DÜNYA
Irak'ta kim kimdir?
*Irak'ta merkezi yönetim ve Kürt Bölgesel Yönetimi arasında, 25 Eylül referandumu sonrası kriz tırmanmaya devam edince, Irak ordusu bugün Kerkük'e operasyon başlattı.
*Kerkük'teki operasyon Irak'taki sorunları, etnik ve mezhepsel grupların farklılığını bir kez daha gündeme getirdi.
*Birden fazla etnik grubu, mezhebi barındıran Irak'ın demografik yapısı ülkedeki siyasi gelişmeleri direkt etkiliyor.
Irak ordusu, Kerkük’teki askeri üs ve petrol kuyularını almak için operasyon başlattı. Irak ordusunun kentte ilerleyişini sürdürdüğü ve Peşmergelerin kaçtığı belirtiliyor. Irak merkezi yönetimi tarafından yapılan açıklamada, sivillerin can güvenliğinin güvence altına alındığı söyleniyor. Uluslararası ajanslar, Peşmerge’nin bozguna uğradığını ifade ediyor.
Irak'ı bugün bu noktaya getiren ayrım, çok eskilere dayanıyor.
Osmanlı sonrası dönemde uzun yıllar boyunca İngiliz mandası altında kalan Irak, sınırları içerisinde farklı dini ve etnik grupları barındırıyor.
1932 yılında İngiltere’den bağımsızlığını elde etse de 1958 yılına kadar fiili olarak İngiliz etkisinde kalan Irak’ın kuruluş temelleri hassas dengeler üzerine kurulu oldu. Irak’ta Arap, Kürt, Türkmen, Keldaniler ve Asuriler başta olmak üzere çok sayıda etnik grup yaşıyor.
Nüfusu 37.2 milyon. Nüfusun yaklaşık yüzde 75’i şehirlerde, yüzde 25’i kırsal kesimde yaşıyor. Mevcut nüfusun yüzde 96’sı Müslüman. Müslümanların ise yüzde 53’ü Şii, yüzde 42’si Sünni.
Araplar: Irak’ın bölünmüş çoğunluğu
Nüfus olarak Irak’ın kurucu unsuru olan Araplar, ülke nüfusunun da yüzde 73’ünü oluşturuyor. Kral Faysal döneminden itibaren ülke yönetimindeki en etkili aktör olarak öne çıkmaya başlayan Araplar, Musul, Bağdat, Basra ve Irak’ın güney kesimlerinde yaşamaktadır.
Irak’taki Müslüman halkın yüzde 55’i Şii Araplardan oluşuyor. Arapların yanı sıra Türkmenlerin de önemli bir bölümü Şiilerden oluşuyor. Ülke nüfusunun yüzde 37’si ise Sünni (Arap-Kürt-Türkmen) Müslümanlardan oluşuyor.
Araplar ülkenin çoğunluğunu oluştursa da mezhepsel farklılıklar Arap toplumunu bölen bir faktör olarak öne çıkmaktadır. Kral Faysal yönetiminin sona erdiği 1958 yılında Cumhuriyet yönetimine geçen Irak’ta Araplar arasındaki sorunlar derinleşmeye başladı. Bu sorunlar 1963’te Baas Partisinin iktidara gelmesi ile birlikte daha da arttı. Baas yönetiminin Sünni Arapları öne çıkarması ve yönetimdeki isimlerin çoğunluğunun Sünnilerden oluşması, Şiilerin dışlanması sorununu beraberinde getirdi. Irak’taki Arap nüfusunun yüzde 55’ini oluşturan Şii Arapların, yönetim kademesinden uzak kalması Irak içerisindeki dengeleri olumsuz etkiledi. Özellikle Saddam döneminde Şiilerin dışlanmasının yönetim merkezli bir politikaya dönüşmesi Irak içerisindeki mezhepsel sorunları daha da kırılgan hale getirdi.
- Saddam rejiminin Şiileri dışlayan politikası, ABD’nin 2003’teki Irak işgali sonrası yerini başka bir soruna bıraktı. ABD’nin işgal sonrası Baas Partisini ve dolayısıyla Sünni kesimi iktidardan düşürmesi, Irak içerisindeki dengeleri değiştirdi. İlk etapta ABD işgaline ortak direnen Şii ve Sünni kesimler ilerleyen süreçte ülkedeki yeni yönetimin belirlenmesi ile birlikte farklılaşmaya başladı. Irak’taki Arap nüfusunun yüzde 18’ini oluşturan Sünnilerin işgal sonrası dönemde iktidarı kaybetmiş olmanın verdiği psikoloji ve Şiilerin de 2004 sonrası iktidar olma imkânına ulaşması farklılıkları körükledi. Özellikle, 2005’te hazırlanan yeni Irak anayasasında mezhep ve etnik temelli farklılıkların öne çıkarılması bu dönemdeki ayrılığı derinleştirdi.
Irak’ta Araplar arasındaki mezhep temelli ayrılığı derinleştiren esas faktör ise işgal sonrası gerçekleşen ilk seçimlerden sonra Başbakan olan Nuri el-Maliki oldu. Maliki’nin göreve geldikten sonra izlediği politikalarla zamanla İran’a yakınlaşması ve mezhepsel fikirleri öne çıkarması ülke içerisindeki Sünni-Şii farklılığını körükledi.
Maliki’nin Sünni Arapları dışlaması ve Saddam rejimi döneminde yaşananların intikamını almaya dönük bir anlayış sergilemesi, Sünni Arapların gücünü zayıflattı. Her ne kadar 2005 Irak Anayasası, Sünni Araplara önemli ayrıcalıklar vermeyi öngörse de Maliki’nin gücünü artırdıkça, Sünni Araplar üzerindeki baskısını artırması Araplar arası farklılığı derinleştirdi.
Özellikle 2010 seçimlerinden sonra gittikçe otoritesini güçlendirmeye çalışması, çatışmaları derinleştirmesi, Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Sünni lider Haşimi’yi ve Irak Parlamentosundaki Sünni vekilleri teröre destek vermek suçlaması ile tutuklama girişiminde bulunması, Arap toplumundaki bölünmeyi derinleştirdi. Bu durum Şii siyasetini daha fazla öne çıkartırken, Sünni Arapların geriye çekilmesine ve Bağdat’tan uzaklaşmalarına yol açtı. Buna bir de ülkedeki otorite boşluğu eklendiğinde Irak içerisinde Arap toplumunu mezhepsel farklılıklarının neden olduğu derin sorunlarla yüz yüze bıraktı.
- DEAŞ’ın Irak’ın en büyük ikinci kenti olan Musul’u ele geçirmesinden sonra Maliki’nin istifaya zorlanması ve sonrasında istifa etmesi de mevcut kırılganlığı zayıflatmaya yetmedi. DEAŞ sonrası dönem Irak’taki nüfusun yüzde 73’ünü oluşturan Araplar arasındaki gerilimin sürdüğü bir dönem olarak öne çıkmaya devam ediyor.
İkinci yoğun nüfus: Kürtler
Irak’ta Araplardan sonra en çok nüfusa sahip etnik grup Kürtler. Kürtler, yoğunluklu olarak Akra, Revanduz, Hacı Umran, Kala Diza, Halepçe, Süleymaniye, Erbil, Kerkük ve Musul şehirlerinde yaşıyor. Özellikle ABD işgali sonrasında bölgenin demografik yapısı değiştirildi ve Kürtler, belli bölgelere kasıtlı olarak yerleştirildi. Kürtlerin sosyal yapısının temelinde aşiretler var. Ortak bir ataya ve akrabalığa dayanarak örgütlenen aşiretler, Kürt toplumunda önemli bir birim. Kuzey Irak’ta yaşayan Kürtlerin büyük çoğunluğu Müslüman. Mezhepsel olarak ise ağırlıklı olarak Sünniler.
Kürtler, tarih boyu Irak içerisinde ayrı bir güç olmak için büyük bir çaba harcadılar. Hint – Avrupa soyundan gelen Kürtler, Irak’ın kuzeyinde çoğunluktalar. 19. yüzyıldan bu yana bağımsızlık hayali kuran Kürtler, IKBY öncülüğünde geçtiğimiz ay referanduma gittiler. Tüm dünyanın tepkilerine rağmen referandumu iptal etmeyen Barzani yönetiminin ısrarı, bölgede büyük bir kaosu hızlandırmaktan başka bir işe yaramadı.
Kürtlerin kurduğu siyasi partilerin önde gelenleri:
- Kürdistan Demokratik Partisi
- Kürdistan Yurtseverler Birliği Partisi
- Irak Kürdistanı Sosyalist Partisi
Türkiye ile bağları koparılmaya çalışılan Türkmenler
Irak Türkmenleri, Irak’ın kuzeyinden itibaren Telafer, Musul, Erbil, Altınköprü, Kerkük, Tuzhurmatu, Kifri, Kara Tepe, Hanekin, Mendeli ve Bağdat’ın güney doğusunda bulunan Bedre’ye kadar uzanan bir şerit üzerine yerleşiyorlar.
Resmi kayıtlarda, Türkmen nüfusunun yüzde 2 civarında olduğu belirtilse de, bunun gerçeği yansıtmadığı belirtiliyor. Türkmen nüfusunun yüzde 10 civarında olduğu ifade ediliyor.
Birinci Dünya Savaşı sonunda Irak Türkmenleri, İngilizlerin kendilerini yanına çekmek isteyen politikalarına karşın mücadele göstermiş ve direnmişlerdi.
- Neden Türkmen deniyor?
- Irak’ta yaşayan Türklere, 1959 yılından sonra Irak tarafından Türkiye ile olan bağlarını unutturmak için resmi olarak Türkmen denildi. Irak’ta cumhuriyet dönemini başlatan Abdulkerim Kasım yönetimi, Türklerin Türkmen olduğunu, aslında Türkiye kökenli değil, Orta Asya kökenli olduğunu savunmuş ve Irak’taki Türkmenlerin Türkiye ile bağlarını koparmaya çalışmıştı.
11 yüzyıldan bu yana iki nehir arasındaki bölgede yaşayan Türkmenler, Türkçe konuşuyorlar, aynı zamanda Türk kültürüne sahipler.
Kuzey Irak’ta Musul ve Kerkük şehirleri çevresinde yaşayan Türkmenler, yıllar boyunca tarihlerini ve kültürlerini korudular. Türkmenlerin sıkıntısı ise yaşadıkları Kerkük kentine yerleştirilen Kürtler. Bölgenin demografik yapısının değiştirilmek istendiğini belirten Türkmenler, Kerkük’ün çoğulcu yapısının değişmesinden endişe ediyor. Ankara’nın da bu konuda endişeleri var ve bu konuda ABD’den destek bekliyor.
Türkmenlerin hemen hepsi Müslüman. Müslümanlar kendi içerisinde Şii ve Sünni olarak ikiye ayrılıyor. Çoğunluk Sünnilerden oluşuyor.
Irak’ın azınlık halkları: Asuriler, Keldaniler, Aramiler...
Irak’ta Arap, Kürt ve Türkmenlerden sonra nüfusun geriye kalanını oluşturan grupların başında Asuriler, Keldaniler, Aramiler, Şebekler ve Süryanilerden oluşuyor. Bu gruplar ülke nüfusunun yüzde 2-3’ünü oluşturuyor. Genel olarak Kerkük, Erbil, Musul, Duhok ve Bağdat’ta yaşayan azınlıkların önemli bir bölümü, Irak işgali sonrası yaşadıkları bölgeleri terk etmek zorunda kaldı.
Yeni Şafak