GÜNCEL
Regaib Kandilini nasıl ihya etmeliyiz?
Recep ayı içindeki, ilk perşembeyi cumaya bağlayan gece Regaip gecesidir. Regaib’in lügat manası: “Çok rağbet olunan şeyler, hediye, çok istenecek şeyler, bolca ihsan etmek!” demektir.
Bu gece, bir rivayete göre; Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi veselem)’in dünyaya teşriflerine vesile olan ve Peygamberlik nurunun Hz. Âmine’ye intikal ettiği bir gecedir. Regâib Kandili, Allah-u Zülcelal’in af ve mağfiretinin istendiği, umut, huzur ve ilâhî müjdelerle dolu bir gecedir.
Allah-u Zülcelâl, Regaib gecesinde, Hz. Peygamber (sallallahu Aleyhi vesellem)’e, çok büyük ihsan ve manevi ikramlarda bulunmuştur. İslam âlimleri, Hz. Peygamber) sallallahu aleyhi vesellem)’in bu gecede çok büyük ikramlara eriştiği için bu gece çokça ibadet etmiş, geceyi namaz kılarak, hamd ve şükürle geçirmişlerdir.
Regaib gecesi bizim de Rabbimiz’in rahmetine ve ilahi ikramlarına ulaşabileceğimiz bir gecedir. Bu mübarek gecede, dua ve niyazla, halimizi Âlemlerin Rabbi’ne arz ettikten sonra, geceyi ibadet, zikir ve hamd ile geçirmeliyiz.
Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) Regaib gecesinin içinde bulunduğu Recep ayında çok dua eder, namaz kılar, oruç tutar, iyiliklerin her çeşidini yapardı.
Gunye isimli kitapta geçtiğine göre, Enes (radıyallahu anh)’tan rivayet edilen bir hadis-i şerifte, Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur:
“Receb’in ilk Cuma gecesinde uyanık ol. O geceyi gafletle geçirme. Çünkü melekler o geceye Leyle-i Regaib diye ad koymuşlardı. Zira o gecenin üçte biri geçtiğinde, yer ve gök melekleri Kabe-i Muazzama’nın etrafında toplanırlar. Allah-u Teala onlara: ‘Ey meleklerim, niçin toplandınız? Ne istiyorsunuz?’ diye sorar. Melekler: ‘Yarabbi, senden istediğimiz ve temennimiz, Receb ayında oruç tutanları affetmendir’ derler. Allah-u Teala da: ‘Recebin oruçlularını affettim’ buyurur.”
Böyle mübarek günler, Allah’ın rahmetinden bize sunulan bir fırsattır. Çünkü bu mübarek ay ve günlerde, herkes derecesine göre eline diline sahip olmaya, gönlünü kin, nefret ve düşmanlıklardan arındırmaya çalışmalıdır.
Böyle günlerde başımızı tevbe kapısının eşiğine koyalım ve günahlarımız için ağlayalım.
“Ey Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla. Kötülüklerimizi ört, canımızı iyilerle beraber al.” (Al-i İmran; 193) ayetindeki gibi Allah’a tövbe eden kullardan olmak için bu mübarek zamanları değerlendirelim. Allah Gafur ve Rahim’dir. Biz istersek Allah verecektir.
Şunu hiç unutmamamız lazımdır ki: “Tövbe etmediğimiz takdirde, günahların kirinden temizlenmemiz ve kendimizi düzlüğe çıkarmamız mümkün değildir.” Onun için mümin olan kişi; kendisini ancak tövbenin kurtaracağını bilmelidir.
Mübarek gün ve geceler, geçmişi değerlendirmek, geleceğimize yön vermek için bulunmaz fırsatlardır. Yapılan duaların kabul edildiği, günahların bağışlandığı ve manen yeni bir sayfanın açıldığı bereketli zaman dilimleridir.
O halde bu mübarek ay ve günlerde, bol bol tövbe ve istiğfarda bulunulmalı, Kuran’la daha fazla meşgul olunmalı, duaya çok ehemmiyet verilmeli, taat ve ibadetten geri kalınmamalıdır. Bu gecede melekler dahi yeryüzündeki kullar için af ve mağfiret dilerken bizim bu gecelerdeki fırsatları kaçırmamız olur mu?
Melekler dahi bizim için bu gecede dua edip Allah-u Zülcelal kabul ederken, eğer biz de salih bir kalp ve pişmanlıkla Allah-u Zülcelal’e bu gece yönelirsek bizi de affedecektir. Bu fırsatı bir ganimet bilerek, bu geceyi değerlendirmenin yollarına başvuralım. Daha çok ibadet ve taat yapmak ve tövbe etmek için bundan iyi fırsat mı olur?
Kim Receb ayında, takva üzere bir gün oruç tutarsa, oruç tutulan günler dile gelip “Ya Rabbi onu mağfiret et” derler. [Ebû Muhammed]
"Şüphesiz Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısına göre ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. İşte bu, Allah’ın dosdoğru kanunudur. Öyleyse o aylarda kendinize zulmetmeyin." (Tevbe, 9/36)
Şu beş gecede yapılan duâ geri çevrilmez. Regaib Gecesi, Şabanın 15. gecesi, Cuma, Ramazan bayramı ve Kurban bayramı gecesi.) [İbn-i Asâkir]
Nur-u Muhammedî’nin anne rahmine düştüğü gece bir meleğin seslenişi:
Sehl b. Abdullah Tusterî (ra) buyurmuştur ki:
“Allah Teala Hazretleri, Nebiy-yi Muhterem (sav)'i ana rahmine düşürmeyi dilediği gece emreyledi: Cennet hazinedarı melek, Firdevs cennetini açtı ve bir münadi, göklere ve yerlere:
“Âgâh olun ki, Muhammed’in (sav) nuru, bu gece ana rahminde karar kıldı, hilkati onda tamam olup dünyaya gelerek beşîr ve nezîr (müjdeleyici ve sakındırıcı) olsa gerek!” diye seslendi.”8
Peygamberimiz'in okuduğu özel dua
Peygamber Efendimiz, üç aylara eriştiğinde diğer günlere nazaran ibadetlerini daha da artırıyor ve sık sık şu duayı okuyordu: “Allahümme bârik lena fî recebe ve şa’bân ve belliğna ramazan (Allah’ım Recep ve Şaban ayını bize bereketli kıl ve bizi Ramazan ayına ulaştır).”
Peki bizler bu zaman dilimini nasıl değerlendirmeliyiz?
-
Kur'ân-ı Kerim okunmalı; okuyanlar dinlenmeli; uygun mekânlarda Kur'ân ziyafetleri verilmeli; Kelamullah'a olan sevgi, saygı ve bağlılık duyguları yenilenmeli, kuvvetlendirilmeli.
-
Peygamber Efendimiz (sas)'e salât ü selâmlar getirilmeli; O'nun şefaatini ümit edip, ümmetinden olma şuuru tazelenmeli.
-
Kaza, nafile namazlar kılınmalı; varsa o geceye ait nakledilen namazlar, onlar da ayrıca kılınabilir; kandil gecesi, özü itibariyle ibadet ve ibadette ihsan şuuruyla ihya edilmeli.
-
Tefekkürde bulunulmalı; "Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, Allah'ın benden istekleri nelerdir?" gibi konular başta olmak üzere, hayatî meselelerde derin düşüncelere girmeli.
-
Geçmişin muhasebe ve murakabesi yapılmalı; ve şimdinin ve geleceğin plân ve programı çizilmeli.
-
Günahlara samimi olarak tövbe ve istiğfar edilmeli; idrak edilen geceyi son fırsat bilerek nedamet ve inabede bulunulmalı.
-
Bol bol zikir, evrad ü ezkarda bulunulmalı.
-
Mü'minlerle helalleşilmeli; onlarla irtibatımız cihetinden rızaları alınmalı.
-
Küs ve dargın olanlar barıştırılmalı; gönüller alınmalı; kederli yüzler güldürülmeli.
-
Kişi kendine ve diğer mü'min kardeşlerine hattâ isim zikrederek dualar etmeli.
-
Üzerimizde hakları olanlar aranıp sorulmalı; vefa ve kadirşinaslık ahlâkı yerine getirilmeli.
-
Yoksul, kimsesiz, öksüz, yetim, hasta, sakat, yaşlı olanlar ziyaret edilip,sevgi, şefkat, hürmet, hediye ve sadakalarla mutlu edilmeli.
-
O gece ile ilgili âyetler, hadîsler ve bunların yorumları ilgili kitaplardan ferden veya cemaaten okunmalı.
-
Dini toplantılar, paneller ve sohbetler düzenlenmeli; va'z ü nasihat dinlenmeli; şiirler okunmalı; ilâhî ve ezgilerle gönüllerde ayrı bir dalgalanma oluşturmalı.
-
Kandil gecesinin akşam, yatsı ve sabah namazları cemaatle ve camilerde kılınmalı.
-
Sahabe, ulema ve evliya türbeleri ziyaret edilmeli; hoşnutlukları alınmalı; ve manevî iklimlerinde vesilelikleriyle Hakk'a niyazda bulunulmalı.
-
Vefat etmiş yakınlarımızın, dostlarımızın ve büyüklerimizin kabirleri ziyaret edilmeli; iman kardeşliğine ait sadakati yerine getirilmeli.
-
Hayattaki manevî büyüklerimizin, üstadlarımızın, anne ve babamızın, dostlarımızın ve diğer yakınlarımızın kandilleri bizzat giderek veya telefon, faks yahut e-mail çekerek tebrik edilmeli; duaları istenmeli.
-
Bu kandil gecelerinin gündüzlerinde mümkün olduğunca oruç tutulmalı.
Regaib Gecesi Namazı
Recep’in ilk Perşembe günü oruçlu geçirildikten sonra Cuma gecesinde, akşamla yatsı vakti arasında ve gecenin ilk üçte birinde, iki rekâtta bir selam verilmek suretiyle 12 rekât nafile namaz kılınır.
Her rekâtta bir Fatiha ve 3 kere Kadir ve 12 kere de İhlâs suresi okunur.
Namaz sonunda yetmiş kere “Allahümme salli ala Muhammedini’nnebiyyi’l-ümmiyyi ve alâ âlihi ve sellim” diye salavat getirilir.
Sonra, secdeye gidilir. Secdede yetmiş kere “Sübbuhûn Kuddusûn Rabbü’l-melâiketi ve’r-Ruh”, secdeden doğrulunca da yetmiş kere “Rabbiğfir verham ve tecâvez ammâ tâlem fe inneke Ente’l-Azîzi’l-Âzam!” denir.
İkinci secde de böyle yapılır.
Bu namazın; iki rekâtta bir selam verildikten sonra yüzer kere “Subhânallahi ve’l- hamdü lillahi ve la ilahe illallahu vallahu ekber” denilmek, yüzer kere istiğfar ve yüzer kere salâvat getirilmek suretiyle kılınacağı da bildirilmiştir.
Regaip Gecesi namazını kılanların günahları; denizlerin köpükleri, kumlar, yağmur damlaları ve ağaçların yaprakları kadar çok, dağlar kadar ağır da olsa, bağışlanacağı gibi; kabre konuldukları ilk gecede de bu namazın sevapları yanlarına gelerek, kendilerinin her sıkıntıdan kurtulduklarını, kabirde yapayalnız ve ıpıssız kaldıkları bu sırada kendilerine arkadaş ve yoldaş olmak, duydukları korku ve tedirginliği gidermek için geldiklerini, Kıyamet gününde Arasat meydanında da kendilerini gölgeleyecek.