Konuk Yazar
Türkiye'nin 2014'teki önemli hamlesi
2014 Ekim ayında Suriye’nin Halep kentine bağlı Kobani veya Ayn-el Arap ilçesinde DAEŞ terör örgütüyle PYD terör örgütü arasında şiddetli çatışmalar yaşanıyordu.
ABD, 2 yıl önce Türkiye’yi DAEŞ ile PYD arasında sıkıştırırken, Ankara o tuzağı Kuzey Irak’tan getirilen peşmergelerle bertaraf etmişti. O peşmergeler, PYD’nin Suriye’deki yapılanmasının doruğa çıktığı bu günlerde yine gündemde.
2014 Ekim ayında Suriye’nin Halep kentine bağlı Kobani veya Ayn-el Arap ilçesinde DAEŞ terör örgütüyle PYD terör örgütü arasında şiddetli çatışmalar yaşanıyordu.
Türkiye Kobani’deki sivillere kapılarını açtı böylece bir katliamın önüne geçti.
Ancak terör örgütü ile en büyük destekçisi Amerika, daha fazlasını istiyordu.
Ankara, aşağı tükürsen bıyık, yukarı tükürsen sakal noktasında PYD mi DAEŞ mi dayatmasına mahkum edilmeye çalışılırken, Türkiye önemli bir hamle yaptı.
PYD’nin DAEŞ’e karşı yardım çağrısına Kuzey Irak peşmergelerini Suriye’ye sokarak yanıt verdi.
700 kadar Peşmerge, Türkiye üzerinden Suriye’ye, Kobani’ye girdi. Peşrnergeyle birlikte Özgür Suriye Ordusu da Türkiye’nin desteğiyle Kobani’ye gelerek DAEŞ’i bölgeden temizledi.
PYD’nin işgal ettiği topraklara, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Lideri Mesut Barzani’nin peşmergesinin girmesi, PYD terör örgütü için soğuk bir duştu.
Barzani ve Türkiye için ise kazançtı.
Bugün Suriye’de Rakka’dan sonra Münbiç’e yoğunlaştırılan DAEŞ karşıtı operasyonda PYD teröristlerinin yapılanması devam ediyor. Türkiye sınırında hatta Türkiye’nin kırmızı çizgi olarak belirlediği bölgelerde PYD ilerleyişi var.
Amerika, burada ikili oynuyor olabilir.
Ancak Türkiye de bütün planlarını Amerika’nın sözüne güvenerek yapmış değil.
Zira Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “kendi işimizi kendimiz görürüz” açıklamasından da anlaşılacağı gibi Türkiye’nin Suriye üzerinde çeşitli opsiyonları var.
Onlardan biri sınırdan obüslerle karşı tarafı vurmak, ya da askeri operasyonu biraz daha derinleştirmek.
Bir diğeri ise sahadaki Suriyeli muhaliflerle, Kürt gruplara desteği arttırmak.
Çünkü bölgede PYD dışında Türkiye ile aynı çizgide olan Kürt muhalifler de var. Suriye Ulusal Kürt Konseyi onların başında geliyor.
Ve asıl önemlisi Türkiye’nin 2 yıl önce kendi topraklarını açarak Kobani’ye gönderdiği Peşmergeler.
Peşmergelerin sayısı yaklaşık 700, diğer Kürt gruplarla birlikte savaşçı sayısı 1000’i geçiyor.
Sayıca yetersiz görülebilir ancak peşmerge üzerinden politika PYD terör örgütü için geçerli bir geri adım nedeni sayılabiliyor.
Zira şu an Rojava Peşmergeleri dedikleri o grubun, PYD hakimiyetindeki topraklarda Suriye Ulusal Kürt Konseyi ile birlikte hareket etmesi, PYD terör örgütünü ciddi şekilde rahatsız ediyor.
Daha şimdiden PYD çevrelerinde bu endişeler dile getirilmeye başlandı. Türkiye’nin peşmgerge üzerinden PYD’ye tuzak kurduğu söyleniyor, PYD teröristleri bu konuda birbirlerini uyarıyor.
Suriye’de PYD terör örgütüne karşı diğer Kürt unsurlarla politika üretirken Kuzey Irak bölgesel yönetiminin dengelerini gözetmek şart. Burada Mesut Barzani’ye yönelik PKK destekçisi Talabani ve Goran hareketinin bir ittifakı söz konusu.
Son olarak Talabani ve PYD, Barzani’ye yaklaşık 8 aydır kapalı tutulan Suriye-Irak sınırındaki Semelka kapısının açılmasını istedi. Bu konuda Barzani’ye yoğun baskı yapıldı.
8 Haziran’da Barzani, kapıyı açtı. Şu an Suriye-Irak kuzeyindeki giriş-çıkışlar düzenli olarak yapılabiliyor.
Barzani’nin üzerindeki bastı sonrası sınır kapısını açması PYD kanadında sevinçle karşılandı. Ancak bu durum Barzani’nin geri adımı olarak da görülmemeli.
Çünkü o sınır kapısında tek taraflı yıllık 24 milyon dolarlık bir para söz konusu. Bu para PYD’ye akıyordu, Barzani, terör örgütlerine yurt dışından gönderilen çok daha fazla meblağın, Erbil’e girişini, o sınır kapısını açarak, sağlamış olacak.
Yani Mesut Barzani’nin köşeye sıkışarak değil doğru zamanda doğru adımı atarak, kazançlı politika ürettiğini söyleyebiliriz.