Konuk Yazar
ABD'nin PKK ajandası
PKK-PYD eşitliği ABD’de ayyuka çıktı. Amerika artık inkara gerek duymayabilir. Çünkü PKK sahada tıpkı PYD gibi DAEŞ ile mücadele bahanesiyle aklanmak
Irak’ta Kerkük ve çevresinde DAEŞ terör örgütüne yönelik geniş kapsamlı operasyonlar devam ediyor.
Operasyonun başında ABD öncülüğündeki koalisyon var.
Çerçeve ise o kadar geniş ki operasyona katılan gruplar arasında PKK’lılar da bulunuyor.
PKK’DAN ABD’YE ÇAĞRI “BİZİ KARA LİSTEDEN ÇIKARIN”
PKK terör örgütünün Kerkük komutanı Cemal Andok, Aranews adlı terör örgütü propagandası yapan televizyona röportaj verdi.
Kerkük’te bir süredir devam eden DAEŞ karşıtı operasyona katılan en büyük güçlerden birinin PKK olduğunu söyledi.
“Biz DAEŞ terör örgütüyle savaşıyoruz ama Amerika ile Avrupa Birliğinin terör örgütü listesindeyiz” diyen terörist, Amerika’nın bir karar vermesi gerektiğini, asıl teröristin DAEŞ olduğunu, PKK’nın ise terör örgütü listesinden çıkarılmasını istedi.
Bugün Suriye ve Irak merkezli, PYD-PKK terör şebekesinin bir numaralı hedef DAEŞ falan değil Türkiye.
Amerika ile Avrupa Birliği, PYD’nin terör örgütü olduğu gerçeğini ve PKK ile bağlantılı olduğunu ısrarla inkar ediyor.
PYD, Amerika ile AB tarafından resmen aklanmış durumda. PKK ise ısınma turlarında.
Geçtiğimiz yıldan itibaren PKK’nın Amerika ve Avrupa Birliğinden “terör örgütü listesinden bizi çıkarın” diye talepleri vardı.
Bu talepler PYD’ye verilen resmi destekle daha da arttı. PYD, Suriye’de DAEŞ ile mücadele ettikleri bahanesiyle terör örgütü kapsamında tutulmuyor, aynı yolu şu an PKK da izliyor.
PKK’lılar da “biz de Irak’ta DAEŞ ile mücadele ediyoruz” diyerek, resmi olarak aklanmayı bekliyor.
PKK DA DAEŞ İLE MÜCADELE BAHANESİYLE AKLANABİLİR
Peki Kerkük’teki DAEŞ operasyonunda PKK’lıların ne işi var?
Geçtiğimiz Kasım ayında Kuzey Irak’ta Sincar bölgesi DAEŞ’ten temizlendi. Bir Amerikan operasyonuydu ve Kuzey Irak Bölgesel yönetimine bağlı Peşmergelerle, Yezidi silahlı gruplar katılmıştı o operasyona.
Ancak iş bitip, bölge DAEŞ’ten arındırıldıktan sonra PKK açıklama yaptı, “Sincar’da biz de savaştık” dedi.
PKK’nın Sincar’da DAEŞ karşıtı harekata katılıp, destek verdiğini söyleyenlerin başında ise HDP lideri Selahattin Demirtaş geliyordu, Demirtaş, PKK’nın operasyona katıldığını söyleyip, bir de “Allah yardımcıları olsun” diye twit atmıştı.
Sincar operasyonundaki PKK katkısını, Peşmerge yalanlasa da PKK, istediği kamuoyunu oluşturmayı başardı. Bugün aynı yolu Kerkük operasyonunda izliyorlar, oradaki Peşmerge güçleriyle ilgileri alakaları olmasa da “biz de savaşıyoruz” diyorlar.
İşte burada PKK’nın istediği o kamuoyu algısının oluşmasında Amerikan parmağının olduğunu görüyoruz. Zira o operasyonların hepsinin tepesinde bölgedeki Amerikan Ordusu bulunuyor. Albay Steve Warren müsaade etmedikçe de o harekatların hiç birinde PKK’nın adı geçemez. Eğer geçiyorsa ki PKK’lılar bangır bangır bağırıyor o zaman “bu durum Amerika’nın bilgisi dahilindedir” demek hiç de abartı olmaz.
Ve gelelim asıl meseleye, AB’nin PYD-PKK konusundaki planı deşifre oldu. Vize muafiyeti karşılığı yaptıkları dayatmada niyetleri gayet açıktı.
Hemen hemen her hafta ayrı bir Avrupa başkentinde, terör örgütlerinin temsilcikleri açılıyor.
Bu saatten sonra izleyecekleri yol, PYD’yi akladıkları gibi PKK’yı da aklamak olacak.
PKK bunu açıkça beyan ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’ye “müttefikin biz mi PKK mı” diye sormuştu, Amerika buna hala somut bir cevap vermedi.
Şimdi aynı soruyu PKK soruyor, “biz mi terör örgütüyüz yoksa DAEŞ mi” diye.
PKK ve PYD için bugüne kadar hep “ikisi aynı değil” diyen Amerika, PKK’nın talebi üzerine bu kanlı terör örgütü kara listeden çıkarıp, “artık ikisi de aynı çünkü ikisi de terör örgütü değil” derse şaşırmamak lazım.
Önceki gün Amerika’nın eski Şam büyükelçisi Robert Ford’un senatodaki Suriye oturumunda söylediği, “PKK ile PYD birbirleriyle bağlantılı örgütler” mesajını bir kenara koyalım.
Ford’un bu sözleri ve daha önceki açıklamalarında Amerikan yönetiminin PKK ile PYD arasındaki bağı çok iyi bildiğini anlıyoruz. Robert Ford inkar meselesi için “Amerikan yönetiminin işine böyle geliyor” diyor.
Belli ki PKK-PYD eşitliği Amerika’da ayyuka çıkmış durumda. Bundan sonraki adımda Amerika’dan PYD–PKK ayrımı yapmaksızın, Türkiye’ye adı ne olursa olsun “bu örgütlerle mücadele etmeyin” baskısı gelebilir, tıpkı AB’nin yaptığı gibi.
Neyse ki Amerika’nın da AB’nin de terör ajandaları artık gizli değil ortaya saçılmış durumda. Türkiye de planlarını ona göre yapıyor, özellikle Halep’in kuzeyi kısmında, Türkiye’ye yönelik DAEŞ saldırıları diğer taraftan PYD’nin sözde DAEŞ ile mücadelesi noktasında, Ankara’nın da ABD’nin içinde olmadığı planları, programları var.
Yoksa 2014 Kobani’den bu yana Amerika’nın kayığına binmiş olsaydık çoktan PKK’ya teslim olmuştuk. Çünkü Kobani’nin asıl gerekçesi Türkiye’yi PKK-PYD ile DAEŞ arasında seçime zorlamaktı.
O gün bu tuzağa düşmedik ama onlar pusu atmaya hala devam ediyorlar.