KANADA
Kanadalı iki Bakan'dan Erdoğan’a tepki!
-
Kanada Dışişleri Bakanı Baird ve Devlet Bakanı Yelich, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 1. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi’ndeki açıklamalarına tepki gösterdiler.
OTTAWA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyib Erdoğan’ın, 1. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi’ndeki açıklamalarına, Kanada Hükümeti’nin iki bakanından tepki geldi. Kanada Dışişleri Bakanı John Baird ve Konsolosluk Hizmetlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Lynne Yelich, yaptıkları ortak yazılı açıklamada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarının Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasasına ve uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirttiler. Kanada Dışişleri Bakanı John Baird ve Konsolosluk Hizmetlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Lynne Yelich’in yazılı açıklaması şu şekilde: “Kanada, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyib Erdoğan’ın, kadın-erkek eşitliğine ilişkin yaptığı açıklamaları büyük bir endişe ile karşılamıştır. Bu açıklamalar, uluslararası temel insan hakları standartları, uluslararası kanunlar ve sözleşmeler ile Türkiye Anayasası ile koruma altına alınan eşitlik haklarına aykırıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, bu sözlerine açıklık getireceğini ümit ediyoruz.”-Erdoğan ne demişti?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyib Erdoğan, kısa adı KADEM olan Kadın ve Demokrasi Derneği’nce düzenlenen 1. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi’nin açılışında, kadın-erkek eşitliği konusunda şunları söylemişti: "Burada bazen erkek-kadın eşitliği diyorlar. Kadın-kadına eşitlik doğru olandır, erkek-erkeğe eşitlik doğru olandır ancak kadının özellikle adalet karşısındaki eşitliği aslolandır. Bunu yerine getirmeliyiz. Mağdur olanın zorla mağdur eden seviyesine çıkartılmasıdır eşitlik ya da tam tersidir. Kadınların ihtiyacı olan eşitlikten ziyade eşdeğer olabilmektir. Yani, adalettir. Buna ihtiyacımız var. Kadın ile erkeği eşit konuma getiremezsiniz. O fıtrata terstir. Çünkü fıtratları farklıdır, tabiatları farklıdır, bünyeleri farklıdır. Örneğin iş hayatında hamile bir kadını erkek ile aynı şartlara tabi tutamazsınız. Bir anneyi, çocuğunu emzirmek zorunda olan bir anneyi bu tür yükümlülükleri olmayan bir erkekle eşit konuma getiremezsiniz. Kadınları erkeklerin yaptığı her işte çalıştıramazsınız, komünist rejimlerde olduğu gibi. Eline ver kazmayı küreği, çalışsın. Olmaz böyle bir şey. Onun narin yapısına bir defa bu ters düşer. Anadolu'da da bu böyle yapılmadı mı? Sırtına yüklediler küfeleri, o garibim analarımız ne çileler çekti. Kamburları çıktı. İki büklüm o tarlalarda neler çektiler. Hala böyle mi devam etsin bu iş? Erkek de kahvede pişpirik oynasın, zar atsın. İşte onun için eşitlikten ziyade eşdeğer kavramını, yani adalet kavramını bu meselede en önemli kriter olarak görmek, en önemli referans olarak almak zorundayız."26 Kasım 2014, Çarşamba