Konuk Yazar
Fransız Bakanın unuttuğu OHAL!..
Her fırsatta Türkiye'deki OHAL uygulamasını eleştiren Fransa'nın 11 yıl önce yaptıkları ortaya çıktı.
Haber7 yazarı Taha Dağlı, Türkiye ziyaretinde OHAL uygulamasını eleştiren Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Marc Ayrault, Fransa'da 11 yıl önceki OHAL uygulamasını hatırlatan bir yazı kaleme aldı.
İşte Dağlı'nın o yazısı...
Fransa’da halen yürürlükte olan olağanüstü hal bir ilk değil.
Bundan tam 11 yıl önce “savaş yasası” kapsamında olağanüstü hal uygulanmıştı.
Peki neler olmuştu, hatırlayan var mı?
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Marc Ayrault Türkiye ziyaretinde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile düzenlediği basın toplantısında Türkiye’deki OHAL uygulamasını eleştirdi.
“Bizdeki ile sizdeki farklı, bizde yargı bağımsız, polisin yetkisi de sizinki kadar değil” dedi.
Fransız Bakana hatırlatalım.,
27 Ekim 2005 tarihi, yer Paris.
Biri 16 diğeri 17 yaşında olan iki Müslüman Kuzey Afrika asıllı çocuk, polisin kimlik sorgusundan kaçarken, bir elektrik direğinin altına gizlendi, çocuklar polisten kaçarken saklandıkları direğin dibinde, elektrik çarpması sonucu can verdi.
Sonradan Cumhurbaşkanı olan o dönemin İçişleri Bakanı Nicola Sarkozy, Paris’in banliyölerinde yaşam mücadelesi veren, ikinci hatta üçüncü sınıf insan muamelesi gören Müslüman göçmenler için “ayak takımı” benzetmesi yaptı.
İki çocuğun ölümü, içişleri bakanının hakareti, banliyölerdeki göçmenleri sokağa davetti, canlarına tak eden gençler “Paris ayaklanması” olarak kayıtlara geçen isyanı başlatıp, her gece onlarca aracı ateşe vermeye başladı.
Fransa hükümeti savaş yasasını devreye soktu, olağanüstü hal ilan etti. İlk dönemin ardından olağanüstü hal uzatıldı.
Her hangi bir caddede küçük de olsa grupların toplanması, bir araya gelmesi yasaklandı.
Bir çok şehirde sokağa çıkma yasağı uygulandı, Paris’te bile 16 yaşından küçüklerin tek başlarına sokağa çıkmalarına yasak getirildi.
Orantısız güç kullanımının haddi hesabı yoktu, 15 yaşındaki çocuklara, polis dayağı atıldı, kelepçe takıldı.
3000’den fazla göçmen tutuklandı. Yüzlercesi sınır dışı edildi.
Tarih 2005’ti, bugün 2016’dayız ve DAEŞ diye bir belayla uğraşıyoruz.
DAEŞ’in nüfusunda çoğunluk Kuzey Afrika kökenli Fransız vatandaşları, onların da belki bir çoğu 2005’te OHAL ile fişlenen ya da kovulan gençler.
Tüm bunlar tam 11 yıl önce yaşandı.
Paris’teki ayaklanmanın yıl dönümünde Fransa hala olağanüstü hal ile yönetiliyor.
Kasım 2015’ten itibaren olağanüstü hal var, sürekli de uzatılıyor.
O tarihte bir DAEŞ saldırısıyla başladı, Ağustos’ta sona erecekti, günler kala 14 Temmuz 2016’da bir terör saldırısı daha oldu, otomatikman 6 ay daha uzatıldı.
Kasım 2015’ten bu yana hükümet, OHAL sayesinde, çalışma yasasını mecliste reddedilmesine rağmen Kanun Hükmünde Kararname ile kabul ettirdi.
Çalışma saatlerini arttıran, mesai ücretini ortadan kaldıran, işten çıkarılmaları kolaylaştıran bu yasa sendikaları sokağa döktü. Aylarca yapılan gösterilerde OHAL polisi, kadın-erkek demeden önüne gelene dayak attı, gaz sıktı, yüzlerce kişiyi de tutukladı.
Türkiye’ye gelip, bizdeki OHAL ile kendilerininkini kıyaslayıp, sonra “bizimki daha demokrat” diye ahkam kesen Fransa Dışişleri Bakanı, dönüp hem aynaya baksın, hem de biraz geçmişe.