Konuk Yazar
Cameron neden Türkiye'ye dil uzattı
İngiltere Başbakanı David Cameron, Türkiye’yi seçim malzemesi yaptı çünkü kendi partisi içerisinde kendisine karşı ayaklanan bir muhalefetle karşı karşıya.
Partisindeki krizi bastırmak için de “Türkiye’nin AB üyeliği 3000 yılını bulabilir” diye bir cümle sarfetti.
İngiltere’de 23 Haziran’da referandum var. İngilizler, AB’de kalıp, kalmamayı oylayacaklar.
Son anketlere göre “AB’de kalalım” diyenlerin oranı yüzde 44, “ayrılalım” diyenler ise yüzde 40.
Ortada ise yüzde 14 oranında kararsızlar var.
Bundan tam 1 yıl önceki seçimde, yüzde 36 oy almasına rağmen, dar bölgeli seçim sistemi sayesinde, tek başına iktidar olan Muhafazakar Parti’nin lideri ve Başbakan David Cameron, “AB’de kalalım” diyenlerden.
Ancak partisi kaynıyor.
6 bakanı, David Cameron’a bayrak çekmiş durumda.
Başbakan’ın referandum kampanyasına karşı çok sert bir muhalefet var, Cameron’un partisinde.
İngiltere Başbakanı, Türkiye’nin AB üyeliği için “imkansız” dedi, “olsa olsa 3000 yılında olur” diye konuştu.
Bunu söylerken hedefinde kendi partisinin üyeleri vardı.
Onların başında Adalet Bakanı Michael Gove ile Savunma Bakanı müsteşarı Penny Mordaunt geliyor.
“AB’de kalırsak, Türkiye 8 yıl içinde Avrupa’ya girecek, o nedenle Türkiye üye olmadan biz AB’den ayrılalım” diye bir kampanya yürütüyorlar.
İngiltere’de muhalefet partilerinin yanı sıra iktidar partisinin içerisinde ayrılıkçı grup, Cameron’un rahatını bir hayli kaçırmış durumda.
İngiltere Başbakanı Cameron, “Türkiye üye olmadan AB’den ayrılalım” diye kampanya başlatan kendi partisinin bakan ve milletvekillerinin olduğu ayrılıkçı gruba cevaben “Türkiye AB üyesi olamaz, olsa olsa 3000 yılında olur” dedi.
Yani kendi partisindeki muhalif sesi, Türkiye’yi hedef alan sözleriyle, bastırmaya çalıştı.
Tabi Cameron’un bu sözleri, Türk medyasında da geniş yankı buldu. İngiltere Başbakanı, Türkiye ile dalga geçiyormuş, Türkiye’nin üyelik sürecini yerden yere vuruyormuş gibi manşetler atıldı. Cameron’un sözleri üzerinden hükümete yönelik bir itibarsızlaştırma faaliyeti geliştirildi.
Oysa İngiliz Başbakanın derdi Türkiye’yi itibarsızlaştırmak falan değil, Türkiye’yi seçim malzemesi yapıp, kendi partisindeki kendisine karşı ayaklanan bakan ve milletvekillerine cevap vermekti.
Peki Cameron, muhalif bakan ve vekillerin Türkiye’nin AB üyeliği ile ilgili referandum kampanyasını çürütmek için verdiği 3000 yılına dair uçuk örnek, bir işe yaradı mı?
Yani İngiliz Başbakan, Türkiye’yi alet ettiği politikasından bir sonuç elde edebildi mi?
O sözlerin ardından gelen tepkilere bakınca yanıt hayır, yani Cameron boşuna dil dökmüş, Türkiye’yi boşuna seçim malzemesi yapmış çünkü kendi partisinin bakanları anında cevap vererek, Cameron’u yalancılıkla suçladılar.
Cameron’un partisinin milletvekili olan Savunma Bakanı müsteşarı, Penny Mordaunt, “ben öyle düşünmüyorum, İngiltere Türkiye’nin AB üyeliğinin önüne geçemez ve Türkiye yakında üye olur” dedi.
Ayrılıkçılar ayrıca David Cameron’un 27 Temmuz 2010 yılında yaptığı bir açıklamayı da kampanyaya eklediler. Cameron o tarihteki Ankara ziyaretinde, Türkiye’nin AB üyeliğini sonuna kadar desteklediğini söylüyordu.