Konuk Yazar
Moody's’in ortakları kara para aklıyormuş
Moody’s iştiraki olan iki büyük Amerikan şirketinin İran ambargosunu delip, milyonlarca doları aklayan gruplar olduğu ortaya çıktı.
Türkiye’nin notunu düşüren kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in 2008 ekonomik krizindeki kirli çamaşırları ortaya dökülmüştü. Yatırımcıları yanlış yönlendirerek, krizi tetikleyen hamlelere imza atmışlardı.
Kriz varsa bu sadece kaybeden anlamına gelmez, bu krizden kazananlar da vardır, belli ki 2008 küresel ekonomik kriz sürecinde Moody’s, birilerini kasten kaybetmeye yönlendirip, başka birilerine kazandırmış.
2008’deki krizde olduğu gibi Moody’s’in adının bulaştığı başka karanlık bağları bulabilmek de mümkün. Onlardan biri de ABD’nin bir dönem İran’a uyguladığı ambargoyla ilgili.
Moody’s çok sayıda iştirakçiye sahip bir kuruluş.
Hissedar listesinde en üstlerde olan iki şirket var ki, ambargo meselesinde hemen dikkat çekiyorlar.
Vanguard Group ile T. Rowe Price Associates.
Bu iki şirket Moody’s’in ortaklarından.
İkisi de ambargo döneminde İran’a yönelik ambargoyu delen Amerikan şirketlerinin başında geliyor.
Mesela Vanguard Group, Moody’s ortaklığının yanı sıra İran’ın kuzeybatısında otoyol ve metro projelerini gerçekleştirdi.
Otoyol projesi için 1 milyar Dolar, metro projesi için ise 800 milyon Dolarlık işlemleri ortaya çıktı.
Bu işlemlerden kasıt şu, kara para aklamak.
Yani Moody’s’in ortakları kara para aklıyor.
Amerika, 1979’dan itibaren İran’a ambargo uyguladı.
Ancak kendi ambargosunu kendi şirketlerinin eliyle defalarca deldi.
Peki ambargo sürecinde Amerika ne yapmaya çalıştı?
Yani İran veya Küba gibi ülkelere, kendi koyduğu ambargoyu neden kendisi deldi?
17 Aralık sürecinde Halkbank’tan örnek verelim.
Türkiye, İran’la doğalgaz alışverişi yaparken, İran ambargo altında olduğu için karşılığı altın olarak ödedi.
Bu yolla ambargo delinmedi yani Türkiye’nin İran’la yaptığı ticaret, yasal yollardan gerçekleştirildi.
Ancak Amerika her şey yasal olmasına rağmen kara para aklama suçlamasının çerçevesini genişletmeye çalıştı.
İran, petrol ve doğalgaz gelirleriyle, nükleer silah üretebilir, diyerek, İran’ın enerji kaynaklı gelirlerini tek taraflı olarak “kara para” ilan etti.
Neticede bir ülkeye ambargo koyup, başka ülkelerin ambargo altındaki ülkeyle ticaretinin önünü kesti. 17 Aralık Halkbank meselesinin aslı astarı buydu işte.
Şimdi gelelim kendi şirketlerinin ambargoyu nasıl deldiklerine.
Amerika, bu şirketlere göz yumdu.
Bu sayede ambargo altındaki ülkelerin pazarı sadece Amerika’ya açık tutuldu
Başkası yaparsa suç oldu, kendi yapınca ise görmezden gelindi.
Mesela 1986 yılında İran-Irak savaşı varken, İran’a silah sattı.
Ambargonun delindiği İrangate ile ortaya çıktı.
Kimseye bir şey olmadı.
Amerika o süreçte İran’a silah satarken, Tahran’daki ortağı bugün İran Cumhurbaşkanı olan Hasan Ruhani’ydi.
Ruhani, 2013’te Cumhurbaşkanı oldu.
Seçimden hemen sonra da Amerika, İran’la müzakereleri başlattı.
Ve 2016’ya gelindiği İran’a yönelik ambargo resmin kaldırıldı.