SAĞLIK
Çağın vebasından korunmak için…
Çağın vebası kanserden korunmak için doğru beslenmek şart! Ambalajlı hazır ve işlenmiş gıdalardan uzak durmak, zengin bileşeniyle öne çıkan gökkuşağı rengindeki sebzeleri bolca tüketmek bu illetten koruyor.
Çağın vebası kanserden korunmak için doğru beslenmek şart! Ambalajlı hazır ve işlenmiş gıdalardan uzak durmak, zengin bileşeniyle öne çıkan gökkuşağı rengindeki sebzeleri bolca tüketmek bu illetten koruyor. Beslenmede yapılan hatalar başta olmak üzere birçok neden kansere zemin hazırlıyor. Son yıllarda kanser vakalarındaki artış korkuturken Prof. Dr. Osman Erk, bu amansız hastalıktan korunmak için nasıl beslenmek gerektiğini anlatıyor...
KALP KRİZİNİ DE ÖNLÜYOR
Bitkilerden (sebze, meyve, kuruyemiş, baklagiller, tam tahıl) elde edilen; fitokimyasal olarak adlandırılan bileşikler, bitkilere sadece renk vermez; aynı zamanda pek çok kronik hastalığı önleyen antioksidan, antiinflamatuar, antikanserojen ve antiaging etkiye sahiptir.
Gökkuşağını oluşturan çeşitli renkteki sebze-meyveler; kalp damar hastalıklarına, kalp krizine ve kansere karşı korunma sağlar. Rengarenk sebze-meyvelerin, kuruyemişlerin, baklagillerin tüketilmesi ile kalp hastalıkları, osteoporoz, erken yaşlanma, eklem harabiyeti, şeker hastalığı, şişmanlık ve kanser gibi hastalıkların ortaya çıkma olasılığı azalır.
Sebzelerden koyu yeşil yapraklılar, C vitamini kaynaklarıdır. C vitamini sıcaklık, hava ve ışıktan kolayca etkilendiği için sebzelerin çiğ tüketilmesi gerekir. Çiğ tüketilemeyenler ise pişirildikten hemen sonra yenilmelidir. Bekleyince C vitamini çok azalır.
ANTİKANSEROJENLER...
Bitkisel ürünlerden zengin beslenme, bağırsaklardaki dost bakteri sayısını artırır. Probiyotik ve prebiyotik etki yapar. Probiyotik etki sağlığa yararlı bakteriler hakim duruma geçer. Prebiyotikler ise mide ve ince barsaklarda hiçbir değişime uğramadan kalın bağırsağa geçip yararlı bakteriler için besin teşkil eden kompleks karbonhidratlardır. Yararlı bakteriler bağırsak kanseri, kalp hastalıkları, obezite gibi birçok hastalığa karşı koruyucudur. Domateste yüzlerce fitokimyasal vardır. Likopen en çok domateste bulunur. Brokoli, lahana, Brüksel lahanası ve karnabahar da antikanserojendir.
FABRİKASYON TEHLİKE!
Hayvansal ürünlerin besin değerinin düşük, antioksidan kapasitesinin sınırlı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Osman Erk, aynı zamanda yüksek oranda doymuş yağ ve kolesterol içerdiğini belirtiyor. Öte yandan basit şeker içeren fabrikasyon ürünü, ambalajlı yiyeceklerin de başta kanser, diyabet ve kalp-damar hastalıkları olmak üzere birçok kronik hastalığa yol açtığını ifade ediyor.
SEÇKİN FİTOKİMYASALLAR
İzoflavonlar: Baklagiller, soya.
Ellagik asit: Üzüm, çilek, elma, ahududu.
İndoller: Yeşil sebzeler.
Flavonoidler: Siyah ve yeşil çay, narenciye, havuç.
Fitatlar: Tahıl, baklagiller.
Terpenler: Narenciye.
Fenolik asit: Havuç, kabuklu kuruyemişler.
Polifenoller: Zeytinyağı, üzüm, yeşil çay.
Karotenoidler: Domates, havuç, ıspanak.
Likopen: Domates, karpuz, greyfurt.
Kumarinler: Yeşil yapraklı sebzeler.
Glissirizin: Meyan kökü.
İzotiyosiyanatlar: Turp, lahana.
Sülfitler: Sarımsak, soğan, pırasa.
FİTOKİMYASALLAR NE İŞE YARIYOR?
Bitkilerde doğal olarak bulunan aktif kimyasal bileşiklere 'fitokimsayal' denildiğini söyleyen Prof. Dr. Osman Erk, bu kimyasalların kanser başta olmak üzere birçok hastalıktan koruduğunu belirtiyor. Prof. Dr. Erk, fitokimyasalların yararlarını şöyle sıralıyor: Kalp-damar hastalıkları, kalp krizi, felç krizini azaltır. Katarakt, sarı nokta gibi hastalıklara etkilidir. Alzheimer'ı önler. Osteoporozu engeller. Karaciğeri korur, diyabet gelişimini zorlaştırır.
BROKOLİ-LAHANA ERKEKLERE KORUMA
Haftada 3-4 kez sebze yiyen erkeklerin, yemeyenlere göre prostat kanserine yakalanma oranı yüzde 41 azalıyor. Brokoli ve lahana gibi sebzeler; kanserojen maddeleri temizleyen enzimleri uyaran 'izotiosiyanat' adlı bileşikleri içeriyor. Sebze-meyve ve baklagilleri bolca tüketmek gerekiyor.
Kaynak: Takvim