GÜNCEL
Suriye sınırına güvenli bölge..
Türkiye-Suriye sınır hattının 350 kilometresine yapılacak güvenlik duvarının yarısına yakını tamamlandı, kalan diğer yarısındaki çalışmaların da yıl sonuna kadar bitirilmesi planlanıyor.
Suriye'deki iç savaş ve son dönemdeki terör saldırıları nedeniyle ülke genelinde olduğu gibi Suriye sınırında da güvenlik önlemleri artırılıyor.
Milli Savunma Bakanlığı, başta sınırın diğer tarafından yapılacak olası saldırılar olmak üzere kaçakçılık ve yasa dışı giriş-çıkışları önlemek amacıyla Suriye sınırında aldığı tedbirleri genişletiyor.
911 kilometrelik sınır hattının 350 kilometresine döşenecek güvenlik duvarını örme çalışmaları hummalı bir şekilde sürüyor.
Güvenlik amacıyla döşenen dayanıklı duvarın Hatay ve Şanlıurfa'daki önemli bir bölümü tamamlandı. Gaziantep, Kilis, Mardin ve Şırnak hudut hattında 14 ayrı bölgedeki duvar örme çalışmaları ise devam ediyor. Sınır hattı boyunca 2 metre genişliğinde ve 3 metre yüksekliğindeki 7 tonluk seyyar blokların tamamlanan kısmında, duvarların üzerilerine jiletli tel de çekiliyor.
"Akıllı kuleler"
Sınır bölgesinde duvarların tamamlandığı bölgelere ise askeri "akıllı kule" için çalışmalara başlandı.
Bölgede 300 metrede bir yapımı planlanan kuleler, ASELSAN tarafından son teknolojiye göre üretilen güvenlik cihazlarıyla donatılacak.
Kulelerde, makineli silahlar, termal kamera ve anons sistemi kurulacak. Sınır hattına 300 metre yaklaşan şüpheli şahıslar Arapça, Türkçe ve İngilizce anonslarla uyarılacak. Uyarıları dikkate almayanlar için otomatik ateş edilebilecek sistem devreye girecek.
Karakollara beton duvarlı önlem
Son dönemde terör örgütü PKK mensuplarının bombalı araçlarla jandarma karakollarına yönelik saldırılarının ardından sınır hattında da farklı önlemler alınıyor. Olası saldırılara karşı hudut karakollarının etrafı ve nizamiye girişlerine 5 metre yüksekliğinde özel korunaklı beton duvarlar örülüyor.
Sınır hattı boyunca her 50 metrede bir nöbet noktası da bulunuyor. Sınırdaki nöbetçi kule ve kulübeleri de güvenlik çalışmaları kapsamında güçlendiriliyor. Askeri araçlar, sınır hattında gece-gündüz devriye atarken, sınır hattındaki kulelerde nöbet tutan askerler de sınırı 24 saat boyunca gelişmiş teknolojik cihazlarla izliyor.
Öte yandan Brüksel'deki NATO Savunma Bakanları Toplantısı'nda ABD'li mevkidaşı Ashton Carter ile biraraya gelen Savunma Bakanı Fikri Işık, muhatabından Suriye'de kurulması düşünülen 'güvenli bölge' için söz aldı.
Edinilen bilgiye göre Carter, yüzyüze görüştüğü Işık'a, Türkiye'nin Suriyeli mültecilerin iskanına ilişkin ortaya koyduğu 'güvenli bölge' projesinin Gaziantep'in karşısındaki alanda gerçekleştirilmesi gerektiğini belirtti ve “Güvenli bölge tesisine artık başlayabiliriz" dedi. Ayrıca IŞİD'e karşı Türkiye ile güçlü bir ortaklık sergilemek istediklerini kaydeden Carter, devam etmekte olan Münbiç operasyonuna katılanların ise ağırlıklı olarak Suriye PKK'sı PYD'lilerden değil, Araplardan oluştuğunu iddia etti. “IŞİD'e karşı kullanabileceğimiz tek kuvvet bu" diyerek ABD desteğiyle PYD'lilere kurdurulan Suriye Demokratik Güçleri'ni (SDG) işaret eden Carter, bu gücün PKK-PYD ile anılmasını istemediklerini söyledi.
'ANGAJMAN UYUMU'
Yeni Şafak'tan Kıymet Sezer'in haberine göre; ABD'li Bakan Carter'ın, Rusya ile Suriye'de yaşanan gerilime ilişkin olarak ise “Rusya konusunda son derece kararlı ve güçlüyüz"mesajını verdiği öğrenildi. Carter, Suriye'de angajman kurallarını hava unsurları açısından uyumlaştırmanın akıllıca olacağını ifade etti. Carter ayrıca, ABD'nin Suriye sınırında hava polisi uygulamasına katılacağını da bildirdi.
'TERÖRE DESTEK ZARAR VERİR'
NATO toplantısının ikinci gününde temaslarını gazetecilere anlatan Fikri Işık, PYD/YPG'nin PKK gibi ''terör örgütü'' olduğunu Ashton Carter'a söylediğini belirtti. Işık, şunları kaydetti:“Güzel, verimli bir görüşme yaptık. Tavrımızı açıkça ortaya koyduk. Terör örgütleri arasında ayrım yapılmaması gerektiği, bugün kısa vadeli çıkarlar için yapılacak işbirliğinin yarın çok daha büyük zararlara müttefiklerimiz açısından yol açabileceği noktalarını kendilerine vurguladık. Biz PYD/YPG'nin ''terör örgütü'' olduğunu, ABD'nin bunlarla işbirliği yapmasının yanlış olduğunu, bu noktadaki Türkiye'nin hassasiyetini anlamalarını ve PKK'ya gösterilen tavır gibi PYD'ye de ve diğer terör örgütlerine de aynı tavrı göstermesi gerektiğini ifade ettik."
DİYALOG KANALI AÇIK OLMALI
NATO'nun Türkiye'ye güvence tedbirleri başlığında verdiği taahhütleri yerine getirmesi gerektiğini belirten Fikri Işık, NATO'nun Rusya ile ilgili iki kulvarlı bir stratejisi olduğunu belirterek, “Bir taraftan NATO caydırıcılığını artırmaya yönelik tedbirlere başvuruyor, diğer taraftan da Rusya ile diyalog kanallarını açık tutma, sorunları diyalogla çözme stratejisini izliyor. Biz de Türkiye olarak bu stratejiye katılıyoruz" dedi. Işık, caydırıcılık açısından NATO'nun Karadeniz'deki varlığının artırılmasına prensip olarak olumlu baktıklarını da belirtti; “Sayın Cumhurbaşkanımız daha önce net olarak ifade etti. Biz Karadeniz'in bir Rus gölü olmasına müsaade etmeyeceğiz. Bizim Türkiye olarak hedefimiz Karadeniz'in bir barış, huzur ve refah denizi olması. Türkiye'nin bütün stratejisi bunu sağlamaya yöneliktir" diye konuştu. Siber güvenlik alanında da pek çok görüşmenin Varşova Zirvesi'nde karara bağlanmasını beklediklerini söyleyen Işık, NATO ülkelerinin savunma bütçelerini milli gelirlerinin yüzde 2'sine çıkarılması noktasındaki kararların da değerlendirileceğini kaydetti. Türk savunma sanayii ihracıtının 1,7 milyar doları geçtiğini kaydeden Işık, bunu 5 milyar dolara çıkarmak istediklerini söyledi.