TÜRKİYE
Üniversite öğrencileri terör örgütlerinin kıskacında..
ANKARA
Ankara'da 5'i devlet 10'u çeşitli vakıflara ait olmak üzere 15 üniversitede terör örgütlerinin "dernek, oluşum, cephe ve kolektif" gibi isimler altında faaliyet gösteren sivil uzantıları, gençleri beyinlerini yıkayarak birbirine düşürmeyi hedefliyor.
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, Ankara'da 5'i devlet 10'u ise çeşitli vakıflara ait 15 üniversite bulunuyor. Bu üniversitelerdeki 124 fakülte, 56 yüksekokul, 66 enstitü ve 5 konservatuvarda 290 binin üzerinde öğrenci öğrenim görüyor.
'Kolektif, dernek, oluşum'
Özellikle maddi durumu iyi olmayan, kalacak yer sıkıntısı yaşayan, ailelerinden uzakta ve yeterli ilgiyi görmeyen, zayıf kişilikteki öğrencileri hedef alan terör örgütleri, üniversite bünyelerinde kurdukları "dernek, oluşum, cephe ve kolektif" gibi uzantıları aracılığıyla gençleri ağlarına düşürmeye çalışıyor.
Güvenlik güçleri tarafından yürütülen başarılı operasyonlar neticesinde imaj ve güç kaybeden terör örgütlerinin, üniversiteler bünyesinde çeşitli isimler altında örgütlenerek gençleri hedeflediği değerlendiriliyor.
Ailelerinden koparak okula geldikleri ilk günden itibaren düzenledikleri toplantı ve etkinliklere katılmaları için ısrar ettikleri öğrencilere, gruba katıldıktan sonra önemli bireyler olduklarını aşılayan oluşumlar, onları "adalet, düzen ve hak arama" gibi kavramları savunduklarına inandırıyor.
'Masum pankartların taşıtılmasıyla başlanıyor'
Düzenlenen basın açıklaması ve basit eylemlerde başlangıçta masum pankartlar taşıtılan bu öğrenciler, zaman geçtikçe aynı gruptaki kıdemliler tarafından devlet ve hükümet karşıtı slogan atmaları yönünde cesaretlendiriliyor.
Eylemlerde gösterdikleri istek dolayısıyla övgüyle ödüllendirilen öğrenciler, güvenlik güçleriyle karşı karşıya geldikleri eylemlerde ön saflara geçmeleri için zorlanıyor. Örgütün istediği şekilde davranmayanlar ise dışlanma tehdidi ve küçük düşürülmek suretiyle cezalandırılıyor. "Hak aradığına, adalet için savaştığına" inandırılan gençler, polis müdahalelerinde gözaltına alındıklarında artık örgütün istediği kıvama gelmiş oluyor.
Devletten nefret etmesi için artık kendince haklı sebepleri olduğunu düşünen öğrenciler, bundan sonra örgüt tarafından daha sıkı takibe alınıyor. Oluşum içinde derecesi yükseltilen öğrenci, örgütün sözde sorumluları ile tanıştırılarak grupta söz sahibi konuma getiriliyor.
Zaman içinde örgütün dağ kadrosu ya da yurt dışı eğitim kamplarına götürülen bu gençler, silahlı ve bombalı eylemlerde kullanılmak üzere hazırlanıyor.
Yapılanma, devlet üniversitelerinde
Ankara, Hacettepe, Orta Doğu Teknik üniversitelerinde "Halk Cephesi, Öğrenci Kolektifleri, YDG-H, SGDF" gibi isimler altında çeşitli oluşumlar bulunuyor. Bu oluşumlarda 30-50 kişilik çekirdek kadro, öğrencilerin gruba kazandırılması ve etkinliklere katılmaları için faaliyet yürütüyor.
Üniversite yerleşkesinde pankart asıp, duvarlara yazı yazan ve bildiri dağıtan bu kadrodaki her örgüt üyesi, bulundukları üniversitedeki öğrencileri kendi saflarına çekmek için adeta birbirleriyle yarışıyor. Bu yarışta gruplar bazen birbirlerine destek olurken, bazen de hakimiyet kavgaları yaşanıyor.
Öğrenciler, görüşleri kendisinden farklı diye aynı üniversitede birlikte okudukları arkadaşlarını zaman içinde düşman gibi görmeye başlıyor.
Özel güvenlik sadece kimlik kontrolü yapıyor
Son dönemde öğrencilerin karşı karşıya gelmemesi için üniversite yetkilileri çeşitli önlemler almaya çalışıyor.
Yerleşke girişlerinde özel güvenlik görevlileri tarafından yabancıların okula girmemesi için kimlik kontrolleri yapılsa da dil ve tarih-coğrafya fakültesi gibi aynı yerleşkede okuyan farklı görüşteki öğrenciler, bu sefer de içeride karşı karşıya geliyor.
Çıkan kavgaları ayırmak için üniversite yöneticilerinin izniyle polisler, okula girerek müdahale ediyor. Okul dışında ise güvenlik şube ve çevik kuvvet ekipleri önlem alıyor.
Aynı okulda çıkan kavganın sonunda grupların, çevik kuvvet polisi nezaretinde ya farklı zamanlarda ya da farklı kapılardan çıkarılarak tekrar karşı karşıya gelmeleri engelleniyor.