GÜNCEL
Ramazan'dan önce yeni bir başlangıca hazır mıyız?
*İslam dünyası Ramazan ayının heyecanını yaşıyor.
*Milyonlarca Müslüman Cuma gecesi ilk sahura kalkacak.
*Camiler teravih namazına gelen Müslümanlara ev sahipliği yaparken hayırseverler yüzbinlerce oruçlu ile iftar sofrasını paylaşacak.
*Peki Ramazan ayına nasıl hazırlık yapalım? "Ramazan'ın ilk günü hepimiz için yeni bir başlangıç olsun" diyen Nihat Hatipoğlu'nun kaleminden 11 ayın sultanı Ramazan…
BİN AYDAN DAHA HAYIRLI O GECE BU AYDA
Ramazan ayı, Kuran-ı Kerim'in indirilmeye başlandığı, insanlığın en son aydınlatıcısı olan İslam'ın tohumlarının atıldığı aydır. Bu ayda "bin aydan daha hayırlı" olarak nitelenen Kadir gecesi bulunur. Bu zaman dilimi manevi değeri çok yüksek bir aydır. Yüce Allah, kutsal kitabımız Kuran'dan şöyle buyurmaktadır:
"Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kuran'ın indirildiği aydır." (Bakara:2/185)
BEREKET VE RAHMET AYI
Bu ay o kadar bereketli ki, insan bu ayda geçmişindeki kirleri, lekeleri bir anda atıp savurma şansını yakalar. Bu ayı değerlendirin.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), bu aydaki büyük affın müjdesini Müslümanlara "Bir kimse, inanarak ve sevabını sadece Allah'tan bekleyerek ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır" (Buhari, Savm, 7) diyerek vermiştir.
ORUÇ İBADETİNDE BUNLARI UNUTMAYIN
Oruç ibadeti, insanın kararlılık, azla yetinme, dayanıklılık ve sabır gibi ahlaki güzelliklere sahip olmasına, aç kaldığı anlarda yaşadığı mücadeleyle, tok zamanlarında eline geçen nimetlerin değerini bilmesine ve aynı zamanda yoksulların karnını doyurma endişesiyle yaşayanların hallerini düşünüp onlara merhamet ve şefkat duygularıyla bakmasına neden olur.
Bu özelliğiyle ramazan ayı, insanların kendi iç dünyalarını terbiye etmesi, yoksulları doyurup gözetmesi, sevap ve ödülün bir fırsat olarak yakalanması bakımından "rahmet, mağfiret, afv" ve "bereket" ayıdır...
RAMAZAN'IN İLK GÜNÜ YENİ BİR BAŞLANGIÇ
O halde ramazan ayının ilk gününü, yeni bir başlangıç olarak kabul edelim. Giderek vahşileşen, maddiyatın her şeyin önüne geçtiği, sevgi tomurcuklarının neredeyse hiç açmadığı şu günleri bir fırsat kabul edelim ve içimizde o hiç ölmeyen masum kişiliği ortaya çıkaralım. Ve hem de hiç geri göndermemecesine!...
ORUÇ İBADETİ NE ZAMAN BAŞLADI?
Aslında oruç ibadeti, insanlık tarihi var olduğundan beri yapılagelen çok eski bir ibadettir. Hemen hemen bütün dinlerde, birbirleriyle farklılık arz etse de bu ibadet şekli vardır. Bakara suresinin 183. ayeti bunu anlatır. "Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz."
ORUÇ TUTARKEN NELERE DİKKAT EDELİM
Oruç, niyet ederek güneşin doğmaya başladığı andan (sabah namazı vakti) güneşin batmasına (akşam namazı vakti) kadar yeme içme ve cinsel ilişkiden uzak durarak yapılan bir ibadettir. Oruç, İslam dinine inanan, akıl sağlığı yerinde ve ergenlik çağına gelmiş herkes için zorunlu kılınmış bir ibadettir. Ancak, oruç tutamayacak kadar hasta olanlar ile yolculuk halinde olanlar oruçlarını tutamayabilir.
YOLCULAR ORUÇ TUTMAK ZORUNDA MI?
Yolcular, yolculukları bittiğinde, hastalar da iyileşince oruç tutmaya devam eder. Ramazanda kaçırılan oruçlar, daha sonra en kısa sürede kaza edilir. İyileşmeleri mümkün olmayan hastalar ise tutamadıkları ramazan oruçlarının her günü için bir fidye, yani bir kişinin bir günlük yiyeceği veya o yiyeceğin karşılığı olan parayı yoksula verir.
NASIL ORUÇ TUTACAĞIZ?
Esasen oruç tutmak maksadıyla sahura kalkmanın bizatihi kendisi niyet olarak görülse bile bunu dille ifade etmek daha da güzel olur.
Kişi "Niyet ettim Allah rızası için oruç tutmaya" diyerek niyet eder. Oruçlu iken yapılmayacak şeyleri bırakmanın vakti, sabah namazının vaktinin girdiği andır. Kişi o andan itibaren oruçludur ve yeme içme, karı kocanın cinsel yakınlığı gibi normal günlerde yaptığı işleri akşam ezanı okunana kadar terk eder.
ORUÇ SADECE BİR AÇLIK MIDIR?
Orucu sadece bir "açlık" imtihanı olarak görmek son derece yanlıştır. İnsan nefsinin bitmek tükenmek bilmeyen arzularının başında, en güzel yemekleri yemek ve dünyevi zevklerin belki de en önde olanı cinsel ilişki gelir. Bu zevkler insanı öyle sarmalar ki, pek çok insanda araç olmaktan çıkıp amaç haline bile gelir. İşte bu anda devreye giren oruç, insana sahip olduğu imkânların geçiciliğini hatırlatır. Yokluğu durumunda yaşayacaklarını tecrübe ettirir. Belli bir süreliğine de olsa yoksun kalınan imkânlara hiç sahip olamayan insanları düşündürür.
ORUÇLU İKEN NELERDEN UZAK DURALIM?
Oruç tutan kişi, yaptığı ibadetin etkisiyle manevi bir atmosfere girer. Kişi oruçlu bulunduğu ramazan boyunca, orucunu heba edecek şeylerden uzak durduğu gibi, pervasızca yaptığı kötü, çirkin ve ahlak dışı davranışlara da girmemeye gayret eder. Ramazanda merhamet ve sabır duyguları ön plana çıkar. Orucu tüm gereklerini yerine getirerek tutanlar için Peygamber Efendimiz, "Kim ramazan orucunun farz olduğuna inanarak ve karşılığını da yalnız Allah'tan umarak oruç tutarsa, onun bütün geçmiş günahları bağışlanır" (Buhari, Savm, 7) diye müjde vermiştir.
SADECE MİDENİN DEĞİL BÜTÜN ORGANLARIN ORUÇ TUTMASI GEREKİR
İnsanın orucundan umduğu manevi lezzeti alabilmesi ve günahlarının affolunması için, sadece midesinin değil, tüm organlarının affolunması için, sadece midesine değil, tüm organlarına oruç tutturması gerekir. Yani insan, nefsinin bitmek tükenmek bilmeyen isteklerine karşı koyup öfkesini yenebilmeli ve eline, ayağına, diline, gözüne, kulağına, kalbine, düşüncesine oruç tutturabilmelidir. Diğer insanlara zarar vermekten, onları rahatsız etmekten kaçınmalı, herkesle ve özellikle kendisiyle iyi geçinmelidir.
ORUÇLU İKEN YÜZÜNÜZ ASIK OLMASIN
İbn-i Mesud (ra): "Allah Resulü (sav) oruçlu günümde tertemiz ve başı taranmış olmamı vasiyet etti ve buyurdu ki: Oruçlu gününde, sakın yüzü asık olma!" "Nice oruçlu kimseler vardır ki oruçtan nasibi, sadece açlık ve susuzluktur. Çünkü bu tür insanlar dedikodu eder, hak yer, zulüm ederler. Oruçtan nasip alamazlar." "Oruçlu eğer yalan sözü ve başkalarını kandırmayı bırakmazsa Allah'ın onun yemesini, içmesini bırakmasına ihtiyacı yoktur.
RAMAZAN AYINDA BUNLARA DİKKAT EDELİM
Ramazan ayında denize girenlerin giyim kuşamlarına dikkat etmeleri gerektiğini belirten ünlü ilahiyatçı, "Ordaki kıyafetimiz orucun, oruçlunun ruhuna uygun olmalı" şeklinde konuştu.
Oruçluya mekruh olan hususlar
1) Bir şeyi dilinin ucuyla gereksiz yere tatmak
2) Lüzumsuz yere bir şey çiğnemek
3) Sakız çiğnemek
4) Kendisinden emin olmayan bir kişinin hanımını öpmesi
5) Tükürüğü ağızda bırıktırıp yutmak
6) Kan aldırmak
7) Kendini zayif düşüreceğini tahmin ettiği yorucu bir işte çalışmak
8) Ağzına su alıp çalkalamak
Oruçta Kazayı Gerektiren Durumlar
1. Taş, toprak, çakıl taşı, demir, bakır, altın gümüş gibi madenleri yutmak.
2. Boğaza huni ile bir şey akıtmak.
3. Başkasının zorlaması sebebiyle oruç bozmak.
4. Uyurken boğazına birisi tarafından su dökülmek.
5. Unutarak yiyip içtikten sonra, orucum bozuldu zannıyla bilerek yiyip içmek.
6. Sahur vakti geçtiği halde, geçmedi zannıyla sahur yemek.
7. Boğaza kaçan yağmur, kar veya doluyu istemeyerek yutmak.
8. Abdest alırken boğazına veya burna su çekerken genzine hata ile suyun kaçması.
9. Güneş battı, iftar oldu zannıyla oruç bozmak.
10. Kan yutmak
İLK SAHURA HAZIR MIYIZ?
Cuma gecesi sahura kalkacağız inşallah. Ramazan başlıyor. Af, mağfiret, hidayet zamanı, siz ona gitmeden o size geldi. Kapınızdan içeri girmek istiyor. Siz ev sahibi, ramazan ise misafir. Kapınızı ramazana açın. Ramazana karşı cömert olun. Hoş geldin ey ramazan deyin. Gel ve beni yıka, temizle. Günahlarımı affettirmeme vesile ol deyin.
♦ İnsanlarla ramazana girmeden helalleşin.
♦ Küs iseniz barışın. Dostlarınızı arayın.
♦ Ramazanlarını kutlayın. Ramazana girmeden, ramazanı unutanlara ramazanı hatırlatın.
♦ İnsanlara tebessüm edin. Kavgayı, ayrıyı, gayrıyı kaldırmaya çabalayın.