Konuk Yazar
Şangay ajandasında hangi alternatifler var?
Şangay İşbirliği Örgütüne üye olmak Türkiye’ye ne kazandırır?
Gündemde bu soru var.
Zira Şangay 5’lisinin ekonomik olarak AB’yi karşılamadığı söyleniyor.
Ancak Türkiye için AB üyeliğine alternatif olan başka ve çok ciddi ekonomik birliktelikler söz konusu.
Şangay meselesi aslında yeni bir durum değil.
Şangay üyeliği ilk ke 22 Kasım 2013’te Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başbakanlığında, St. Petersburg’daki bir görüşmede dile getirilmişti.
Erdoğan Putin’le yaptığı ortak basın toplantısında Rus lidere dönüp, "Şangay İşbirliği Teşkilatı'na Türkiye'yi alın ve bizi bu sıkıntıdan kurtarın" demişti.
Sıkıntıdan kasıt AB’ydi.
Tarih, Kasım 2013’tü.
Erdoğan, Şangay üyeliğini ilk zikrettiğinde süreç, Gezi kalkışması sonrası, 17 Aralık öncesiydi.
Yani bundan tam 3 yıl önce de Türkiye-AB ilişkilerinde aynı olumsuz durum söz konusuydu.
ŞANGAY SÜRECİ NASIL GELİŞTİ?
2014 sonunda Şangay bir kez daha gündeme geldi.
Türkiye Şangay 5’lisi olarak bilinen örgütün “diyalog ortağı” olmuştu.
Rusya Devlet Başkanı Putin ise Şangay üyeliği için Türkiye adına lobi çalışmaları yapıyordu.
2015 Kasım’ında ise Rus uçağı düşürüldü, Şangay ve Şangay’la bağlantılı olan her türlü plan da dahil olmak üzere Türkiye-Rusya ilişkilerine dair ne varsa hepsi rafa kaldırıldı.
Ve 2016’nın Kasım’ı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bir kez daha “Şangay” dedi.
Rusya ve Çin’den gelen ilk açıklamalar olumlu yönde, örgütün iki dev üyesi, Türkiye’nin üyeliğine çok sıcak bakıyor.
ŞANGAY AB GİBİ OLMASA DA FARKLI ALTERNATİFLERİ BARINDIRIYOR
Ancak tartışma şu, Şangay’a üye olmak, AB’ye üye olmakla eşit mi, yani Şangay AB’ye alternatif olabilir mi?
Ekonomiden ziyade daha çok güvenlik işbirliği esaslı bir yapı olan Şangay 5’lisinin, AB’nin getirilerini tam olarak karşılamadığı belirtiliyor.
Fakat bu Türkiye’nin AB yerine Şangay’ı tercih etmesinin engeli olamaz.
Çünkü bölgede AB’nin ekonomik getirilerine alternatif olacak çok daha ciddi oluşumlar söz konusu.
Şangay konusunun 2013’ten bu yana birkaç kez gündeme geldiğini söyledik.
Bu mesele her konuşulduğunda Şangay üyeliğiyle birlikte Türkiye’nin önünde farklı alternatifler sunulacağı yönünde açıklamalar olmuştu.
İŞTE ALTERNATİF BİRLİKTELİKLER
1-Birincisi Avrasya ekonomik topluluğu.
Rusya’nın 1995’te başlattığı bir süreç.
Bugün Türki Cumhuriyetlerin de üyesi olduğu önemli bir yapı.
2-İkincisi Avrasya Ekonomi Birliği ya da Avrasya Entegrasyonu.
2014’te yine Rusya’nın başlattığı 5 üyeli siyasi ve ekonomik bir birliktelik.
Hali hazırda önümüzdeki süreçte altıncı üyesinin Türkiye olacağı vurgulanıyor.
Rus medyası Ağustos ayında Putin’in, uçak krizi sonrası Türkiye-Rusya yakınlaşmasında Türkiye’nin Avrasya Entegrasyonuna dahil olması gerektiği yönünde yoğun çaba sarf ettiğini yazmıştı.
3-Zincirin üçüncü halkasında ise Yeni İpek Yolu Projesi yer alıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son G20 Zirvesinde Çin’de yaptığı görüşmeler ve Çin Devlet Televizyonuna verdiği röportajı hatırlayacak olursak, Türkiye için çok önemli bir alternatif projenin İpek Yolundan geçtiğini görmüş oluruz.
ERDOĞAN EYLÜL’DE İPEK YOLU MESAJI VERMİŞTİ
Erdoğan 3 Eylül’de Çin Televizyonuna, Yavuz Sultan Selim Köprüsünü anlatmış ve “3. Köprü ile kamyonlar ve tırlar, Pekin'den çıkıp Londra'ya ulaşabilir. Şimdi aynı köprünün üzerinden bir de yüksek hızlı trenler geçecek. Tüm bunların yanında bir de Kars Tiflis Bakü hattıdır. Bu hatta Çin ile birleştirilecek. Bu da İpekyolu'nun hattıdır. Bir diğer projede Kars Edirne hattıdır. Bu hattı da bitirebilirse Pekin Londra hattı çok daha güçlü hale gelecektir” demişti.
ABD’NİN DE ROTASI DEĞİŞİYOR
Türkiye’nin AB’ye karşı alternatifleri Şangay’da aramasının esaslı gerekçeleri var.
Gelinen nokta itibarıyla AB’nin ekonomik bir kazanç olarak Türkiye’ye fayda sağlaması neredeyse artık imkansız.
Üyelik olsa da olmasa da AB’nin ekonomik açıdan içinde bulunduğu durum Türkiye’e ne avantaj getirebilir ki?
Türkiye bu durumun farkında.
ABD için bile AB’nin ekonomik açıdan bitik olduğunu gösteren yorumlar yapılıyor.
Son olarak şunu unutmamak gerekir ki, ABD de yeni dönemde Asya sinyalleri veriyor.
Donald Trump’ın Ortadoğu politikası bölgede eskisi gibi yoğun bir ABD mesaisi içermiyor.
AB ve NATO’ya karşı ağır ekonomik eleştirileri var.
Kaldı ki Trump’ın yeni dönemde Asya-Pasifik konusunda atılımda olacağı da, bugünlerde ABD basınının fazlasıyla işaret ettiği bir konu.