• Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, IŞİD’e katılan 3 İngiliz kıza yardım eden yabancı bir ajanın yakalanması ile ilgili açıklamaları Kanada’da gündemin birinci sırasına oturdu.

• Çavuşoğlu, IŞİD’e katılmak için Türkiye üzerinden Suriye’ye giden 3 İngiliz kıza ‘bir istihbarat görevlisinin’ yardım ettiğini açıkladı.

• Güvenlik güçlerince yakalanan ajanın Kanada gizli servisine çalışan Suriye uyruklu ‘Doktor Mehmet Reşit’ kod adlı Muhammed El Reşid olduğu belirlendi.

• Kamu Güvenliği Bakanı Steven Blaney,‘’konudan haberimiz var. Operasyonel ulusal güvenlik konularında yorum yapmıyorum’’ dedi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, terör örgütü IŞİD’e katılmak için İngiltere’den Türkiye’ye gelip buradan da Suriye’ye geçen 3 İngiliz kızın, bir istihbarat görevlisinden yardım aldığını açıkladı. Çavuşoğlu, “İngiltere’den IŞİD’e katılmak için ayrılan üç kızla ilgili olarak, ülkesi bize birkaç gün sonra bilgi verdi. Fakat bu kızlara yardım eden kişi kim çıktı biliyor musunuz? Yakalandı. Koalisyon içinde olan bir ülkenin istihbaratında çalışan biri çıktı. AB üyesi değil, ABD de değil. Koalisyonun içinde olan bir ülkenin istihbaratında çalışıyor. Ben bunu İngiltere Dışişleri Bakanına da söyledim. Bana ‘genellikle olduğu gibi’ dedi” ifadelerini kullandı. Yeni Şafak, Çavuşoğlu'nun açıklamadığı isme ve sözkonusu ajanın yakalandığı operasyonun ayrıntılarına ulaştı. “KANADA İÇİN ÇALIŞIYORUM” İngiliz kızlar Shamima Begum (15), Amira Abase (15) ve Kadiza Sultana’ya (16) Türkiye’ye girişlerinden itibaren yardım eden kişinin, ‘Doktor Mehmet Reşit’ kod adını kullanan Suriye uyruklu Muhammed El Reşid olduğu belirlendi. Emniyet ekiplerince 28 Şubat’ta Şanlıurfa’da gözaltına alınan El Reşid, ilk sorgusunda Kanada gizli servisine çalıştığını söyledi. İngiliz kızlarla İstanbul’da buluştuğunu, onları Urfa Cesur firmasına ait otobüsle Gaziantep’e getirdiğini anlatan El Reşid, burada kızları Suriye’ye götürecek kişilere teslim ettiğini kaydetti. Kendisine alınan uçak biletleriyle zaman zaman Ürdün’e giderek topladığı bilgileri, buradaki Kanada Başkonsolosluğu’nda diğer ajanlarla paylaştığını itiraf eden El Reşid, kızların Suriye’de IŞİD’e teslim edilmesiyle ilgili detayları da Ürdün’de ilgililere anlattığını ifade etti. Reşid, bütün bunları yapmaktaki amacının ise ‘Kanada vatandaşlığı almak’ olduğunu savundu. GÖRÜNTÜLER DE VAR Suriye uyruklu ajan, istihbarat ekiplerince el konulan cep telefonu ve bilgisayarın, kendisine Kanada gizli servisince verildiğini de anlattı. Bilgisayarda yapılan incelemede, 3 İngiliz kızın dışında 17 kişinin daha pasaport görüntülerine rastlandı. Dizüstü bilgisayarda, İngiliz kızları Suriye’ye götürmek için teslim alan ve hâlâ istihbarat birimlerince aranmakta olan ‘Ebu Bekir’ kod adlı İlhami Balı’nın görüntüleri de ele geçirildi. El Reşid’in Suriye pasaportuyla 2013 Haziran’ından bu yana Türkiye’ye 33 kez giriş-çıkış yaptığı da belirlendi. El Reşid, ülkeye girişte yoğunlukla İstanbul Atatürk Havalimanı’nı kullandı. Güvenlik kaynakları, İsrail’in operasyonlarını perdelemek için Kanada gizli servisini taşeron olarak kullandığını belirtiyor. İstihbarat birimlerince sorguya alınan ajanın MOSSAD bağlantısı ise araştırılıyor.

Paralar İngiltere'den

İngiliz kızları Suriye’ye götüren Kanada gizli servis ajanı Muhammed El Reşid’in banka hesapları da masaya yatırıldı. İngiltere’de, Arap isimleriyle açılan hesaplardan genellikle 800-1500 dolar arasında para geldiğini tespit eden güvenlik birimleri, El Reşid’e bu paraların Türkiye'deki birkaç banka kanalıyla aktarıldığını tespit etti. Sorgusunda El Reşid, bu paraları Şanlıurfa’daki akrabalarına gönderdiğini iddia etti, ancak insan ticaretinden gelen paranın doğrudan IŞİD’e yönlendirildiği düşünülüyor. Kanada gizli servis görevlisinin 3 genç kızı Suriye’ye götürdüğünün ortaya çıkması, sınırdaki küresel istihbarat oyunlarını da gözler önüne serdi. Kanada’ya çalışan Suriye uyruklu ajanın ele geçirildiği operasyonun, Türkiye’yi IŞİD’e destek veriyor gibi göstermeye çalışan çevrelere de önemli bir mesaj niteliği taşıdığı belirtiliyor.

Musulluları eğiteceğiz

Irak’taki yeni hükümetle bir yandan peşmerge diğer yandan yeni hükümetin güçleriyle IŞİD’e karşı mücadele başlatıldığını ancak hâlâ Bağdat’ta düzenli bir ordunun bulunmadığını kaydetti. Bu nedenle yeni kurulacak ordulara Türkiye’nin eğit-donat desteği vereceğini belirten Çavuşoğlu, “Bugüne kadar zaten hem Bağdat hem de peşmergeye öldürücü olmayan askeri malzeme bakımından desteklerimiz oldu fakat burada özellikle ulusal muhafız birliğinin kurulması da önemli. Yani diğer bölgelerde olduğu gibi Musul’a bir ulusal muhafız birliği kurulması gündemde. Biz bu ulusal muhafızların da eğitimine ve donatımına katkı vereceğiz. Bunun, Musul’da yaşayan insanlardan oluşması lazım” ifadelerini kullandı. Musul’da halkın ağırlıklı olarak sünni olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, IŞİD’le mücadelede başarılı olmak için sünnilerin de desteğinin alınması gerektiğini vurguladı.

Kanada: ‘’Ulusal güvenlik meselesi’’

Türkiye üzerinden geçerek IŞİD’e katılan 3 İngliz kız ile ilgili yabancı bir ajanın yakalanması Kanada gündeminin ilk sırasına oturdu. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, isim ve ülke vermeden  "Bu kızlara yardım eden kişi kim çıktı biliyor musunuz? Yakalandı. Koalisyon içinde olan bir ülkenin istihbaratında çalışan biri çıktı" açıklamalarının ardından, yabancı haber ajanslarının bu ülkenin Kanada olduğuna ilişkin haberleri, gözlerin biranda Kanada’ya çevrilmesine neden oldu.

-Bakan Blaney’e soruldu

Türkiye’de gözaltına alınan yabancı ajanın, Kanada Gizli Servisi CSİS’le bağlantılı olup olmaması, Kanada Federal Parlamentosu’nda Kamu Güvenliği Bakanı Steven Blaney’e soruldu. Anamuhalefetteki Yeni Demokrat Parti Milletvekili Megan Leslie, ‘’Türk medyasında, CSİS’le bağlantılı bir kişinin yakalandığı söyleniyor. Doğru mu?’’ sorusunu cevaplayan Bakan Blaney, ‘’konudan haberimiz var. Operasyonel ulusal güvenlik konularında yorum yapmıyorum. Ancak biz bu tür durumlar için Anti-Terör Yasası’nı çıkarmak istiyoruz’’ dedi. AA’nın konu ile ilgili olarak bilgi talep ettiği Kanada Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Johanna Quinney, diplomatic girişimleri olup olmadığı yolundaki soruları cevapsız bıraktı. Sözcü Quinney, konunun Kanada Kamu Güvenliği Bakanlığı’nın alanına girdiğini belirterek, soruları bakanlık sözcüsüne yönlendirdi. Kanada Kamu Güvenliği Bakanlığı Basın Sözcüsü Jean-Christophe DeLeRue de, Bakan Blaney’in parlamentodaki sözlerini yinelemekle yetindi. AA - Yeni Şafak