TÜRKİYE
PKK'dan ince taktik..
İSTANBUL - Adem Demir
Terör örgütü PKK, kurulduğu tarihten bugüne kadar Ortadoğu'da dört, Avrupa Birliği’nde ise birçok ülkede farklı isimlerle varlığını devam ettirerek, Türkiye'ye karşı başlattığı saldırıları sürdürüyor.
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, terör örgütü, Türkiye'nin yanı sıra İran, Irak ve Suriye'de hem silahlı hem de siyasi kanat olarak farklı isimlerle "çoklu yapı" taktiği uygulayarak, "büyük ve güçlüyüm" mesajı vermeyi amaçlıyor. Dört ülkenin yanı sıra Almanya, İngiltere, İsveç, Danimarka ve Fransa gibi birçok Avrupa Birliği üyesi devlette de varlığını "sivil toplum kuruluşu" adı altında sürdüren PKK, "çoklu yapısı"yla ortama ve zamana göre "iyi" veya "kötü" polis stratejisini güdüyor.
Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği başta olmak üzere uluslararası organizasyonlar ve birçok devletin "terör örgütleri listesi"ne giren PKK, bundan kurtulmak için farklı bir taktik izlemeye başladı. Bunun ilk adımı olarak sürekli isim değiştiren PKK, örgütlü olduğu ülkelerde aynı insan kaynağını kullanarak, "mitoz bölünme" taktiğini hayata geçiriyor. Böylece PKK'dan KCK’ya geçiş başladı.
Terör faaliyetlerine rağmen şiddetle anılmamak için silahlı kanat oluşturan ve farklı dönemlerde çeşitli isimleri tercih eden örgütün bu kanadı, son olarak HPG adını kullanıyor.
Türkiye dışında İran, Irak ve Suriye'de faaliyet gösteren örgüt, 2005'ten itibaren "çatı oluşum" olarak KCK adını ön plana çıkardı. Bilinenin aksine örgütün "şehir yapılanması" değil çatı yapısı olan KCK, tüm stratejisini oluşturuyor.
"Suçunu başkasına atarak kurtulmayı amaçlıyor"
Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (BİLGESAM) Başkanı Prof. Dr. Atilla Sandıklı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, PKK'nın çoklu yapısıyla "devletim" algısı oluşturmaya çalıştığını söyledi.
Terör örgütünün üst yapılanması KCK'ya ilişkin bilgiler veren Sandıklı, "KCK yapılanmasında, önderlik komitesi, yürütme, yargı ve yasama var. Bu bir devlet yapılanması anlamına geliyor. KCK şemasında, yasamanın altında iki, üç halk meclisi ve Kongra-Gel yer alıyor. KCK’nın hedefinde ise Türkiye, Suriye, İran ve Irak'ta yaşayan Kürtlerin birleştirilmesi var" dedi.
"Örgütün yapılanmasında silahlı ve siyasi kanat bulunuyor" diyen Sandıklı, şunları kaydetti:
"PKK terör örgütü, çok farklı yapılarıyla 'merkezde ben varım ve hepsini kontrol ediyorum' diyor. Tabii, 'çoklu yapı'yla toplumda farklı gruplara hitap edebiliyor. İkinci olarak, toplumda nefret uyandıracak bir eylem söz konusu olduğunda suçu başkasına atarak kurtulmayı amaçlıyor. Sonuçta, yapılan eyleme gösterilecek tepkinin direkt PKK’ya gelmesini engelliyor. Bunların yanı sıra 'çoklu yapı'yla farklı neticelere de ulaşmaya çalışıyor. Türkiye ve dünyaya çok geniş bir yapı olduğu ve aynı zamanda bölgenin en güçlü örgütü olduğu imajını veriyor. Tabii, aynı zamanda 'iyi polis', 'kötü polis' rolünü oynamak suretiyle toplumda zamana göre kendisini sempatik göstermeye gayret ediyor. Bu durum eylemsel komitelerde olduğu gibi siyasi komitelerde de böyle. Mesela HDP bir Türkiye partisine dönüşürken ve genellikle barış, özgürlük, insani ilişkiler ve farklı kültürlere değer veren yapıları kullanırken ön plana çıkarken bölgede ayrı bir parti kuruluyor. Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ise tam tersi hem sert bir dil kullanıyor hem de bölücülük yapıyor."
"Bukalemun gibi"
Emekli asker ve terör uzmanı Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın da PKK'nın çoklu yapıyla aslında "bukalemun taktiği" uyguladığını belirterek, "Aslında bir bukalemun gibi ortama ve zamana göre renk değiştiriyor PKK.Zaten yaşamasının sebebi de bu. Kendisini farklı isimler alarak değiştirdiğini iddia ediyor ancak kafası değişmiyor. Neyi değiştirirse değiştirsin, değişmeyen tek şey metodolojisidir. Yani stratejisi ve şiddeti hep sürüyor" diye konuştu.
PKK’nın İran-Irak savaşıyla Ortadoğu'da coğrafi yapıdan istifade ederek siyasi ve silahlı yapıya gittiğini aktaran Caşın, "PKK, bölgesel bir terör örgütünden çıkıp devlet destekli küresel bir örgüt haline gelmiştir.PKK ortaya çıkan boşluğu iyi değerlendiren bir yapı. Suriye'de, DAEŞ'e karşı mücadele ederek uluslararası toplumun desteğini almaya çalıştı. Ancak maskesi çabuk düşüyor. Görüldüğü gibi bu terör örgütünün İran, Irak ve Suriye'den Türkiye'ye saldırıları devam ediyor. Terör örgütünün Türkiye toprakları dışında beslendiği yerler var. Kandil’in yer aldığı Irak başta olmak üzere İran ve Suriye var. Buralardaki her siyasi parti yapılarının farklı olduğunu biliyoruz. Türkiye’deki siyasi yapılarında da farklılık arz ediyor" değerlendirmesinde bulundu.
"Kanaatime göre, terör örgütü PKK, netice itibarıyla Türkiye, Irak ve Suriye topraklarında kendisine bağımsız bir Kürt devleti kurmayı amaçlamaktan asla vazgeçmemektedir" diyen Caşın, "Bunu yaparken eşitler arasında birinciliği elde etmek için diğer yapıları farklı örgütleri yok ederek 'hükümran benim, benim kurallarım geçer' stratejisi güdüyor. Bunun için de çok farklı isimler adı altında faaliyetlerini sürdürerek aslında Kürtlerin ekmeğine de kurşun sıkıyor. Irak Kürtlerine ait Türkiye üzerinden dünya piyasalarına sevk edilen petrol boru hattına bile saldırıyor. Büyük güçlerin istemediği birtakım dalgalanmalara karşı PKK, cezalandırıcı bir maşa olarak kullanılıyor. Bu maşanın kullanılmasını sağlayan beyin ise Avrupa'dadır" şeklinde konuştu.
"Bölgede yaktığı ateşi Türkiye'ye yaymak istiyor"
Örgütün farklı isimler adı altında İngiltere, Almanya, İsveç, Norveç gibi ülkelerden destek gördüğünü hatta bazı ülkelerin PKK militanlarını "özgürlük savaşçıları" olarak lanse etmeye çalıştığını anlatan Caşın, şöyle devam etti:
"Ne değişirse değişsin, değişmeyen bir kural var. O da şiddeti ve terörü, Kürt halkını korkutmak ve öldürmek suretiyle bölgede yaktığı ateşi bütün Türkiye’yi yakacak şekilde büyütmek, çok büyük bir örgüt olduğu imaj ve propagandası yaymak eğilimi içerisindedir. Bu bakımdan 35 yıllık süreç içerisinde PKKdeğişik formasyonlarla karşımıza çıkıyor. Siyasi ve silahlı kanat olarak değişik ülkelerde farklı isimlerle varlıklarını sürdürürken, terör örgütünün insan kaynağı elde etme stratejisi ve metodolojisinin değişmediğini görüyoruz. Devlet destekli terörün biraz daha canımızı sıkacağını öngörüyorum. Bugün eğer Irak ve Suriye'deki otorite boşluğu oluşmasaydı,PKK bugün pergelini bu kadar uzatmayacaktı. Ama ne kadar etkin olmaya çalışırsa çalışsın her defasında maskesi düşüyor ve arkadaki eşkıyalık ortaya çıkıyor. Atalarımızın dediği gibi, eşkıya dünyaya hükümdar olmaz."
Öte yandan, terör örgütünün Türkiye dışında "KCK şemsiyesi" altında İran, Irak, Suriye ve Avrupa ülkelerindeki "çoklu yapısı" şu şekilde:
İran
Silahlı kanat:
Kürdistan Özgür Yaşam Partisi (PJAK)
İran Kürdistanı Özgür Kadınları (KJAR)
İran Kürdistanı Savunma Güçleri (HRK)
Kadın Savunma Güçleri (HPJ)
Irak Kürdistanı Savunma Birliği (YRK)
Siyasi kanat:
Demokratik ve Özgürlük Partisi (KODAR)
Suriye
Silahlı kanat:
Halk Savunma Birlikleri (YPG)
Kadın Savunma Birlikleri (YPJ)
Siyasi kanat:
Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM)
Demokratik Birlik Partisi (PYD)
Halk Meclisi
Irak
Silahlı kanat:
Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK)
Kürdistan İşçi Partisi (PKK)
Halk Savunma Güçleri (HPG)
Siyasi kanat:
Kürdistan Demokratik Çözüm Partisi (PÇDK)
Yüce Kadınlar Topluluğu (KJB)
Kürdistan Özgür Kadınlar Birliği (YAJK)
Kürdistan Özgür Kadınlar Partisi (PAJK)
Özgür Kadın Partisi (PJA)
Özgür Kadın Birlikleri (YJA Star)
Avrupa
Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK)
Kürt Demokratik Halk Birliği (YDK)
Kürdistan Özgürlük ve Demokrasi Kongresi (KADEK)
Halk Kongresi (KONGRA GEL)
Kürdistan Konfederasyon Topluluğu (KKK)