Konuk Yazar
Avrupa'dan HDP - PKK itirafı..
AB artık PKK ittifakını itiraf ediyor, Türkiye’yi de terör örgütleri üzerinden tehdit ediyor. Peki bu tehditlerin bir karşılığı var mı?
Haber7.com yazarı Taha Dağlı bugünkü yazısında Avrupa'nın artık HDP ve PKK'yı açıktan desteklediğini kaleme aldı. AB'nin elindeki Türkiye argümanlarının da boş bir tehditten olduğunun altını çizdi.
8 AVRUPA ÜLKESİNDE AYNI MANZARA
Bir elde HDP bayrağı, diğerinde PKK.
Bir elde HDP bayrağı, diğerinde terörist başının posteri.
Avrupa’da tam 8 ülkenin başkentinde bu manzara vardı.
HDP, PKK terör örgütünün siyasi uzantısı olduğundan, HDP’li milletvekillerine yönelik hukuki bir süreç başlatıldı.
Yankısı ise Avrupa’dan geldi.
Dünyanın neresinde olursa olsun kayıt altında resmen terör örgütü olarak kabul edilen bir yapıya, yardım etmek, destek vermek, aynı çatıda bulunup, onun bir unsuru olmak, suçtur.
PKK bir terör örgütü, Amerika ve Avrupa Birliği için de öyle.
HDP ise bir siyasi parti ancak milletvekilleri terör örgütüyle ortak hareket ediyor.
Ortada onlarca delili var zaten inkar eden de yok bu nedenle hukuki bir operasyon yapılıyor.
Avrupa, PKK ile HDP’nin terör çatısı altında buluştukları merkez.
PKK’yı terör örgütü olarak kabul ediyorlar ama kağıt üzerindeki bu durumu fiili olarak görmezden geliyorlar.
8 ÜLKENİN BAŞKENTİNDE HDP-PKK TERÖR PROPAGANDASI
PKK-HDP beraberliğinin en güzel örnekleri önceki gün Avrupa’nın 8 ülkesinin başkentlerinde gözler önüne serildi.
Almanya, İngiltere, Fransa, Avusturya, İsveç, Finlandiya, Hollanda ve Danimarka’da HDP için sokağa dökülen teröristler, PKK paçavralarıyla, terörist başının posterleriyle yürüdüler.
Bu ülkelerin başkentlerinde belediyeler, PKK-HDP teröristleri için meydan ve cadde tahsis etti.
Polisleri ise güvenliği sağladı.
PARİS BÜYÜKELÇİLİĞİMİZE SALDIRDILAR
Öyle ki Paris’te Türk büyükelçiliğine PKK’lı teröristler saldırı düzenledi.
Fransız polisi, Türk büyükelçiliğine yönelik PKK saldırısına müdahale etmedi.
Aynı saatlerde gar önünde yapılan HDP-PKK gösterisi için ise teröristlerin güvenliği için seferber oldu.
PKK’YA TEPKİ GÖSTEREN 2 TÜRK’E SALDIRDILAR
İngiltere’nin başkenti Londra’da HDP için yürüyen PKK’lılara 2 Türk vatandaşı tepki gösterdi. PKK’lı teröristler, o iki Türk’ü sokak ortasında, kameraların önünde dövdü. Terör propagandasında teröristlerin güvenliğini sağlamak için olay yerinde bulunan İngiliz polisi, Türk vatandaşlarının dayak yemesine seyirci kaldı.
AB’NİN İLK TERÖR VUKUATI DEĞİLDİ
Daha önce de Avusturya’da benzeri yaşanmıştı. PKK’lılar yürürken bir Türk taksici onlara “teröristler” diye bağırmış, olay yerine gelen Viyana polisi, “sen nasıl PKK’lılara terörist dersin” diyerek Türk vatandaşına para cezası kesmişti.
AB’nin başkenti kabul edilen Brüksel’de terör çadırı kurulması, teröristler için fotoğraf sergisi açılması, Belçika mahkemesinin PKK’nın eylemlerini “terör faaliyeti” olarak görmemesi de cabası.
AB’DEN TERÖRE KUCAK AÇAN İLERLEME RAPORU
Tüm bunlara AB’nin Türkiye ilerleme raporu da eklendi.
Raporda skandal maddeler var.
Mesela 15 Temmuz’la ilgili olanı.
Katliam vardı, darbe girişimi vardı, işgal vardı, bombardıman vardı, tanklar vardı, demokrasi, hukuk, vs hepsi az kalsın tarihe gömülüyordu.
İşte darbecilerin bile tutunacak tel dal göremedikleri 15 Temmuz’la ilgili AB’nin hazırladığı raporda darbeci teröristlere tek laf edilmedi, darbecilere yönelik yapılan hukuki operasyonlar eleştirildi.
AB ilerleme raporundaki bir diğer skandal madde de PKK ile ilgili olanı.
PKK’nın özellikle son bir buçuk yıldır gerçekleştirdiği terör saldırılarının haddi hesabı yok.
Tüm bunlara tek satır değinilmedi, PKK terör örgütüne yönelik mücadeleye ise tepki gösterildi.
Yani Avrupa artık PKK’ya olan bağını gizlemiyor, PKK’nın, HDP’nin, PYD’nin bir bütün olduğunu ve kendilerinin de bu terör şebekesiyle iç içe hareket ettiklerini resmen itiraf ediyor.
AB’YE KARŞI TÜRKİYE’NİN ELİNDE NELER VAR?
Bu itirafın bir başka okunuşu da şu, AB artık Türkiye konusunda yolun sonuna gelmiş.
Bundan sonra AB’ye verilecek cevaplar önemli.
Mülteci anlaşmasından tutun da Rusya başta olmak üzere Çin gibi ülkelerin sunduğu alternatifler, bu aşamada AB’nin iki yüzlü politikasına karşı argüman olarak hayata geçirilebilir.
Müzakerelerin durdurulması, Türkiye’ye karşı kullanılacak bir koz asla olamaz.
Çünkü Türkiye’nin elinde bunun alternatifi var.
Haziran ayında Türkiye-Rusya yakınlaşması sırasında Batı dünyasının verdiği reaksiyonları unutmamak gerek, Şangay ya da Avrasya Entegrasyonuna yakılan yeşil ışık bile Avrupa’da endişeyle takip edilmiş, medyada bununla ilgili yığınla haber ve yorum yapılmıştı.
Vize muafiyeti de Türkiye adına karşılıksız bir tehdittir.
Çünkü bunun bedeli AB için hayati önem taşıyan mülteci krizi olacaktır.
O nedenle AB, PKK konusundaki gerçek yüzünü gösterdi.
Bu yüzü değiştirip, değiştirmemek onlara kalmış.