Konuk Yazar
Bundan sonra ne olacak?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın St. Petersburg ziyareti ile Türkiye-Rusya arasında yeni bir sayfa açıldı. Peki yeni sayfalarda neler yazıyor?
İlişkilerin boyutu ne olacak?
Uçak krizi 24 Kasım’da meydana gelmişti.
Dünden itibaren de iki ülke arasındaki ilişkiler, 23 Kasım’da kaldığı yerden devam edecek.
Batı, Türkiye-Rusya yakınlaşmasından tedirgin, bu durumu hem resmi açıklamalarla hem de medya analizleriyle açığa vurdular.
Türkiye’nin Batı’dan uzaklaşıp, Rusya eksenine dahil olacağı şüphesi var.
Böyle bir analiz çok da gerçekçi değil. Çünkü Türkiye, Batı ile Rusya arasındaki bir ortak payda, bu yıllardır böyleydi. 24 Kasım 2015’e kadar da böyleydi, kriz arasından sonra yine böyle olmaya devam edecek.
Batı bu duruma neden tedirginlikle bakıyor?
Türkiye, NATO’nun müttefiki, Amerika ile ittifak halinde, AB ile üyelik müzakereleri var.
Ancak NATO da, ABD de, AB de Türkiye’ye karşı iki yüzlü politika izliyor.
PKK, PYD, FETÖ gibi terör örgütlerine arka çıkıyor, 15 Temmuz kanlı darbe girişiminden sonra bile Türkiye’nin yanında durmadılar.
24 Kasım’daki uçak krizi genel olarak Batı’nın işine gelen bir durumdu, Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin bozulması onlar tarafından memnuniyetle karşılandı. Bugün içinde bulundukları tedirginliğin sebebi de iki ülke ilişkilerinin güçlenerek devam edeceğinden kaynaklanıyor.
Türkiye mi Rusya’ya, Rusya mı Türkiye’ye daha çok ihtiyaç duyuyordu?
Türkiye terör saldırıları ve darbe girişimine hedef oldu.
Batı’nın terör dayatmalarıyla yüz yüze bırakıldı.
Rusya’nın başında ise ekonomik kriz belası var. Ayrıca NATO tarafından sürekli Karadeniz üzerinden tehdit ediliyor.
Rusların 24 Kasım sonrası Türkiye’ye uyguladığı ekonomik ambargodan ekonomik açıdan ne kadar zarar gördükleri itirafını hatırlayacak olursak, ilişkilerin düzelmesi onlar için de büyük bir ihtiyaçtı.
Putin için Erdoğan neyi ifade ediyor?
Bu konuda Rus medyasında yapılan önemli bir analiz var. O analizde “Putin, Erdoğan’ın hiçbir güce bağımlı bir lider olmadığını biliyor” denildi, yani Rusya, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bağımsız bir lider olduğunu iyi biliyor.
Şunu da hatırlatmakta fayda var. 18 Aralık 2014’te Rusya ile Batı arasındaki Ukrayna krizi sürecinde Putin, Türk akımı açıklaması yaptıktan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan için “çok sağlam cesur bir lider” ifadelerini kullanmıştı.
Türkiye NATO’dan ayrılıp, Şangay’a mı girecek?
NATO’dan ayrılma durumu söz konusu değil aynı şekilde Şangay İşbirliği Örgütüne tam üyelik de şu aşamada gerçekçi durmuyor. Ama bu bir mesajdır. AB ve NATO’nun dürüst olmayan politikalarına karşı, Türkiye’nin Şangay’daki “diyalog ortağı” statüsünün “gözlemci” statüsüne çıkarılması Batı’ya karşı verilecek olan önemli mesajlar içeren politik bir argumandır.
Türkiye’nin yönü değişecek mi?
Türkiye ortada duruyor, Batı’ya sırt çevirmesi gibi bir durum yok bununla birlikte Rusya eksenine dahil olup, yüzde yüz bir rota değişikliği yapacağı yönündeki yorumlar da gerçekçi değil.
Türkiye, Batı’nın müttefiki olarak bölgesinde Rusya ve İran gibi güçlerle stratejik ortaklıklarını sürdürmeyi becerebilen bir ülke.
Ve Suriye meselesi ne olacak?
Türkiye 5 buçuk yıldır devam eden Suriye krizinde, Rusya ve İran’la karşı kutuplarda yer aldı. Uçak krizi dışında Suriye meselesinden kaynaklı bir maraz çıkmadan, ilişkiler devam etti.
Rusların Suriye’de bazı öncelikleri var, özellikle liman ve hava üssü tasarruflarının garanti altına alınması gerekiyor. Rusya bunu başarıyor ve böylece Akdeniz çıkışını kapalı tutabiliyor. Bu durum en çok Suriye’nin kuzeyinde PKK-PYD üzerinden hakimiyet elde etmeye çalışan ABD’nin işine gelmez çünkü çıkış kapıları olan Akdeniz, Rusların elinde.
Rusya ve İran, Suriye’deki tasarruflarını büyük ölçüde garanti altına aldıktan sonra Suriye krizinin çözümü de daha rahat olacaktır. Çünkü Rusya için önemli olan Esed değil, Lazkiye ve Tartus’taki askeri varlığı.