TÜRKİYE
Bu gece ilk teravih ve ilk sahur!
-
''Biz Ramazan'ı değil, Ramazan bizi değiştirsin'' çağrısında bulunan Diyanet İşleri Başkanı Görmez "Gelin gönüller yaparak oruçlarımıza güç katalım" dedi.
ANKARA
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, "Gelin gönüller yaparak oruçlarımıza güç katalım. Gelin, gönüller yıkarak oruçlarımızı bozmayalım. Gelin, ramazanın bizi değiştirecek ruhuna ruhlarımızı teslim edelim. Gelin, bu orucu yakmayalım. Hep birlikte birbirimize sevinç, güzellik taşıyalım" dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, 2015 yılında ramazan ayının ana teması olan "Vakit İyilik Vakti, BuRamazan ve Her Zaman"ın tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, "Ramazanın hem milletimize, hem gönül coğrafyamıza ve acılar içerisinde kıvranan İslam alemine huzur, barış, adalet ve merhamet getirmesini Allah’tan niyaz ediyorum" diyerek dua etti.
Ramazanın "kutlu bir misafir" olarak geldiğine ve Allah katından sayısız nimetler getirdiğine vurgu yapan Görmez, "Bizlere rahmet, mağfiret getirir. Kardeşlik bağlarımızı yeniden inşa etmeye gelir ramazan.Milletçe 'hoşgeldin' diyoruz. İyi ki geldi ramazan çünkü yorgun ve bitap düşen yüreklerimizin ramazanın bize getireceği rahmete çok ihtiyacı var. Hani suya hasret kalmış çorak araziler olur ya, onların yağmura ihtiyacı gibi çorak kalmış yüreklerimizin ramazanın şifa dağıtan rahmet eline ihtiyacı var. Her zamankinden çok daha muhtaç olduğumuz bir zamanda ramazan geldi, iyi ki geldi, hoş geldi" diye konuştu.
Görmez, Allah'ın ve İslam'ın her çağrısının barışa olduğuna dikkati çekerek, ancak son günlerde Türkiye'nin Suriye sınırında yaşanan gelişmeleri herkesin acıyla izlediğini söyledi.
Görmez, ramazanın bir çağrı olduğunu belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Rabbimizin bir çağrısıdır. Ramazan bizi barış yurduna davet etmek için gelir. Bize, dünyamızı barış yurduna döndürmek için gelir. Dünyada iyilik yapanlara iyilik ve fazlası vardır. Fazlasını Allah kendisine bırakıyor. Ramazan bizi iyilerden kılmaya, bize iyilik getirmeye, iyiliği yeryüzünde egemen kılmamıza yardımcı olmaya gelir. Ey iman edenler, Allah'ı unutmayın. Allah'ı unutursanız kendinizi unutursunuz. Allah'ı unutursanız, Allah da size kendinizi unutturur. İnsanoğlu olarak unutuyoruz. Kendimizi, Rabbimizi, dostumuzu, kardeşimizi, yetimi, fakiri, mazlumu unutuyoruz. Her sene gelen ramazan bize hatırlatmaya gelir. Bize kendimizi, Rabbimizi, yanı başımızda varlığının farkında olmadığımız kardeşimizi, annemizi, babamızı, komşumuzu, ailemizi, unuttuğumuz her şeyi bize hatırlatmaya gelir. Ramazan bir hatırlatma ayıdır aynı zamanda. Ramazan bize fani olanları hatırlatır. Baki olanları hatırlatır. Dünyanın faniliğini, gücün servetin faniliğini hatırlatır. İyiliğin, güzelliğin, erdemin, faziletin, adaletin, ahlakın baki olduğunu hatırlatmaya gelir. Unuttuğumuz bütün değerleri hatırlatmaya gelir. Ramazan bize yanı başımızda sürekli kalbini kırdığımız kardeşimizi hatırlatır. Kaybettiğimiz kardeşlik rüzgarını getirir bize her sene. Örselenen kardeşliğimizi tamir etmeye gelir. Kırdığımız gönülleri yeniden yapmaya gelir."
Ramazanın her sene Kur'an-ı getirdiğini ifade eden Görmez, "Allah her sene Ramazanı bize göndererek, Peygamberimizin kalbine Kur'an'ı vahyettiği gibi her birimizin kalbine Kur'an'ı yeniden getirir. Sadece midemize değil, dilimize, gönlümüze, aklımıza, gözümüze tutturduğumuz oruçla bize değişim imkanı sunar. Bize cennet sevinçlerini tattıran iftarla bizi değişime tabi tutar. Huzurun kaynağı olan Teravihle gecenin kıyamıyla bizi değiştirmeye çalışır. Lokmalarımızı helalleştiren zekatla, fıtratımızın sadakası fitreyle bizi değiştirmeye çalışır. Kadrimizi yücelten Kadir gecesiyle bize yeniden diriliş imkanı sunar. Bayramın getirdiği sevinçle bize muazzam bir değişim imkanı sunar" değerlendirmesini yaptı.
"Biz ramazanı değil, ramazan bizi değiştirsin"
Görmez, "Biz ramazanı değil, ramazan bizi değiştirsin" çağrısında bulunarak, şöyle konuştu:
"Değişmek için ramazanın manevi atmosferine ruhumuzu teslim etmeniz gerekiyor. Tarih boyunca olduğu gibi dinler, dinlerin ibadetleri bizi değiştirmeye gelir ama insanlar onları değiştirmeye çalışır. Onun için özellikle ramazan aylarında dikkatli olmalıyız. Ramazanın bir ruhu vardır. Ramazanın ruhunu incitmemeliyiz. Ramazanı bir eğlence sektörüne dönüştürerek onun ruhunu incitmemeliyiz. Biz ramazanı değiştirmeye kalkıştığımız zaman ramazanın bize getirdiği barışı, kardeşliği elimizle itmiş oluruz. Biz ramazanı değil, ramazan bizi değiştirsin. Ramazanın muazzez bir ruhu vardır. Onu gösteriş ve eğlenceye dönüştürerek onun muazzez ruhunu incitmemeliyiz."
"Vakit İyilik Vakti, Bu Ramazan ve Her Zaman"
Bu yılki ramazan ayı temalarının "Vakit İyilik Vakti, Bu Ramazan ve Her Zaman", "Gelin Kendinize Bir İyiliğiniz Olsun", "Gelin Dünyaya Bir İyiliğiniz Dokunsun" olduğunu açıklayan Görmez, "Hem nefsimizde hem dünyamızda iyiliği yeniden egemen kılmak için çalışacağız. Evlerden evlere, gönüllerden gönüllere iyilik taşımak için seferber olacağız" şeklinde konuştu.
Modern zamanlarda iyiliğin karşı karşıya kaldığı tehlikelerden birinin, insanların iyiliği faydacılık ve menfaatçilik ile karıştırmaları olduğunun altını çizen Görmez, "İnsanın kendisine iyiliği başkasının faydasını ve menfaatini bir tarafa bırakıp sadece kendi menfaati için çalışması demek değildir. İnsan kardeşini ne kadar düşünürse, mazlumu, yetimi ne kadar düşünürse kendisine de o kadar iyilik yapmış olur" dedi.
24 saat yayın yapan Kur'an radyosu
Diyanet İşleri Başkanı olarak bir kaç müjde paylaşmak istediğini kaydeden Görmez, Türkiye'de 24 saat Kur’an yayını yapan tematik bir radyo istasyonu kurduklarını açıkladı.
Görmez, "Ramazanın birinci gününden itibaren, 24 saat milletimize Kur'an okuyan, anlatan, Kur'an'ın ruhunu anlatan, bizim sustuğumuz, Kur'an'ın konuştuğu bir radyomuz olacak" diye konuştu.
TDV'den "Hediyem Kur’an olsun" kampanyası
İkinci müjdesinin ise Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) tarafından başlatılan "Hediyem Kur’an olsun" kampanyası olduğunu bildiren Görmez, "Dünyanın birçok yerinde bir Kur'an-a sahip olmayan insanlar var. Hatta Afrika’da hafızlık yapan çocuklar, bilgisayar tabletlerin elimizde olduğu bir çağda, tahta tabletlerin üzerine yazıp okuyan sonra silen çocuklarımızın olduğunu biliyoruz. Sadece onlar için değil, kendimiz için de muradımız odur ki, Kur'an alınıp satılan bir meta olmasın. Kur’an hediyemiz olsun. En büyük hediyemiz Kur’an olsun. Türkiye Diyanet Vakfı bu başlıkla bir kampanya başlattı. Hangi ülkeye, hangi coğrafyaya, hangi çocuklara kim Kur’an hediye etmek istiyorsa biz buna aracılık etmek istiyoruz" dedi.
TDV tarafından 68 ülkede, 400 noktada "iyilik sofraları" kurulacağını söyleyen Görmez, "TDV milletimizin hayır eli olmaya devam edecek" ifadelerini kullandı.
TV programları yapan hocalara çağrı
Görmez, televizyon kanallarında sahur ve iftar programları yapan hocalara teşekkür ederek, şu çağrıda bulundu:
"Bu hocalarımızdan bir istirhamım olacak. Kur’an ayı ramazanda milletimizi mümkün olduğu kadar Kur’an ile Peygamberin sahih sünneti bilgisiyle buluşturalım. Kendimizi Kur'an'ın önünde değil, Kur'an-ı önümüzde tutarak, asıl gayemizin insanlarımızı Kur'an'ın hakikatler dünyasıyla tanıştırmak olduğunu unutmayalım."
"Başkalarını yaralayan dilimizi tutmaya çalışalım"
Görmez, "Gelin hep birlikte orucun en kadim anlamını yeniden hatırlayalım" davetinde bulunarak, şöyle konuştu:
"Başkalarını yaralayan dilimizi tutmaya çalışalım. Vara yoğa konuşmamaya, bilir bilmez söz almamaya ihtiyacımız var. Ramazan bir arınma, kendine gelme, onarılma ve yenilenme ayı ise o zaman gelin dilimizden başlayalım orucumuzu tutmaya. Dilin farkına varalım.
Biliyoruz ki, oruç da acıkır. Orucu acıktıran bizi kuru bir açlığa mahkum eden, sözüm ona riyazet uygulamalarında değil, Allah’ın Kur'an’da Efendimizin öğrettiği orucu tutalım. O orucu tutalım ki o oruç da bizi tutsun. Birbirimizi inciterek tuttuğumuz orucun kime ne faydası var. Ölçüsüz sabırsız öfkelerin dile düştüğü bir açlık ne zamandan beri oruçtur. Gelin kitaptaki, sünnetteki orucu tutalım. İnleyen, homurdanan, içeriksiz, donanımsız, verimsiz açlıklar değil bizim orucumuz. Oruç bize sayılı günlerde farz kılındı. Kendimizi gözden geçirmemiz, etrafımıza göz gezdirmemiz, fakir fukarayı hanelerinde tanımamız, garip gurabayı yaşadıkları ortamda hatırlamak için farz kılındı. Hissetmek için, anlamak için, duymak duyumsamak için, elimizi taşın altına sokmak için, emr-i ilahi için, rıza-i bari için, sayısız bildik bilmedik hikmetleri için oruç tutuyoruz. Gelin bu orucu tutalım.
Gelin gönüller yaparak oruçlarımıza güç katalım. Gelin gönüller yıkarak oruçlarımızı bozmayalım. Gelin ramazanın bizi değiştirecek ruhuna ruhlarımızı teslim edelim. Gelin bu orucu yakmayalım. Hep birlikte birbirimize sevinç, güzellik taşıyalım. Gönüllerden gönüllere iyilik taşıyarak dolu dolu ramazan geçirmeyi Allah nasip etsin. Bir daha ramazana başlarken etrafımızda ateşler olmasın. Gönlü kırık, yüreği buruk olmadan ramazanlar yaşamayı Allah nasip etsin."
Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu Başkanı Hafız Osman Şahin'in Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda, "Vakit İyilik Vakti, Bu Ramazan ve Her Zaman" temalı iki kısa film ve bir kamu spotunun gösterimi yapıldı.