

Acısıyla tatlısıyla, kimi zaman mutlu, kimi zaman hüzünlü, bazen yorgun, bazen neşeli, biraz acılı biraz da şeker tadında günlerle geçen miladi takvime göre bir yılı daha geride bıraktık.
Yeni yılın herkese hayırlar getirmesini temenni eder, küçük ama önemli bir hatırlatma yapmak isterim..
Bir çok insanımızın, eşimizin dostumuzun günler öncesinden hazırlıklar yapıp eğlence programları tertiblediğini bazılarının çok aşırıya kaçarak, kendilerini çılgın eğlencelerin ortasında bulduklarını, kimilerinin de evlerinde çam ağaçlarını süsleyerek yeni yılı karşıladıklarını görüyoruz,
Yılbaşında çam ağacı süsleyip hindi keserek kutlama yapanlar bilmeliler.
Hindiyle çam ile Noel kutlanır.. Yıl başı değil !
Şahsen ben bir müsluman olarak yılbaşından bir beklentim olmadığı gibi, beklentisi olanları, dilek temennilerle yılbaşı gecesini bir dini rituel haline getirenleri, ve gece 12 sularında 10 dan geriye doğru saymalara oldum olası bir türlü anlam verememişimdir. Bunları yapanların da neden böyle yaptıkları hakkında tutarlı bir cevapları olduğunu sanmıyorum.
Sorduğum bazılarından aldığım cevaplara göre;
- Yılbaşını nasıl geçirirsen o yıl öyle devam edermiş.
- Tam 12'de dilek tutarsan dileklerin yerine gelirmiş
- Yeni yılın ilk dakikalarına pozitif enerjiyle girersen değişiklikler mutlaka tezahur edermiş
- Evrene nasıl mesaj gönderirsen o şekilde sonuca gidermişsin, vs. vs..
Kimse kusura bakmasın da bu saydıkları beklenti ve temennilerin vaadleri, hangi kitapta yazmış. Şahsen ben bilmiyorum. Ne Tevrat'ta ne İncil'de ne de Kur'an'da yeni yıla girişlerin uhrevi bir değeri ve insanoğluna vaad edilen güzel şeyler olduğunu görmedim.
Geçmiş yıllardan da tecrübeyle sabit olan şey: Ne kadar çılgınlık yaparsan yap ertesi günü hiç bir şeyin değişmediği, değişen tek şeyin duvardaki takvim yaprağı olduğu gerçeğidir.
2000 yılında da “milenyuma giriryoruz, dijital saatlerin genel çoğunluğu kendisini otomatik ayarlayamayacağından elektronik herşeyin hayatımıza girdiğinden dolayı hayatın duracağı, bunun bir kıyamet sayılacağı dünyanın sonu geldiği” gibi bir sürü saçma sapan yazılar yazıldı. Maksat insanlara, korkularla elektronik eşyalarının yenilenmesi yönünde bilinçaltı baskılar uygulamaktı ve amaç hasıl olmuştu. İnsanlar ellerindeki sapasağlam çalışır vaziyetteki tv, radyo, kasetçalar ve VHS video oynatıcı ve video kameralarını elden çıkarıp yenilerini almışlardı.
Ne oldu?..
Sonuç olarak milenyuma girildi ve hiç bir şey değişmedi,..
Bütün bunlar bize, tüketim mekanizmasını ve global ekonomiye yön veren, idare eden kapital sahiplerinin, milletin cebindeki paraları nasıl gasp ettiklerini ve etmeye devam edeceklerini gösteren küresel bir tezgahın var olduğu gerçeğini göstermektedir,
Günümüzde dünya nüfusunun genel çoğunluğu bu tezgaha tarak olmaya gönüllü olmuş gözüküyor.
Bir yandan Noel kutlamaları, bir yandan yılbaşı kutlamaları almış başını giderken, bizim ülkemizde sapla samanı karıştıran insanları görmek, ayrıca üzüntü veren bir tablo olarak karşımıza çıkıyor.
Dinimizde Noeli kutlamak caiz değildir. Ama yılbaşı farklıdır. Noeli kutlayanın kâfir olduğu yönünde fetvalar var. Yılbaşında birine “yeni yılın kutlu olsun, yeni yılın müslümanlara hayır ve bereket getirsin” demek caizdir diyor hocalar. Çünkü herkesin kulladığı takvimin yeni bir yıl başlangıcıdır. Noel ise hem herkes için değil, hem de Hristiyanların bayram günüdür. Noel'de çam ağaçları haftalar öncesinden süslenir hindi alınır.. bütün hazırlıklar Noel içindir. . Yilbaşı için değil.
Noel; 24, 25, Aralık'ta kutlanan, ailece toplanıp ana yemeği hindi olan bir akşam yemeğidir ve Hıristiyan bayramıdır ve İsa (as)nın doğuşunu kutladıklarına inanırlar. (gerçi İsa (as)'nın doğum tarihi hakkında şaibeler var ama konumuz bu değil).
Ayın 25'inden sonra ortada ne noel baba giysileriyle dolaşan kalır, ne de çam ağaçları kalır, ortalık temizlenir. Çünkü bayram bitmiştir.. Yılbaşı ile hiç bir alakası yoktur..
Yılbaşı ise; dünyanın güneş etrafında bir tur atmasıyla yılı tamamlayan yeni bir takvim yılının başlangıcıdır. Bu takvim de Hz İsa(a.s.)nın doğduğu yılın milat kabul edildiği miladî takvimdir.
Kimin ne yaptığı, nasıl eğlendiği elbette beni ilgilendirmez ama ortada yaptıkları saçmalıklarla, kültürümüz ve inancımız zedeleniyor ve milletimiz dünyaya rezil oluyor. Bu durumda bir kaç kelime söz söyleme hakkımız ortaya çıkıyor. Zira dinimiz bize “ortada bir yanlış görürsen elinle düzelt, elinle düzeltemezsen dilinle düzelt onu da yapamazsan kalben bugz et” buyuruyor..
Hristiyanların Noelini, yılbaşı olarak kutlayan ülkemizdeki zerzevatlara tavsiyem, eğer Hristiyan dinine inanıyorsanız o zaman inandığınız dinin değerlerini iyi öğrenip Noeli 31 aralık gecesinde değil, 24 aralık gecesinde kutlayın. Eğer Müslumanız diyorsanız o zaman Noel elbiseleriyle, süslenmiş çam ağaclarıyla ve hindi kesip yılbaşı kutlaması yaparak hem kendinizi hem millet olarak bizi komik durumlara düşürmeyin…
Efendim ne yapalım yaşadığımız ülkede bunlar kutlanıyor kutlamayalım mı?
Elbette kutlamak isteyen kutlar buna kimse engel olamaz. Lakin ya adam gibi Noelin hakkını verin Noel olarak zamanında kutlayın, herkes sizin inancınıza saygı duysun; ya da az belirttiğim gibi Noel kutlar gibi yılbaşı kutlayıp gülünç durumlara düşmeyin. .
Müslüman olduğunu iddia edenler de biraz fetvalara kulak vermeli.
Ben fetva verecek konumda biri degilim. Ama fetva veren hocalar din alimleri bu konularda bazı beyanlarda bulunmuşlardır.
Derler ki Noeli kutlamak asla caiz değildir. Bir zaruret olursa, caiz olur.
Mesela devletlerarası protokolde zaruret olduğu için kutlamak caiz olur. Fakat, Noel ile ilgisi olmayan yılbaşında bir Müslümana tebrik kartı yazıp, yeni bir yılın insanlık için, Müslümanlar için hayırlı olmasını dilemek günah değildir. Yahut, (yeni yılın kutlu olsun) diyene, (seninki de kutlu olsun) demek günah olmaz. Bu inceliği anlamalıdır!
Müslüman her gece neleri yapıyorsa, bu gece de onları yapmalıdır! Sanki mübarek geceymiş gibi mevlid okutmak, sohbetler düzenlemek uygun değildir. Bu gecenin diğer gecelerden farkı yoktur. Müslüman her gece neleri yapıyorsa, bu gece de onları yapmalıdır!
Diyanetin gecen ay Ömür Sermayesi isimli Hutbe’sinde Yılbaşi ile çok ilginç detaylar vardi Diyanet; "Unutmayalım ki ömür sermayesinden geçen bir yılın sonunda kendini ve yaratılış gayesini unutarak değerlerimizle örtüşmeyen, insan hayatına katkısı olmayan gayri meşru tutum ve davranışlar sergilemek bir mümine asla yakışmaz. Yeni bir yılın ilk saatlerinin başka kültürlere, başka dünyalara ait yılbaşı eğlenceleriyle israfa dönüştürülmesi ne kadar da düşündürücüdür. Sevap-günah, hayır-şer konularında muhasebe yapılması gereken saatlerin, emek harcamadan zengin olmak arzusuyla kumar, piyango gibi şans oyunlarıyla heba edilmesi ne kadar da üzücüdür. Yüce Rabbimiz, ömrümüzün kalan kısmını geçen kısmından daha hayırlı ve bereketli yaşayabilmeyi bizlere nasip eylesin. Hesabını veremeyeceğimiz bir hayat yaşamaktan hepimizi muhafaza eylesin." sözleri ile konuyu özetlemiş.
Küresel sermaye sahipleri bir yandan üçüncü dünya ülkelerinde ve özellikle islam dünyasında terör kargaşa ve iç savaşlar çıkartıp milletleri bir birine kırdırıp silahlarla- patlamalarla masum sivillerin ve çocukların ölümlerine ferman verirken aynı sermaye sahiplerinin diğer yandan diğer insanları yine patlamalarla-havai fiseklerle adeda bir zafer kutlaması edasında yeni yıl kutlamaları yaptırmaları, vicdan sahibi olan, zihinlerini prangaya vurdurtmayan sağduyulu insanları üzmekte ve vicdanen rahatsız etmektedir.
Çılgın eglencelerle yeni yıl kutlayanlara bu yüzden anlıyamıyorum. Biryanda masum siviller akdeniz sularında plastik botlarla ölüm yolculuguna cıkıp , çocuk cesetleri kıyıya vururken, kadınlar çocuklar savunmasız siviller bomlara hedef olup ölürken hiç bir tepki vermeyenler, diğer yanda çılginca eglenmenin derdindeler. Bu hangi inanctan olursa olsun, insan vicdanının kaldırabileceği bir manzara değildir. Bu manzara üzülerek söylemeliyim insanlığın ölüm manzarasıdır...
Kültür derneklerimiz ve vakıflarımızda bu doğrultuda yeni yetişen nesillerimize en azından kutlasalar bile bunun bizim kültüre ait bir olgu olmadığının baştan öğretilmesi önem arzetmektedir..
Diğer halklarla kaynaşmak farklı şey asimile olup kendi değer ve kültürümüzden tavizler verekrek kimligimizi ve kültürümüzü kaybetmek farklı şeydir…
Siyasi menfaatlerin ömürlük dostlukları bitiremediği,
Politik tartışmalar yüzünden kardeş kalbi kırılmadığı, Allah'u Ekber diyerek kardeşin kardeşi öldürmediği,
Emperyalist güçlerin ekonomik çıkarları uğruna masum sivillerin ve çocukların kıyıya vurmadığı,
Barış, huzur ve güvenin, bütün dünyaya hakim olduğu,
Terörün, ülkemizde ve dünyada tamamen gündemden çıkartıldığı, ...
İçeriden ve dışardan ülkemize ve milletimize saldırıların son bulduğu,
Irkı, dini, rengi ne olursa olsun, insanların kardeşçe yaşayabildiği bir dünyanın gelişine vesile olan bir yıl olması dileklerimle
YENİ YILINIZ KUTLU VE MUTLU OLSUN.
Allah'a emanet.