TÜRKİYE
YPG’ye silah vermek uluslararası suç
Cumhurbaşkanı Erdoğan: ''Terör örgütlerini beslemek suretiyle NATO’da ortağın ülkeye saldırtıyorsun. Terör örgütüne böyle bir desteği vermek, yardım yataklık yapmak ulusal ve uluslararası hukukta suç.''
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün AK Parti'nin Meclis'teki grup toplantısına katıldı. Erdoğan, toplantının ardından da gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, ABD'nin terör örgütü PYD/YPG'ye silah desteğine karşı uluslararası hukuk kapsamında bir girişim olup olamayacağı sorusuna, "Gerek ikili görüşmeler, gerek uluslararası mahkemeler noktasında atmamız gereken adımları atacağız" karşılığını verdi. Erdoğan, "Uluslararası hukukta karşılığı var mı?" sorusu üzerine de şunları kaydetti: "Olmaz olur mu. Buralarda hiçbir hak ve yetkin yok, üstelik terör örgütlerini beslemek suretiyle NATO'da beraber olduğun, ortağın olan ülkeye saldırtıyorsun. Bize düşen hak arama müracaatımızı yapmak. Terör örgütüne böyle destek vermek, yardım yataklık yapmak zaten ulusal ve uluslararası hukukta suç teşkil ediyor. Hem iç hem uluslararası hukukta üzerimize düşeni yapacağız." Erdoğan grup konuşmasında ise şunları kaydetti:
GÖRMEYE BAŞLADILAR: Türkiye'yi DEAŞ ile mücadele için topladıkları çapulcularla aynı kefeye koyanlar, kimin eşkıya sürüsü kimin gerçekten devlet olduğunu görmeye başladı.
NE İŞİNİZ VAR?: Afrin'deki operasyonlar kararlı şekilde devam ediyor. İdlib'te devam edecek. İkide bir şunu söylüyorlar "Ne zaman bitireceksiniz?" Ne demek, ne zaman bitireceksiniz? Siz Afganistan'daki, Irak'taki operasyonlarınızı ne zaman bitirdiniz? 18 sene oldu, hala ordasınız. Sınırdaş, komşu değilsiniz, ne işiniz var oralarda? Ama bizim 911 kilometre sınırımız var ve taciz atışlarıyla karşı karşıyayız, 100'ü aşkın şehidimiz var.
BUNU GÖRÜYOR MU?: ABD "Menbiç'ten çıkacağız, durmayacağız" dedi. PYD'yi, YPG'yi, PKK'yı getirip oraya yerleştiriyorsunuz bize "Menbiç'e gelmeyin" diyorsunuz. Biz Menbiç'e topraklarını asıl sahiplerine teslim etmek için geleceğiz. ABD'ye "Terör örgütleriyle beraber hareket etmeyin. Eğer bu bölgede bir şeyi yapacaksanız gelin NATO'da beraber olduğunuz Türkiye ile yapın" dedik. Birilerinin canımızı acıtmasına müsaade etmek istemiyorsak bu topraklarda belirleyici olacağız.
KARNIMIZ TOK: Bizim sorunumuz Kürtlerle değil, tamamıyla terör örgütleriyledir. Bu PYD'dir, YPG'dir, PKK'dır, DEAŞ'tır. ABD diyor ki "DEAŞ'ı temizledik." Temizlediysen niye hala buradasın? 5 bin TIR silah ve mühimmat getiriyorsun? 2 bin kargo uçağıyla mühimmat, silah gönderiyorsun. Nereye gönderiyorsun? "DEAŞ ile mücadele için gönderiyorum" diyorsan buna da karnımız tok. Kendilerine söylediğim için bu konuda rahatım; "O zaman sizin Türkiye'ye, İran'a yönelik hesabınız var. Veya olmaz ya Rusya'ya yönelik hesabınız var." Fakat biz yerimizde dimdik duruyoruz ve duracağız.
LİDERLERE SÖYLEDİM: Cerablus'ta attığımız adımla 2 bin kilometre karelik alan içinde 135 bin kişiyi tekrar topraklarına döndürdük. Afrin'de 135 kilometre karelik alan kontrolümüzde, şimdi hedef Afrinlileri Afrin'e döndürüp yaşam koşullarını hazırlamak. Dün İtalyanlara, daha önce Almanlara, Suudi Arabistan'a, Sayın Trump'a, Sayın Putin'e söyledim; "Biz inşaatları yapalım, destek verin. Bu insanları çadırlardan, konteynırlardan kurtaralım." Bu arada Erdoğan dün akşam Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Başbakan Binali Yıldırım'ın da katıldığı güvenlik toplantısı düzenledi. Toplantıda Zeytin Dalı Harekâtı başta olmak üzere Suriye'deki son gelişmeler ve terörle mücadele ele alındı.
CUMHURBAŞKANI'NI ŞİİRLERİYLE AĞLATTILAR
AK Parti'nin dünkü grup toplantısında ilginç ve duygusal anlar da yaşandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşurken dinleyici sıralarında bulunan çocuklar "dede, dede" diye bağırarak Erdoğan'ın konuşmasını kestiler. Erdoğan daha sonra çocukları yanına çağırdı. Sohbet sırasında Elif Zehra Açar (6) "Ayağa Kalk Sakarya" şiirini, Amine Tıraş (6) ise Erdoğan'ın hapse girmesine yol açan "Minareler süngümüz" şiirini okudu. 6 yaşındaki Ahmet Berat Sevimli ise Zeytin Dalı Operasyonu'nda şehit olan askerler için Fatiha süresini okuyarak dua etti. Bu sırada Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım gözyaşlarına hakim olamadılar. Partililerden Dudu Özyurt ise Erdoğan'ın konuşması sırasında "Sizin için yazdım" diyerek uzunca bir güzelleme okudu.
AİLELERİN YANINDAYIZ
(CUMHURBAŞKANI Erdoğan Erzincan'da yaşayan 10 yaşındaki bir kızın şehitler için yazdığı şiiri okudu) "Oğlun şehit çatma kaşını anne / Metin ol da dik tut başını anne / Gel öp kokla mezar taşımı anne / Akıtma gözünden yaşını anne / Olsa da bu dünyada gönlün ezik / Eğilme kimseye tut başını dik / Bu duygular bizim için tanıdık, bildik / Akıtma gözünden yaşını anne / Ölüm vakti gelsin kavuşacağız / Al bayrak altında buluşacağız / Mahşerde birleşip sarılacağız / Akıtma gözünden yaşını anne." İşte böyle vatan evlatları olduğu sürece Allah'ın izniyle kimse bu ülkede bayrakları indiremez, ezanları susturamaz, özgürlüğümüze göz dikemez, sınırlarımız ötesinden tehdit edemez. Biz tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet diyerek kararımızı verdik. Kim bunlara yan bakarsa yakasına yapışıp hesap sormak, icap ederse 80 milyon tek vücut olarak tepelerine binmek boynumuzun borcu. Zeytin Dalı Operasyonu'nda verdiğimiz şehitlerimizin her biri şüphesiz ki yüreğimizi yakıyor. Topraklarımıza yönelik saldırılarda kaybettiğimiz sivil vatandaşlarımızın acısını da asla unutmuyoruz. Devlet ve millet olarak şehit kardeşlerimizin ailelerinin yanındayız.
UYUYAN DEVİ UYANDIRDILAR
Gözümüzün önünde yalanla, dalavereyle, ayak oyunlarıyla, diplomatik sahtekârlıklarla 5 milyon metrekarelik vatanımız talan edildi. Geriye kala kala 780 bin kilometrekare bu ülke kaldı. Anlaşılan o ki birileri bunu da bize herhalde çok görüyor. Bizi öyle çok zorladılar ki sonunda uyuyan devi uyandırdılar. Türk milleti üzerinden asırlık rehaveti atıyor, tozları silkeliyor, ruhu ve bedenini tazeleyerek yepyeni bir döneme doğru ilerliyor. Eğer ülkemizi dış politikadan ekonomiye, eğitimden sağlığa, savunma sanayisinden tarıma kadar her alanda ileriye taşımazsak iddialarımızı hayata geçiremeyiz. İşte o zaman da geçmişte pek çok örneği olan karikatür devletlerden biri durumuna düşeriz. Artık hiçbir ülke, hiçbir kurum Türkiye'nin gücünü ve kararlılığını sorgulayamayacak. Geçmişteki koalisyon hükümetlerini, delikli 2.5 kuruşa muhtaç olduğumuz günleri hatırlayın. Eğer öyle olsaydık Afrin, Fırat Kalkanı Harekâtı'nı yapabilir miydik? Bir tank, bir top harekete geçemezdi. Kim SİHA, İHA verirdi? Şimdi hem SİHA'larımızı hem İHA'larımızı ve SİHA'ların mühimmatını üretir hale geldik.
PAPA İLE FAYDALI BİR GÖRÜŞME YAPTIK
Vatikan'da 1 milyar 200 milyonluk Katolik dünyasının ruhani lideri Papa Francis ile kapsamlı ve her iki taraf için de faydalı olduğuna inandığım bir görüşme gerçekleştirdik. Bu ziyaret Türkiye'den Vatikan'a rahmetli Celal Bayar'dan bu yana 59 yıldır gerçekleştirilen ilk temas olması bakımından da ayrıca önemlidir.
TTB'DEKİ TÜRK İFADESİ SÜRATLE ÇIKARILMALI
(MHP lideri Bahçeli'nin "Türk Tabipleri Birliği'nin (TT B) kapısına kilit vurulmalı"açıklaması) Bir defa onun başındaki Türk ifadesi Bakanlar Kurulu kararıdır. Süratle çıkarılmalı. Barolar Birliği ile ilgili de aynı şey. Çünkü bunların milli, yerli, bu ülkenin şu anda yapmış olduğu vatanı korumayla ilgili mücadelede yanımızda yer alma diye bir durumları yok.