Konuk Yazar
Esed ile Obama'yı buluşturan ölüm planı
Esed rejimi ile Rusya, Suriye’de yeni bir sistematik plan kurdu.
Köy, kasaba ve ilçelerde kasıtlı olarak pazar yerlerini bombalayan rejim ile Rusya, 3 haftadır sivil halkı göçe zorluyor.
Saldırılar ilk olarak Halep’teki bir çok ilçede pazar yerlerine yönelik olarak başlatıldı. Yüzlerce kişi katledildi.
Hemen sonraki hafta Rus jetleri bir hastaneyi bombaladı, 63 kişi can verdi.
Pazaryeri ve hastane bombardımanı, halkı göçe zorlayan katliamlardı. Saldırılar özellikle Halep ve İdlib’de yoğunlaştı, buradaki katliamlardan kurtulanların Türkiye sınırına akın etmesi planlanıyordu
Neticede şeytani planın son ayağını geçtiğimiz Perşembe günü gördük. Göçe zorlanan halkın Türkiye sınırına yakın noktalarda barınmaya çalıştığı mülteci kampları da bombalandı.
Türkiye’ye 15 km mesafedeki mülteci kampındaki katliamda 60 kişi hayatını kaybetti.
Önce pazaryeri-hastane ardından oradan kaçanların sığındığı mülteci kampı bombalandı.
Yani Esed rejimi, halkına “benden kaçamazsınız” mesajı verdi.
Rejimin stratejik bir plan çerçevesindeki bu yeni katliam anlayışı, tam da Rusya’nın Türkiye sınırı üzerindeki baskılarının yoğunlaştığı döneme denk geldi.
Peki Beşar Esed ile Rusya’nın sivil halka kaçacak yer bırakmayan bu planında Amerika’nın nasıl bir rolü var?
2012’den bu yana Türkiye’nin üzerinde ısrarla durduğu bir konu, “uçuşa yasak bölge” oluşturulması.
Eğer Türkiye’nin dediği gibi sınır hattındaki bazı noktalara uçuşa yasak bölgeler oluşturulabilseydi, Esed’in pazaryeri katliamlarından kurtulanların sığındığı sınırdaki mülteci kamplarının bombalanması önlenmiş olacaktı.
Yani Suriye halkı en azından sınırdaki mülteci kamplarında ölüm korkusu duymayacaktı.
Ancak Amerika, bu plana yıllardır karşı çıkıyor, hala da karşı durmaya devam ediyor.
Türkiye’nin bu talebine ABD ile birlikte Avrupa da kulak tıkamıştı. Ancak AB, son dönemde mülteci krizi nedeniyle oluşan baskıya çare için Türkiye’nin dediğine geldi ve uçuşa yasak bölge oluşturulması fikri özellikle Almanya Başbakanı Merkel tarafından bir çok kez dile getirildi.
AB bugün olumlu baksa da Amerika Başkanı Obama’nın tavrı hiç değişmedi. Obama geçen hafta bir kez daha önüne getirilen uçuşa yasak bölge veya güvenli bölge oluşturulma planlarını reddetti.
Bu durumla ilgili olarak Amerika’nın Rusya’ya karşı bir çekincesi olduğu yorumları da yapılıyor. Ancak Obama’nın karşı çıktığı fikrin oluşturduğu manzara Esed rejimi ile Amerika Başkanının ortak bir paydada buluştuğunu da gösteriyor.
Esed’in halkını göçe zorlayıp, göç alanlarını bombalamasında, uçuşa yasak bölgeyi reddeden zihniyetin de payının olduğu bir gerçeklik var.
Peki Obama neden buna hala ısrarla karşı çıkıyor. Bazı yorumlara göre Rusya’nın Suriye planlarına aykırı düşen bu fikre, Obama Moskova çekincesi nedeniyle sıcak bakmıyor.
Yoksa ABD’de Obama’nın partisi Demokratlardan başkan aday adayı olan ve Obama döneminin ilk Dışişleri Bakanı olan Hillary Clinton’ın bile uçuşa yasak bölge ilanıyla ilgili destek açıklamaları var.
Trump’ın da uçuşa yasak bölgeyi dış politika vaatleri arasında gösterdiğini de hatırlayacak olursak, Obama’nın Suriye halkını göz göre göre ölüme terk eden plana karşı sessiz tavrını izah etmek bir hayli güç.