Konuk Yazar
Cerablus Harekatında DAEŞ şifresi
Amerika, DAEŞ’le mücadele ediyor, etmekle kalmıyor, Avustralya’yı, Kanada’yı, İngiltere’yi, Danimarka’yı, Norveç’i, Belçika’yı, Almanya’yı, Fransa’yı da çağırıyor, hepsi bir olup, koalisyon kuruyor, sonra da Suriye’de DAEŞ terör örgütünü bombalıyor.
Rusya, DAEŞ’le mücadele ediyor. Rusya lideri Putin 28 Eylül 2015’te ABD Başkanı Obama ile görüşüyor, “Suriye’yi bombalayacağız” diyor.
Obama “DAEŞ’i vuracaksanız, hay hay” yanıtını veriyor.
Putin de “elbette DAEŞ’i vuracağız” deyip, ABD’den aldığı ruhsatla 30 Eylül’den itibaren Suriye’yi bombalamaya başlıyor.
PYD, PKK’nın uzantısı, A’dan Z’ye her şeyi PKK, yani yüzde yüz bir terör örgütü, DAEŞ nasıl dünyanın kabul ettiği bir terör örgütüyse PYD de aynısı.
Ancak ABD’ye ve AB’ye göre terör örgütü değiller çünkü ehliyetleri var, adı DAEŞ’le mücadele.
DAEŞ terör örgütüyle mücadele ettikleri için PYD bir terör örgütü sayılmıyor.
Aynı ABD, Irak’ta DAEŞ ile mücadele koalisyonu kuruyor.
Sünni sivillerin yaşadığı Musul ve Felluce DAEŞ işgalinde.
İlk operasyon Felluce’ye yapılıyor, Amerika öyle bir koalisyon kuruyor ki, Iraklı siviller yalvarıyor, “böyle kurtarma operasyonu olmaz olsun” diyor.
Çünkü DAEŞ ile mücadele diye ABD’nin Felluce’deki sünni sivillerin üzerine gönderdiği koalisyon güçleri İran’dan toplama gelen Şiilerin DAEŞ’i olarak bilinen Haşdi Şabi milisleri.
İşte o Haşdi Şabi militanları bile ABD’nin verdiği raporla DAEŞ ile mücadele ettikleri için meşru silahlı grup kabul ediliyor.
İkinci operasyon Musul’a yapılıyor. Yine sünni Araplar ve Türkmenler var. ABD DAEŞ raporunu biraz daha genişletip bu kez Kerkük çevresinde konuşlu 2 bin PKK teröristini de DAEŞ ile mücadele ekibine dahil ediyor. Yani PYD’yi nasıl DAEŞ kılıfıyla meşrulaştırdılarsa PKK’yı da “bakın bunlar da DAEŞ ile savaşıyor” diyerek aklamaya çalışıyor.
ABD’nin son 2 yılda Suriye ve Irak’ta DAEŞ ile mücadele operasyonlarında 45 bin DAEŞ teröristi öldürülmüş. Ancak daha 30 bin DAEŞ teröristi daha var piyasada.
Tabi bu arada PYD’lilerin, Haşdi Şabi’lerin, PKK’lıların, Norveçlilerin, Kanadalıların katıldığı operasyonlarda 5 bin de sivil yanlışlıkla katlediliyor.
ABD’nin DAEŞ ile mücadelesi işte böyle bir şey.
Şimdi sıra Türkiye’de.
Türkiye DAEŞ’le mücadele ve hatta PYD ve hatta daha ne kadar terör örgütü varsa hepsiyle mücadele için Suriye’de.
ABD’yi defalarca uyardık, PYD’yi Fırat’ın batısında görmeyelim dedik, her seferinde “geçerlerse geri göndeririz” diye söz verdiler.
Münbiç son şanslarıydı, yine sözlerini tutmadılar, gözlerini bu kez Cerablus’a diktiler.
İşte tam bu noktada harekat başladı.
Amerika, 5 buçuk yıldır sadece kendi işine yarayan ve sürekli sivillerin katledilmesini öngören bir Suriye politikası izliyor.
Türkiye işte bu politikayı terk edip, Rusya ve İran’la alternatif bir politika üretme arayışına girdi.
Bu süreçte Mardin’de, Elazığ’da, Diyarbakır’da, Gaziantep’te PKK ve DAEŞ’i harekete geçirdiler.
Geri adım atmadık. ABD’nin Suriye politikasına onların anladığı dilden bir yanıt vererek, yeni bir süreç başlattık.
ABD, bu operasyona şimdilik ses çıkaramıyor çünkü biliyorlar ki, DAEŞ’le mücadele için oradayız. Ancak Türkiye, 5 buçuk yıllık Suriye krizinde, ABD’nin dayattığı politikalara, ABD’nin DAEŞ ile mücadele tekeline bu şekilde karşılık veriyor.
Açıkçası bu yanıtı vermesek, hem içerden hem dışardan yani sınırımızdan daha çok üzerimize geleceklerdi.
Bu saatten sonra yine teröristlerini üzerimize salabilirler ancak tüm dünyaya şunu gösterdik, sınırımızı çok fazla zorlarlarsa, kırmızı çizgilerimizi aşmaya kalkarlarsa, sabrımızı test ederlerse, herkese verecek bir cevabımız var.