TÜRKİYE
"Yeni Türkiye, medeniyetimizin üçüncü koşusu"
Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, Yeni Türkiye'nin inşasıyla birlikte, yeni bir Ortadoğu'nun da ortaya çıkacağını söyledi. Medeniyetimizin ilk yürüyüşünün Hülefa-i Raşidin döneminde, ikinci yürüyüşün ise Horasan Erenleri'nin önderliğinde gerçekleştiğini belirten Kurtulmuş, 'Üçüncü yürüyüş ise inşallah Yeni Türkiye ile başlayan süreç olacaktır' dedi.
Türkiye, siyasette ve ekonomide önemli bir eşikte. Bu yüzden olmalı ki, bu dönüşüm ve sıçramanın dümenindeki AK Parti kurmayları bir süreden beri 'Yeni Türkiye' tanımlamasını kullanmaktalar. Yeni Türkiye söylemini en çok seslendiren AK Parti kurmaylarından birisi de Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş. Siyasete girdiği günden bu yana makul üslubu ve yol gösterici tarzıyla öne çıkan Kurtulmuş, Türkiye'nin yeni yönelimine önemli katkılarda bulunuyor. Bu bağlamda,biz de sorularımızı bu kez Numan Kurtulmuş'a yönelttik. Türkiye son altı ayda bütün belediye başkanlarını, başbakanını, cumhurbaşkanını ve kabinenin önemli birçok bakanını değiştirdi. Bu değişim gayet sarsıntısız ve sakin bir biçimde gerçekleşti. Nasıl okumak gerekir bu tabloyu? Türkiye'de son 12 yıldır devam eden bir siyasi istikrar ve bunun sağladığı bir atmosfer var. Biz 30 Mart ile 10 Ağustos seçimlerinin Türkiye için bir dönüm noktası olacağını ve Türkiye'nin Eski Türkiye'ye dönüş mü, yoksa Yeni Türkiye istikametinde yürüyüşte mi olacağına karar vereceğini hep söylüyorduk. Bu çerçevede her türlü baskı, fitne, operasyon ve kumpaslara rağmen millet Yeni Türkiye istikametinde yürüyeceğini seçimlerle bir kez daha teyit etti. Seçimlerin arkasından söylediğiniz değişikliklerin rahatça gerçekleşmiş olmasının temel nedeni halkın ortaya koymuş olduğu bu kararlılıktır. Bakan olur olmaz çok zor bir süreçle karşı karşıya kaldınız. Binlerce insan çatışmalardan kaçarak Türkiye'ye sığındı. Suriye'den gelen mültecilere ilk gün izin verilmezken daha sonra izin verildi. İlk başta izin verilmemesinin nedeni neydi? Suriye'nin Kobani bölgesinden gelen göçmen kitlesiyle ilk olarak 18 Eylül Perşembe günü karşılaştık. İlk gün yaklaşık 4500 kişi geldi. Bizim aldığımız karar, bu göçmenleri sınırın Suriye tarafındaki bölgede karşılamak ve yardımları burada sağlamak yönündeydi. Fakat 19 Eylül Cuma günü öğle saatlerine doğru IŞİD, Kobani'ye çok yaklaştı, bir gün önce de yaklaşık 20'ye yakın köyü ele geçirmişti. Dolayısıyla sınırın öteki tarafında tutacağımız bu Kürt kardeşlerimiz ciddi bir riskle karşı karşıya kalınca onları içeriye alma kararı alındı. GÜVENLİ BÖLGE ÇALIŞMAMIZ SÜRÜYOR Güvenli bölge konusu gündeme geldi. Nedir bu konuda izlenecek olan yol? Elbette meselenin bir insani tarafı var ve bu bir koordinasyonla sürdürülüyor. Bu mesele Türkiye için sadece bir göçmen meselesi değildir. Bizim üzerimize düşen güvenli bölgenin tesis edilmesidir. Bununla ilgili sınır güvenliğimizi ve mültecilerin Türkiye'ye gelişini kontrol edecek bir çalışma çok titizlikle yürütülüyor. Gerektiği anda da uygulamaya konulur. IŞİD SEBEP DEĞİL SONUÇTUR IŞİD'i var eden yanlış veya ortam nedir? Bize göre IŞİD bir sebep değil, sonuçtur. Bölgedeki siyasi şartların bu şekilde devam etmesi böyle bir örgütü ortaya çıkarmıştır. Irak'ta uygulanan katı mezhepçi politikalar, Sünnilerin siyasal sistemin bütünüyle dışına itilmiş olmaları ve Suriye'de üç yıldır devam eden devlet terörü ve bunun oluşturduğu baskı IŞİD ve benzeri örgütlerin ana rahmini oluşturdu. DAHA FAZLA DEMOKRASİ Yeni Türkiye, Yeni Ortadoğu diyorsunuz açar mısınız bu kavramları? Tarihçi Braudel'in tespitinden yola çıkarak söylüyorum bunu, bizim büyük medeniyetimizin birinci yürüyüşü Hülefa-i Raşidin dönemindeki yürüyüştü, ikinci yürüyüş Horasan Erenleri'nin önderliğinde Selçuklu-Osmanlı yürüyüşüydü. Üçüncü yürüyüş ise inşallah Yeni Türkiye ile başlayan süreç olacaktır. Yani daha fazla demokrasi, daha fazla bütünleşme ve daha fazla özgürlükler üzerine kurulmuş bir medeniyet... İnşallah biz yeni Türkiye'nin inşasıyla birlikte, insanların dayanışma içinde olduğu, mezhebin, meşrebin, etnik kimliklerin bir çatışma alanı değil bir zenginleşme ortamı olduğu, tüm halkların güçlerinin birleştiği ve esenlik içinde bir Ortadoğu olsun istiyoruz. Biz Yeni Türkiye bizim medeniyetimizin üçüncü koşusunun ilk adımı olsun, Yeni Ortadoğu bunun ikinci adımı olsun ve inşallah bir Yeni Dünya'nın kurulması mümkün olsun diyoruz. Köşk'le istişareye devam Cumhurbaşkanı Erdoğan'la uzun yıllardır devam eden bir hukukunuz var. Cumhurbaşkanı Erdoğan Köşk'e çıktıktan ilişkiniz nasıl, eskisi kadar sık görüşebiliyor musunuz? Köşk'e çıktıktan sonra da görüştük. Sayın Erdoğan'ın Köşk'e çıkmış olması aramızdaki ilişkinin niteliğini değiştirmeyeceği gibi zaten sürekli bir istişare içinde de olunacaktır. Eskiden nasıl bir ilişkimiz varsa aynen devam ediyor. Devlet paralel yapıyla anlaşmaz Paralel yapı ile ilgili olarak 'çok istiyorlarsa parti kursunlar' demiştiniz. Nasıl ilerleyecek paralel yapıyla mücadele? Bu sözü 2009 yılında söylemiştim. Bu o zaman için söylenmiş bir tespitti ama geçen zaman bu tespitte ne kadar haklı olduğumuzu ortaya çıkardı. Bu mesele sadece AK Parti'nin değil CHP'nin de MHP'nin de HDP'nin de meselesidir. Çok açık ve net söyleyelim halktan yetki almamış, halkın murakabesine kapalı hiçbir yapı devleti yönetemez, yönetmesine izin vermeyiz. 'İstiyorlarsa parti kursunlar' sözünü bu sebeple söylemiştim hala aynı şeyi söylüyorum. Paralel Yapı ile bir uzlaşının olabileceği kimilerince zaman zaman ifade ediliyor. Bu aşamada sulh olabilir mi? Biz en başından beri bu yapıyı ikiye ayırdık. Bir tarafta samimiyetle gönül veren, dine millete hayırlı işler yapalım diye gayret eden samimi niyetli insanlar var. Öte yanda ise cemaatin gücünü kullanarak devleti ele geçirmeye çalışan kesimler, bunlarla devletin anlaşması asla mümkün olamaz. Milletimiz iftihar etmeli Suriye'den gelen yeni göç dalgasını anlatırken kolay geliyor ancak, işin hacmi ve kapsamı aslında çok büyük olsa gerek... Türkiye gerçekten çok büyük bir fedakârlık yapıyor. Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir ülke 70 bin kişilik bir mülteci nüfusunu 18 saatlik bir sürede bir kişinin bile burnu kanamadan ülkesinin içine almayı başaramaz. Bu kadar kısa süre içinde çadır kentlerini ve diğer yardım imkânlarını hazırlayamaz. Bundan ötürü hakikaten bütün milletimizin iftihar etmesi lazımdır. Daha sonra da ülkemize girişler devam etti. Şu an itibariyle yaklaşık 150 bin kişi Türkiye sınırları içine geldi. YENİ GÖÇ DALGASI OLABİLİR Sınırdan yeni bir göç dalgası bekleniyor mu? Amerika'nın gerçekleştirdiği harekâtla birlikte bölgede yeni bir hareketliliğin olabileceğini tahmin ediyoruz. Geçtiğimiz hafta bir üst düzey Suriye koordinasyon toplantısı gerçekleştirdik. Bu bombardımanlar belli şehirlerin etrafında yoğunlaşırsa o şehirlerden göç dalgaları gelebilir. Halep'te ve çevresinde oluşacak olumsuz bir tablo Türkiye'yi yakından etkiler. Böyle bir durum olursa yüz binlerle ifade edilebilecek çok büyük bir göç dalgasıyla karşı karşıya kalabiliriz. Elbette bu durumla ilgili de hazırlıklarımızı tamamladık. Kaynak: Yeni Şafak01 Ekim 2014, Çarşamba