NATO-ABD-CIA'in Locaefendi'si ağzındaki baklayı çıkardı: “Batı'nın yanındayım, beni Türkiye'ye iade etmeyin" dedi! Fetullah Gülen,“Batı'nın Ilımlı Müslüman seslere ihtiyacı olduğu bir dönemde kendisinin ve arkadaşlarının Batı'nın hizmetinde olduklarını"New York Times'ın sütunlarında beyan etti!
Yani? Kendi sözleriyle “gizli misyonunu" ele vermiş oldu!
CIA ajanı Graham Fuller'ın 1964'te Türkiye Masası'nda göreve başlamasıyla Gülen'in 1966'da İzmir'de “cemaatini" kurması birebir bağlantılıdır. Fetullah Gülen'e ABD'ye bağlı Türkiye'deki Baronsal Gladyo tarafından 1984 yılında kapalı kapılar ardında “Ilımlı İslam" temelinde derin “sefer görev emri" verilmiştir. 1984, FETÖ'nün Emniyet'ten Askeriye'ye devlet kademelerinde sistematik olarak yerleşmeye başladığı yıldır. 1990'lar, hayli mesafe aldıkları yıllardır!
ABD'nin güdümündeki Eski Rejim (Baronsal Gladyo) işbu gizli yapılanmaya itina ile -daima- koltuk çıkmıştır!
Locaefendi'nin Paralel Devlet Yapılanması, kuruluşunun tam ellinci yılında Türkiye'yi Haçlı Siyonist Cephesi namı hesabına işgal etmek maksadıyla askeri darbe girişiminde bulundu. Başaramadı!
*
“Ilımlı İslam" CIA'de üretilmiş bir tabirdir. Fikir babası, FETÖ liderine ABD'deki ikameti için referans olan Graham Fuller'dır!
ABD'nin lokomotifliğindeki Haçlı Siyonist Cephesi'nin İslam'ı “ifsat etmeyi" nihayetinde ise “yok etmeyi" hedefleyen “fevkalade sinsi" devasa projesinin adıdır.
Mister Fuller, Rand Corporation'ın daimi politik danışmanıdır.
Graham Fuller, 15 Temmuz Paralel Darbe Girişimi'nin sahne arkasında yer alan isimlerin başında geliyor. Büyükada'daki otelde 15 Temmuz günü gerçekleştirilen gizemli toplantıya katılanlardan Henri Barkey, Mister Fuller'ın yetiştirmesidir.
*
CIA'in kurduğu Rand Corporation'ın 2007 yılındaki bir raporu “Ilımlı Müslüman Ağlar Oluşturmak" üzerinedir!
Rahmetli Necmettin Erbakan, işte bu sinsi raporun dolaşıma girdiği dönemdeki bir söyleşisinde şöyle diyordu:
“Ilımlı demek, cihad şuuru olmayan bir Müslüman istemektir! Sömürüye sesini çıkarmayacak, Haçlı Siyonist İttifakı'nın emrinde olacaksın, demektir!
ABD-İsrail'in masum Müslüman kitleleri kasten katletmesine, kanlarını dökmesine asla ses çıkarmayacaksın; bağımsızlıktan söz etmeyeceksin; Batı'dakiler gibi Müslümanları terörist kabul edeceksin! Ilımlı İslam diyerek böyle düşünen Müslümanlar istiyorlar!"
*
12 Eylül darbesini üstlerine “Bizim çocuklar başardı" diye haber veren Paul Henze'nin Türkiye'deki en yakın dostu Kasım Gülek'ti. Mister Gülek, Gülen'i 1975'te “Locaefendi" yapan derin şahsiyettir! Henze, 1982 sonrasında Rand Corporation'da çalıştı.
“CIA ustalarının şirketi" olarak bilinen Rand Corporation denildiğinde “Türkiye'deki İslamcı Akımlar Raporu" akla geliyor.
Raporun tercümesi “Amerikan Belgeleri'nde Türkiye'de İslamcı Akımlar" adıyla Ağustos 1990 tarihinde yayınlandı…
O kitaptaki “Takdim" yazısını kaleme alan gazetecinin bu yıl çıkan “Cemaat'in Siyasetle Sınavı: Ben Böyle Gördüm" adlı kitabı ise Paralel Yapı'yı ve Gülen'i ihtimamla kollamaya gayret ediyordu.
Ekim 2015'te Paralel'e ait Nokta dergisine verdiği röportajda “Nobel'i Gülen hak ediyordu" diyen de aynı gazeteciydi!
*
1990 yılındaki Rand'in raporu ABD'nin “Ilımlı İslam" projesini ilk kez anons ediyordu! Derin, sinsi, maskeli proje 1980'li yılların ilk yarısında oluşturuldu. Doğu Bloku'nun çöktüğü 1990 yılından itibaren de sahaya indirildi.
SSCB'nin liderliğindeki Doğu Bloku'nun parçalanmasını müteakip, NATO'nun İslam'ı “düşman" konseptinde ilk sıraya yerleştirdiği dönemde; eş zamanlı olarak Türkiye'de “laik aydın" suikastlarının başlaması asla tesadüf değildi!
1990-1993 arasında yoğunlaşan bu cinayetler (başta Uğur Mumcu Suikastı olmak üzere) Türkiye'deki Baronsal Gladyo'nun (Eski Rejim) psikolojik harp araçları eliyle hayali/uydurma “Radikal İslamcı"örgütlerin üzerine yıkılmıştır!
Gülen, 17 Ocak 1993'te (yani, Mumcu Suikastı'ndan bir hafta evvelinde) İzmir Bozyaka Yurdu'ndaki hususi sohbetinde “Devlet kademelerine öyle nüfuz ediyoruz ki, bizi jiletle kazısalar dahi yok edemeyecekler!" diyerek daha o tarihte çok iddialı konuşuyordu.
O sohbetinde isim vermeden “Çok yakında büyük bir suikast haberi duyacaksınız. Üzerinde senelerce konuşulacak" demişti!
*
Hayali “Tevhid Selam" örgütünün mensubu olduğu iddiasıyla 6 Mayıs 2000 tarihinde “Uğur Mumcu'nun katili" diye kamuoyuna sunularak iftiraya uğrayan, yıllarca hapis yatan masum Abdülhamit Çelik'i yaşadığı seri işkenceler esnasında “çarmıha geren" Paralel Yapı mensubu bir polisti!
İşte bu uydurma “Tevhid Selam" örgütü, yıllar sonra Paralel Yapı tarafından güncellendi: 17-25 Aralık 2013'teki Paralel darbe girişimi başarılı olsaydı; yüzlerce masum insan bu hayali örgütün mensubu oldukları iftirasıyla paketlenip hapislerde çürütülecekti!