GÜNCEL
Yadigar topraklarını kimseye bırakmıyorlar
-
Türkmen birlikleri Suriye'de yoğun hava saldırılarına maruz kalan Lazkiye kentinin kuzeyindeki Bayırbucak'ı tek başlarına koruyor.
LAZKİYE
Suriye'de yoğun hava saldırılarına maruz kalan Lazkiye kentinin kuzeyinde yer alan Bayırbucak ( Türkmen Dağı) bölgesindeki Türkmen birlikleri, ata yadigarı olan bölgede rejim güçleri ve DAEŞ militanlarına geçit vermiyor.
Lazkiye ili sınırlarında yer alan Bayırbucak bölgesindeki muhalif Türkmen birlikleri, kontrolleri altında tuttukları Selçuklu ve Osmanlı yadigarı olan ve Türkmen Dağı olarak bilinen bölgeye kısıtlı imkanlarla sahip çıkıyor.
Esed güçlerine büyük kayıplar verdiren ve denize yakın bölgede sıkıştıran Türkmen birlikleri, daha önce birkaç defa kontrolünü ele geçirip kaybettikleri stratejik öneme sahip Türkmen Dağı'ndaki 45. Tepe'yi ele geçirerek, Şam yönetiminin kuzeyle bağlantısını kesip denize ulaşmak istiyor.
Sık ormanlarla kaplı bölgede rejim güçleri karşısında büyük ilerleme sağlayan Türkmen birlikleri, denetimini tekrar ele geçirmek için 45. Tepe'ye doçka, havan topu ve roketlerle saldırılar düzenliyor.
Türkmen Dağı'ndaki en etkin ve büyük muhalif tugaylardan Sultan Abdülhamit Han Tugayı Komutanı Ömer Abdullah, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkmen Dağı'nın Selçuklu ve Osmanlı'dan Türkmenlere kalan bir ata yadigarı olduğunu ve bölgeyi kimseye bırakmak istemediklerini söyledi.
Selçuklulardan bu yana atalarının Türkmen Dağı çevresinde güven içinde yaşadıklarının altını çizen Abdullah, Lazkiye ile Hatay arasındaki bağlantıyı kesmek için 45. Tepe'nin kontrolünü ele geçirmelerinin gerektiğini vurgulayarak, "Stratejik öneme sahip 45. Tepe'nin kontrolünü sağlayarak denize ulaşmak istiyoruz. Bu tepeyi ele geçiren, denize de hakim olur" dedi.
Abdullah, "Türkmen Dağı bizim namusumuzdur. Bu topraklar, bize atalarımızın mirasıdır. Bu miras kanla alındı, ancak yine kanla verilir" derken, Bayırbucak'a Türkmenlerden başkasının girmediğini, bölgede yaşayanların tamamını Türkmenlerin oluşturduğunu belirtti.
"40 yıl Esed zulmü altında yaşadık"
Esed rejiminin 40 yıl boyunca Türkmenlere zulmettiğini ve çeşitli yollarla işkence ettiğini dile getiren Abdullah, "Biz Türkmenler ülkedeki olaylara katılmadık. Muhaberat ve Şebbihalar, Türkmen Dağı'nda her gün köylerimize baskınlar düzenledi. Sebepsiz yere genç ve yaşlılarımızı tutuklatıp işkence etti. Birçok Türkmen, rejimin işkencelerine maruz kaldığı için zorlu olarak muhalif grupların saflarına katıldı" diye konuştu.
Ömer Abdullah, Suriye ordusunun Türkmen Dağı'ndaki halkı göçe zorlamak için yerleşim yerlerine yoğun bir şekilde "varil ve vakum bombasıyla" saldırdığını belirterek, "Ordunun saldırılarından dolayı bölgedeki okul, hastane ve sağlık ocakları yerle bir oldu. Rejim elektrik trafolarına saldırdığı için bölgede elektrikler kesik. Telefonlar ise çalışmıyor. Dağda rejim güçlerinin denetiminde olan bölgede soydaşlarımızı, Esed güçlerinin elinden kurtarmak için yardıma ihtiyaç duymaktayız. Bu soydaşlarımızı, daha fazla zulüm ve işkenceye maruz kalmadan kurtarmamız lazım" dedi.
"1992'de Türkmen Dağında PKK'ya yer vermedik"
Türkmen Dağı'nda Şam yönetimi ve ona yardım eden İran, Irak Şiileri ile Hizbullah güçleriyle de savaştıklarını vurgulayan Abdullah, sözlerini şöyle sürdürdü:
"PKK, 1992 yılında Türkmen Dağı'na yerleşmek istedi. Büyüklerimiz bu durumu Türkiye ile paylaştığından, rejim bizi casuslukla suçladı. Esed, yüksek tahsil görmüş 640 Türkmeni tutukladı, bu kişilere 7 yıl boyunca çeşitli işkenceler yaptı. Okumuş kesimden kimileri ağır işkencelere maruz kaldı. Şam yönetimi Türkmenlerin cahil kalması için elinden geleni yaptı. Aslımıza ihanet etmediğimiz için rejimden görmediğimiz işkence, zulüm ve hakaret kalmadı."
Ömer Muhtar, Osman Gazi ve Ömer Abdülaziz birliklerinden oluşan Sultan Abdülhamit Han Tugayı,Türkmen Dağı'ndaki en büyük muhalif gruplarından biri. Tugay, bölgede stratejik öneme sahip birçok tepe ve boğazı kontrolü altında tutarak, Esed güçlerinin buraya yeniden girmesini engelliyor.