Konuk Yazar
Başabakan'a bir laf etti Meclis'ten kovuldu
İngiltere Başbakanı David Cameron'a "üçkağıtçı" diyen milletvekili, meclis oturumundan kovuldu, medyanın da lincine hedef oldu.
Avam Kamarasında İngiltere Başbakanı David Cameron'un Panama belgeleriyle ilgili hakkında çıkan iddialara yanıt verdiği oturum yapıldı.
Oturumda söz alan İşçi Partili milletvekili Dennis Skinner, İngiltere Başbakanına "üç kağıtçı, düzenbaz, uyanık, güvenilmez" anlamlarına gelen "dodgy" dedi.
Bu söz üzerine avam kamarasının başkanı John Bercow, duruma anında müdahale etti.Skinner'den sözünü geri almasını istedi.
Ancak milletvekili sözünü geri almayı reddetti.
Başkan ise 84 yaşındaki milletvekilini meclis oturumdan kovdu.
Dennis Skinner, başbakana hakaret ettiği gerekçesiyle avam kamarasını terk etmek zorunda kaldı.
İngiliz medyası olaya tepkiliydi.
Telegraph gazetesinde Dennis Skinner için "terbiyesiz" ifadeleri kullanıldı.
Sosyal medyanın da linç hedefine konulan İşçi Partili milletvekili, Başbakana hakaret ettiği için "edepsiz ve vahşi" ilan edildi.
Aslında İngiltere Başbakanı Cameron ile İşçi Partili milletvekili Dennis Skinner arasındaki söz dalaşı, bu son meclis oturumundaki hakaretle sınırlı değil.
Öncesi de var.
Geçtiğimiz yıl David Cameron, 86 yaşındaki milletvekiline yaşından dolayı "dinazor" demiş, "Jurassic Park" diye hitap etmişti.
Neticede hakaret ayrı ifade özgürlüğü ise apayrı bir durum.
İngilizler bu durum karşısında Başbakana hakaret eden kişi, seçilmiş bir milletvekili de olsa haddini bildirerek, ceza vererek, meclisten kovarak, tepki göstermişler.
Peki ya önceki örnekler.
29 Şubat'ta Londra'daki Heatrhrow havalimanına yapılacak üçüncü pist inşaatına karşı çıkıp, eylem yaptıkları için göz altına alınan 13 aktivistin davası vardı. Mahkeme "ağaçlar kesilmesin" diye eylem yapan 13 göstericiyi hapse mahkum etmişti.
Ondan 1 ay önce, 25 Ocak'ta Londra'nın merkezinde Avrupa'nın Suriyeli mültecilere yönelik saldırgan tutumunu eleştiren dünyaca ünlü duvar sanatçısı Banksy'nin "üzerine gaz sıkılan Suriyeli kız çocuğunu" resmettiği eserini, polis talimatıyla, sansürlemişlerdi.
Biraz daha geriye gidelim.
20 Mart 2015'te 57 yaşındaki İngiliz gazeteci Peter Oborne, dünyaca ünlü İngiliz bankasıyla ilgili bir rapor kaleme almıştı. Daily Telegraph gazetesi en büyük reklam verenlerinden biri olan bankayla ilgili iddiaları yazan Peter Oborne’ı istifaya zorladı. Sonuçta gazeteci, faiz lobisine dokunduğu için işsiz bırakılmıştı.
Son olarak İngilizlerin 2011 Temmuz ayında, News of the World gazetesinin 168 yıllık yayın hayatına son verdirdiklerini de hatırlatalım.
Bu örnekler sadece İngiltere'den. Amerika'ya, Almanya'ya, Fransa'ya baktığımızda benzerlerini çoğaltmak mümkün.
Durum böyleyken Batı dünyası, kendi meselelerini demokrasi kılıfına sokmasını çok iyi beceriyor. Türkiye'nin Cumhurbaşkanına küfredenleri, vatana ihanet edenleri, casusluk yapanları, teröre destek verenleri hatta direk teröristleri ise koruyup kollamaya kalkıyor.
Ne garip çelişki ama öyle değil mi?