ANALİZ HABER
Demokrat Parti'nin muhtemel başkan adayı: Hillary Clinton
Rakibi Sanders ile girdiği rekabetten galip çıkan eski Dışişleri Bakanı Clinton, ABD Başkanı Obama'nın da desteğini almasıyla Demokrat Parti'nin başkan adaylığı şansını oldukça yükseltti.
ABD'de devam eden başkanlık yarışında Demokratların muhtemel adayı eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, ABD Başkanı Barack Obama'nın da desteğini alarak temmuz ayındaki parti kurultayından ABD tarihinin "ilk kadın başkan adayı" olarak çıkmak için büyük bir adım attı.
ABD'de 8 Kasım'da yapılacak 58. başkanlık seçimlerine Demokrat Parti'nin başkan adayı olarak girmeyi garantilemek için temmuz ayındaki parti kurultayını bekleyen Hillary Clinton, "ABD tarihinin ilk kadın başkanı olma" motivasyonuyla, ön seçim sürecini rakibi Vermont Senatörü Bernie Sanders'ın önünde bitirdi.
Temmuz ayındaki parti kurultayından başkan adayı olarak çıkabilmek için gereken delege sayısını aşan Clinton, 9 Haziran'da Obama'nın kendisine destek verdiğini açıklamasıyla elini daha da güçlendirdi. Clinton, artık Cumhuriyetçilerin muhtemel başkan adayı iş adamı Donald Trump'ın karşısına çıkmak için adeta gün sayıyor.
Hillary Clinton kimdir?
1947 yılında Illinois eyaletinde muhafazakar bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Clinton, siyasi hayatına aslında Cumhuriyetçi Parti saflarında başladı.
Ailesinin de etkisiyle 1964 yılındaki başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti’nin seçim kampanyasında gönüllü yer alan Clinton, üniversitede de Cumhuriyetçilerin farklı birimlerinde rol aldı.
İlerleyen yıllarda sivil haklar hareketini desteklemeye başlayan Clinton, insan hakları savunucusu Martin Luther King’in öldürülmesinin ardından da Demokrat Parti'nin görüşlerine ilgi duymaya başladı.
1968 başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçi aday Nelson Rockefeller'ın kampanyasında ırkçı yaklaşımların kullanılmasını kabul edemeyen Clinton, Cumhuriyetçi Parti ile bağlarını kopardı.
Yale Üniversitesi'nde tanıştığı Bill Clinton ile mezuniyetinden sonra evlenen Clinton, sivil özgürlükler ve anayasal haklarla ilgilenen büroda çalıştı ve kadın hakları savunuculuğunda ülkede bilinen isimler arasında girdi.
Eski "first lady" Clinton, yeniden Beyaz Saray'a dönmek istiyor
Eşi Clinton’ın önce Arkansas Valisi, ardından da 1992 yılında ABD Başkanı olmasıyla Beyaz Saray’a giren Hillary Clinton, eşi Bill Clinton’ın Beyaz Saray’da 1998 yılında Monica Lewinsky ile ilişkisinin ortaya çıkmasıyla büyük bir skandalın ortasında kaldı.
Ancak Clinton, eski bir başkanın eşi olarak anılmak yerine, siyasi kariyerine aktif bir şekilde devam etme kararı aldı. 2000 yılında New York’tan senatör seçilen Clinton, 2006’da da New York’tan yeniden seçilerek Senato’daki konumunu güçlendirdi.
8 yıl başkan eşi olarak kaldığı Beyaz Saray’a ülkenin başkanı olarak dönmek için 2008 yılında partisinden başkan aday adayı olan Clinton, Obama'yla kıyasıya süren yarışı kazanamadı. Ancak Obama'nın başkan olmasının ardından kendisine dışişleri bakanlığını teklif etmesiyle Clinton'a diplomasi koridorlarının yolu açıldı.
ABD Dışişleri Bakanı olarak 2009-2013 yıllarında görev yapan Clinton'ın başı en çok, ABD'nin Bingazi Konsolosluğuna yapılan saldırıyla ağrıdı.
Clinton, özellikle Cumhuriyetçi kanat tarafından, Libya'da 11 Eylül saldırılarının 2012'deki yıl dönümünde konsolosluğa düzenlenen saldırıda büyükelçi Christopher Stevens ve diğer üç konsolosluk çalışanının hayatını kaybetmesinden sorumlu tutuldu.
Clinton’ın bakanlığı döneminde, devlete ait “gizli” yazışmaları kendi e-postasından yapması da güvenlik zafiyeti olarak yorumlandı ve kamuoyunda çokça tartışıldı.
Bakanlıktan 2013’te ayrılan Clinton, sonraki yıllarda bu kez de yüksek miktarlar karşılığında konferanslar vermesiyle gündeme geldi.
En büyük artısı "devlet tecrübesi"
Clinton, 2008'de gerçekleştiremediği başkanlık hayalini 2016'da başarmak için 12 Nisan 2015'te yeniden partisinden aday adayı oldu.
Başkan eşi, iki dönem senatörlük ve dışişleri bakanlığındaki tecrübeleriyle Clinton, Cumhuriyetçilerin muhtemel başkan adayı Trump'a göre ülke siyaseti ve uluslararası arenada daha deneyimli bir portre çiziyor.
Bunun yanında Clinton, eşi Bill Clinton’ın başkanlığı döneminden itibaren elde etmeye başladığı önemli bir çevre ve güçlü kampanya donörlerine de sahip.
Hangi konuda ne düşünüyor?
ABD’nin ilk kadın başkanı olabilme kartını çok iyi kullanan Clinton, kadınlar, azınlıklar ve partisindeki yaşlı seçmenlerden de önemli destek aldı.
Clinton, Obama’nın sağlık reformunun daha da iyileştirilebileceğini belirterek, dar gelirli ailelerinin sağlık harcamalarının düşürülmesini destekliyor. Eşcinsel evlilikleri ve kürtajın yasal olmasını destekleyen Clinton, ateşli silahların denetiminin ise artırılması gerektiğini savunuyor.
Ülkenin en önemli meselelerinden biri olan (yasal izne sahip olmayan) göçmenlerle ilgili konularda makul bir duruşa sahip Clinton, göçmenlerin sınır dışı edilmesine karşı bir duruş sergiliyor.
Trump'ın “Müslümanların ülkeye alınmaması” gibi söylemlerini “saldırgan ve utanç verici” olarak nitelendiren Clinton, ülkedeki Müslümanların önemli bir bölümünün desteğini de alacak gibi gözüküyor.
Dış politikada Obama’nın çizgisiyle genel anlamda benzeşen bir yaklaşıma sahip Clinton, Suriye ve Irak’ta, ABD askerlerinin kara operasyonlarına dahil olmaması gerektiğini ancak Suriye’nin kuzeyinde uçuşa güvenli bölge oluşturulmasının faydalı olacağını dile getiriyor.
Clinton bugüne nasıl geldi?
1 Şubat 2016'da Iowa'da Sanders'a karşı zorlanarak kazanan ve sonraki New Hampshire ön seçimlerini kaybeden Clinton, ilk "Süper Salı" olan 1 Mart'ta 11 eyaletin 7'sinde kazanarak önemli bir adım attı.
15 Mart'ta, aralarında kritik Florida ve Ohio'nun da bulunduğu 5 eyaletin tamamında kazanan Clinton, 15 Mart'tan 19 Nisan'a kadarki yaklaşık 1 aylık süre içinde yapılan 8 ön seçimin sadece 1'inde sandıktan birinci çıkabildi.
Her iki aday için de büyük önem taşıyan New York ön seçimlerini 19 Nisan'da rahat kazanan Clinton, 26 Nisan ön seçimlerinde Pennsylvania ve Maryland de dahil o gün seçim yapılan 5 eyaletin 4'ünden galip çıktı.
3 Mayıs'ta ise Indiana'da Sanders'a kaybeden Clinton, 5 Haziran'daki Puerto Rico ön seçimlerini kazanınca Demokrat Parti kurultayından başkan adayı çıkabilmek için gereken 2 bin 383 delege sayısını aşmış oldu.
7 Haziran ön seçimlerinde California'yı alan Clinton, aynı gece yaptığı "zafer" konuşmasında kendisini destekleyen tüm seçmenlere teşekkür etti ve muhtemel rakibi Trump'ı sandıkta geçme sözü verdi.
14 Haziran'da başkent Washington DC'de ön seçimlerle bu süreci tamamlayacak olan Demokratlarda Clinton, 577'si süper delege olmak üzere toplam 2 bin 780 delege ulaşırken, rakibi Sanders ise 48'i süper delege toplam bin 876 delegenin desteğini alabildi.
50 eyaletin şu ana kadar 49'unda gerçekleştirilen ön seçimlerde Clinton 27 eyalette ipi göğüslerken, Sanders ise 22 eyalette sandıktan galip çıkmayı başardı.