irak'ı işgal etme hatasını işledi. "Demokratik bir Irak" yaratmayı bırakın, Suriye'yi de vuracak olan DAİŞ terör devletinin kurulacağı bir zemini üretti.
Bugün aynı şey Suriye'de farklı bir yolla cereyan ediyor. Irak işgalinde bilerek "hatalı" davranan Bush ve Blair'in tecrübesinden "yanlış ders" çıkaran Obama yönetimi uzayan Suriye iç savaşını yerel aktörlerle çözmeye çalışıyor. Yine bölgenin yarınını umursamıyor." diye yazdı.
İşte Duran'ın "İtiraf etmeyin tövbe edin!" başlıklı yazısı :
Chilcot raporu 7 yıl sonunda yayınlandı. Tevafuk bu ya, raporun kamuoyu ile paylaşılması DAİŞ saldırısının Irak'ta 200'ü aşkın can aldığı günlere denk geldi. Saddam Hüseyin'in 'yakın' tehdit oluşturmadığı, işgalin gereksiz olduğu ve yanlış istihbaratla tüm barışçıl seçenekler tüketilmeden savaş kararı alınmıştı. Ayrıca işgal sonrasında ne gibi sorunlarla karşılaşılacağı öngörüldüğü halde planlama ve hazırlıklar yetersizdi.
Rapordan sonra Blair'in açıklaması ise "özür ve pişmanlık soslu" bir "aslında haklıydım" savunusu. Blair istihbarat değerlendirmelerinin yanlış olduğunu kabul etse de kararının doğru olduğunda ısrarcı. Saddam Hüseyin'in tehdit teşkil ettiği ve bugün "Saddamsız dünyanın daha iyi ve daha güvenli" olduğu kanaatinde.
Blair'in özrü de tıpkı Britanya basınının ilgisi gibi daha çok işgal sırasında ölen 179 Britanyalı askerin ailesine yönelik. ABD Başkanı Bush'a "ne olursa olsun seninleyim" demesinin Irak'ta ve Ortadoğu'da bıraktığı ölümcül etkilere yanmak da bölge insanına kalıyor herhalde.
1 milyon insanın ölmesinin yanı sıra işgalin getirdiği üç negatif sonuç bile bugünlerin kaosunu anlatmaya yeter: a) Saddam'ın otoriter yöntemle bile olsa icat ettiği Irak milliyeti parçalandı; b) Şiicilik hâkim olurken Sünni Araplar El-Kaide ve DAİŞ gibi örgütlerin eline bırakıldı; c) Halbuki daha derinlikli analiz Batı'nın sürekli olarak ertesi günü iyi hesap etmeden "sorumsuzca" müdahale ettiğidir. Yeniden yapılandırmada bir o kadar beceriksiz olduğudur. Hem de kendi uzun vadeli menfaatini bile yeteri kadar öngöremeden.
Afganistan, Irak ve Suriye krizlerinin ürettiği küresel göçmen ve terör sorunları bunun en belirgin örnekleri. Obama'nın Suriye politikasının hangi ölümcül sonuçları ürettiğinin "itirafı" için 13 yıl beklemeye gerek kalmayacak gibi.Ortadoğu'da İran'ın etki alanını büyüterek mezhepçi kutuplaşmanın önünü açtı.
Diyorum ki, keşke Batı başkentleri "itiraf" etmeyi bırakıp "tevbe" etseler. Bilerek "hatalı" karar vermeyi terk etseler. Tüm insanlığın "yarınları" için yaptıklarının ya da yapmadıklarının sorumluluğunu üstlenseler.