Konuk Yazar
Darbeci FETÖ'cülerin İsrail buluşması tesadüf mü?
Akın Öztürk, darbe girişiminin bir numaralı aktörü.
Kerim Balcı, darbeci FETÖ üyesi.
Bu iki ismin buluştuğu bir yer var, orası İsrail.
Akın Öztürk, 1996 yılında Türkiye’nin İsrail büyükelçiliğinde askeri ataşe olarak göreve başladı.
1998’e kadar İsrail’deydi.
Görevi sırasında İsrailli generallerle sıkı fıkıydı.
İsrail ordusunda generallik yapan sonrasında siyasete soyunan ve halen milletvekilli olan Amram Mitzna başta olmak üzere bir çok İsrailli üst düzey komutanla çalıştı.
Kerim Balcı, FETÖ’nün tetikçilerinden.
O da İsrail menşeili bir isim.
Yıllarca terör örgütünün yayın organlarının İsrail temsilciliğini yaptı.
Garip bir tesadüf ki İsrail’deki görevinin başladığı tarih 1996.
Yani darbeci Akın Öztürk ile darbeci Kerim Balcı’nın İsrail görevleri aynı tarihte başlamış.
Kerim Balcı kimdir diyenler olabilir.
Hani şu 15 Temmuz gecesi örgütün yayın organına Londra’dan bağlanıp, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın halkı meydanlara davet etmesine fena halde bozulan sonra da “evlerinize dönün” çağrısı yapan terör örgütü üyesi var ya işte o Kerim Balcı.
Kerim Balcı, Zaman gazetesinin İsrail temsilciliğini yaparken İbrani üniversitesinde de okudu.
Aksa intifadası sırasında bölgedeydi.
Türk halkı Hamas-El Fetih-İslami Cihat ve hatta Halk Kurtuluş Örgütünün ortaklaşa gerçekleştirdiği intifadada Filistin için dualar ederken, o İsrail’in yanında saf tuttu.
İkinci intifadanın en önemli saldırılarından biri Hamas lideri Şeyh Ahmet Yasin’e yönelik suikasttı.
Şeyh Yasin, 22 Mart 2004’te Gazze’de sabah namazı çıkışı cami önünde tekerlekli sandalyesinde nokta atışıyla vurularak şehit edildi.
Kerim Balcı Zaman gazetesi ve Aksiyon dergisinde İsrail’in bu hunharca saldırısı karşısında şehit Şeyh Yasin’i suçladı.
Şeyh Ahmet Yasin için “intihar saldırılarına fetva verirsen sonun böyle olur Şeyh Efendi” şeklinde yazılar yazdı.
Filistinliler için Hamas için Şeyh Ahmet Yasin için hiç çekinmeden “terörist” benzetmesi yaptı.
Tekrar Akın Öztürk’e dönelim.
İsrail’de görev yaparken İsrailli generallerle çalıştığını söyledik.
Türkiye’ye döndükten sonra 2000 yılında İsrail, Türk ordusunun tanklarını modernize etti.
700 milyon dolarlık bir işti.
Türkiye’de bir darbe süreci yani 28 Şubat süreci vardı.
Mossad, MİT’i istediği gibi kullanıp, Türkiye’yi arka bahçesine çevirmişti.
İşte o dönemde 170 adet M60 tankı İsrail’in elinden geçti.
Peki o tanklar ne oldu biliyor musunuz?
15 Temmuz’da İstanbul ve Ankara’da halkın üzerine yürüdü.
Kanlı darbe girişimindeki M60 tankları için 16 Temmuz sabahında bir çok İsrail gazetesi, “darbe girişiminde kullanılan tanklar, bizden gitmişti” diye manşet attı.
Son bir not daha verelim.
Amerikalı İslam Bilimleri uzmanı Dr. Kevin Barrett isimli bir araştırmacı var.
15 Temmuz darbe girişimine bir hayli kafa yormuş.
Gülen hareketinin darbeci olduğundan zerre kadar şüphesi yok, arkasındaki gücün ise Amerika ve Siyonistler olduğunu söylüyor.
Dr. Kevin Barrett, Akın Öztürk’ü kast ederek şöyle de bir iddia ortaya atmış.
“İsrail’de ataşelik yapan askerler genellikle Siyonizm için çalışan casuslardır” demiş.