TÜRKİYE
Berat Albayrak: İrademizi satın alacak para birimi üretilmemiş olacak
İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Türkiye İnovasyon Haftası” programında konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, "Her anlamda dünyaya intizam vermiş bir kültürün torunlarıysak yarınımızı bu konsept üzerine oturtacağız. Bir ve beraber olursanız sizi kimse yıkamaz. İşte bunu yıkamadıklarının en güzel örneği 15 Temmuz" dedi.
Kendisini dinleyen gençlere çok önemli tavsiyelerde bulunan Bakan Albayrak, güçlü ve milli iradeye dikkat çekerek, "Birileri istese de istemese de biz önümüze koyulan senaryoları artık uygulamıyoruz. Öyle güçlü bir iradeye sahip olacağız ki bu iradeyi satın alacak hiçbir para birimi üretilmemiş olacak" şeklinde konuştu.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Türkiye'nin son 10 yıldaki enerji ithalatının 400 milyar dolar olduğunu belirterek, "Bunu düşürmek için yerli ve yenilenebilir teknolojilere odaklandık. Aynı zamanda, nükleer enerji dünyada bir üst lige çıkmanın kriterlerinden birisi. Bu yatırımlar için Türkiye'ye lokalizasyon stratejisi içinde farklı parçalarının da farklı teknolojilerin de ülkemizde üretilebileceği bir konseptle yoğun bir mesai ortaya koyuyoruz." dedi. 5. Türkiye İnovasyon Haftası'nın ikinci gününde İstanbul'da konuşan Albayrak, inovasyonun, küresel ekonomik rekabetin arttığı böyle bir dönemde, kurumların, ülkelerin, devletlerin arasındaki ekonomik, siyasi ve kültürel farkı kapatma noktasında çok önemli bir enstrüman olduğunu söyledi.
"İNOVASYON NE KADAR GÜÇLÜ KULLANILIRSA O KADAR KATMA DEĞER SAĞLANIR"
İnovasyonun ne kadar güçlü kullanılırsa o kadar katma değer sağlayarak, ülkeleri küresel ligde başka bir yere taşıyacağını ifade eden Albayrak, Türkiye'nin de enerji özelinde yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarını teknolojik gelişmelerle birleştirip bu kaynakları katma değerli bir şekilde ekonomiye kazandırmak için bir süreci başlattığını anlattı.
Albayrak, Türkiye'nin son 14 yıllık ekonomi başarısının enerjideki büyümeyle desteklendiğini ve enerjide gayrisafi yurtiçi hasılayla birlikte, kurulu gücün 30 bin megavattan 80 bin megavatlara yükseldiğini aktardı.
YERLİ VE YENİLENEBİLİR TEKNOLOJİLERE ODAKLANDIK
Türkiye'nin bu büyümesini enerjide büyük oranda ithalata dayalı olarak gerçekleştirdiğini vurgulayan Albayrak, şöyle devam etti:
"Son 10 yılda enerji ithalatına harcanan para yaklaşık 400 milyar dolar, yani yılda 40 milyar dolar biz enerji ihtiyacımızı karşılamak için yurt dışına para veriyoruz. Bunun için ne yapmamız lazım? Bunun için son 1 yılda stratejik adımlar attık. Yerli ve yenilenebilir kaynakların teknolojik fikirlerle desteklendiği bir eko sisteme doğru yürüyoruz. Burada biz ne olacağız? Üretici mi olacağız, geliştiren mi olacağız? Güneş enerjisinde dünyanın dört bir tarafındaki yatırımları ele alarak yeni bir ihale konsepti oluşturduk. 'Kur riskini, bankacılık açısından oluşabilecek riskleri elimine edelim, ihtiyaç olan vadeyi de ortaya koyalım, ancak iki şartımız var.' dedik. Bunlardan birisi üretimin yerlilik oranının yüzde 65'ten başlaması, ikincisi de yüzde 80 yerli mühendis olması. Bu sadece iç pazar için değil, bölgedeki diğer pazarlar için de önemli. Burada, parçaların Türkiye'ye getirilip burada monte edilmesi aldatmacasına kapılmadan, tamamının Türkiye'de üretildiği bir konsept baz olacak. 2017'de rüzgar için de aynı konsepti devam ettireceğiz. Aynı zamanda, nükleer enerji dünyada bir üst lige çıkmanın kriterlerinden birisi. Bu yatırımları Türkiye'ye lokalizasyon stratejisi içinde farklı parçalarının da farklı teknolojilerin de ülkemizde üretilebileceği bir konseptle yoğun bir mesai ortaya koyuyoruz."
İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Türkiye İnovasyon Haftası" programında konuşan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle oldu:
KONU TÜRKİYE İSE ÇOK FAZLA ÇALIŞMALIYIZ
İnovasyon çerçevesi içerisinde artık eskisinden daha hızlı aradaki farkı kapatma şansımız var. İki şeye ihtiyacımız var. Bir tanesi özgüven. Tabi bu da sizi farklı bir iklime sürüklememeli. Hakikaten sahip olduklarınızı daha güçlü kılacaksa, bu çerçevede bakmak lazım. İkincisi, çok çalışmak. Hayattaki hiçbir şey çok çalışmadan olmuyor. Yeni nesilde gördüğüm tehdit unsuru oluşturanlardan biriside o: Bir fikir bulsam ve köşeyi döncem. Hangi konuyla ilgili çalışırsak çalışalım çok çalışmamız lazım. Hele de konu Türkiye ise bu rekabet ikliminde her zamankinden çok daha fazla çalışmamız lazım. Türkiye'deki ekonomik ve siyasi iklim çok farklı testlerden geçti. Bunun sonuncusunu işte 15 Temmuz'da yaşadık. 80 milyon olarak içeride ve dışarıda çok büyük bir tecrübe edindik. Gençlere özellikle seslenmek istiyorum. Günümüzün en büyük katma değeri bilgiye ulaşmada kolaylıksa bir diğer zorlukta o bilginin sahihliği. Yeteri kadar bilgi sahibi olup olmadığımız önemli. Eskisinden daha kolay artık. Çok hızlı bir şekilde bilgiye ulaştığımız bir dönemde bugünü ve yarını çok doğru okumanız laızm.
10 SENE SONRA DÜNYANIN EN GÜÇLÜ İKİ EKONOMİSİ ÇİN VE HİNDİSTAN OLACAK
Türkiye yeni kuralların koyulduğu, yeni güç merkezlerin oluştuğu bir yüzyılda büyük bir mücadele içinde. 15 Temmuz'da yaşadığımız gibi bir varolma mücadelesi. Türkiye'de yıllarca bize öğretilenlerin aslında farklı olduğunu öğrendik. Bu küresel mücadele içinde ayakta kalabilmek için öncelikli çok güçlü olmamız laızm. Her anlamda çok çalışmamız laızm. Aradaki farkı kapatacak hikayede inovasyondan geçiyor. Bu konuda söylenecek çok fazla söz var. Burada çok net bir şekilde söylemeliyim: Dünyada ekonomik zenginliğin her geçen gün doğuya kaydığı bir süreçten geçiyoruz. Doğu coğrafyası karşımıza çıkıyor. 10 sene sonra 2020'lerde dünyada en güçlü iki ekonomi (benim şahsi tespitim değil) sadece Çin ve Hindistan GSMH toplamı G7 ülkelerini geçiyor. İki ülke dünyanın yarısı olacak olan G7'yi geçecekse burada başka bir şey var.
PETROLÜN YERİNİ GAZ ALACAK
Bu çerçevede dünyadaki ticaret yollarının (20. yüzyıldaki petrol merkezli politikayı gaz merkezli bir strateji alacak) değişeceği farklı bir yüzyıl olacak. Onun için şu tespiti yapmalıyım. Kritik olan şu: bu yüzyılda bu nesle tespit noktasında söylediğim şu: Son yüzyıla baktığımızda 2000 sonrası jenerasyon, bu süreçte son yüzyılın en kritik nesli. Yani karşımda bu yüzyıl içerisinde bu ülkenin istikametinde kritik dönemlerde Türkiye'yi muassır medeniyet seviyesine geçirecek en kritik nesil. Başkaları var ya onlar sizi küçük görmeye, sizi demoralize etmeye çalışsada sakın kulak asmayın.
"ÖYLE GÜÇLÜ BİR İRADEYE SAHİP OLACAĞIZ Kİ BU İRADEYİ SATIN ALACAK PARA BİRİMİ ÜRETİLMEMİŞ OLACAK"
Dünyadaki pek çok gelişmiş medeniyetin insan haklarını dahi uygulamadığı bir dönemde hayvan haklarının ne kadar yük taşıması gerektiğini bitkilere canlılara ne kadar sorumlulukla hareket edilmesi gerektiğini bilen bir neslin torunlarıyız. Her anlamda dünyaya intizam vermiş bir kültürün torunlarıysak yarınımızı bu konsept üzerine oturtacağız. Bir ve beraber olursanız sizi kimse yıkamaz. İşte bunu yıkamadıklarının en güzel örneği 15 Temmuz. Özellikle on yıllarca gelen süreçte, içeride ve dışarıda oynanan oyunlar ortaya çıkıyor. Halının altında neler çıkıyor? İşte halının altını kaldırdıkça kıyamet kopuyor. Her türlü sorun üzerinde ülkemizi en üst mertebeye koyarak milli duruşun bu topraklardan olmak ve bu topraklara minnet duyarak bu noktada sadece alın teri değil akıl terini de bu kabın içine koyarak bu mücadeleyi sürdürmemiz laızm. Birileri istese de istemese de biz önümüze koyulan senaryoları artık uygulamıyoruz. Öyle güçlü bir iradeye sahip olacağız ki bu iradeyi satın alacak hiçbir para birimi üretilmemiş olacak.