TÜRKİYE
Türkçe sevdalısı kimya profesörü: Oktay Sinanoğlu
ANKARA
Oktay Sinanoğlu, 1935'te babası Nüzhet Haşim Sinanoğlu'nun Türkiye Başkonsolosluğunda görev yapmakta olduğu İtalya'nın Bari kentinde doğdu. Bilime ilgisi çok küçük yaşlarda başlayan Sinanoğlu bilim adamı olma hedefini daha o günlerde ortaya koydu.
Eğitim hayatını birincilikle tamamladı
Ankara’da 1953'te Türkiye Eğitim Derneği'nin (TED) Yenişehir Lisesini birincilikle bitiren Sinanoğlu, TED tarafından Amerika’ya burslu kimya mühendisliği eğitimi için gönderildi.
ABD'de 1956'da, Kaliforniya Üniversitesi (Berkeley) Kimya Mühendisliğini de birincilikle bitiren Sinanoğlu, 1957'de Massachusetts Institute of Technology (MIT)'den de birincilikle mezun olarak Yüksek Kimya Mühendisi oldu. Berkeley'de 1959'da "Kuramsal Kimya" üzerine doktora yapan Sinanoğlu, iki yılda tamamladığı doktorası süresince, ABD Atom Enerjisi Merkezinde araştırmalarda bulundu.
Dünyanın en genç profesörü
Harvard ve Yale üniversitelerinde 1961'de genç yaşta dersler veren Sinanoğlu, yeni buluşlarını, verdiği dersler ve yayınlarıyla dünyaya tanıttı. 26 yaşında profesör olan Sinanoğlu, 2 yıl sonra 1963'de "dünyanın en genç profesörü" unvanını kazandı ve New York Times gazetesinde "28 yaşında Yale'in en genç kimyacısı" haberiyle adından söz ettirdi.
Sinanoğlu, Türkiye’de kuramsal kimyanın gelişmesinde öncülük etti. 1973’de Almanya’nın en önemli ödüllerinden biri olan "Aleksander Von Humboldt Bilim Ödülünü" kazanan ilk kişi olarak tarihe geçen Sinanoğlu, 1975'te Japonya’nın Uluslararası Sekin Bilim Ödülünü kazandı ve aynı yıl özel kanunla kendisine "Türkiye Cumhuriyeti Profesörü" unvanı verildi.
Japonya'ya özel elçi oldu
Orta Doğu Teknik Üniversitesi mütevelli heyeti 1962'de, yalnızca Oktay Sinanoğlu’na mahsus olmak üzere "Danışman Profesör" unvanını verdi.
Japonya’ya 1976'da Türkiye Cumhuriyeti Özel Elçisi olarak gönderilen Oktay Sinanoğlu, Türkiye ile Japonya arasında kültür, bilim ve eğitim ilişkilerinin temellerini attı.
Nobel'e iki kez aday gösterildi
Oktay Sinanoğlu, bilim hayatı boyunca kuantum fiziği ve kimyası, moleküler biyoloji ve matematik alanlarında yüzlerce teorem geliştirerek, dünya bilim literatürüne önemli katkılarda bulundu.
Nobel kimya ödülüne iki kez aday gösterilen Sinanoğlu, canlılara biyolojik kimliğini veren DNA'ların şifresini çözerek, bilinmeyen türden canlılar yaratmanın teorisini kurdu.
80'li yıllarda Türk siyasetindeki sorunlar, eğitim ve dil bilimi gibi konularla ilgilendi. Kendisini Türkçe öğretimine adadı. Birçok röportajında, konferansında ve makalesinde "Türkçe giderse Türkiye gider. Yabancı dille eğitim ile Türkiye gider" düşüncesini savundu.