GÜNCEL
Pekin, Üçok ve Şener 15 Temmuz'u New York'ta anlattı
New York’ta ‘Turkish Heritage Organization’ tarafından düzenlenen 15 Temmuz panelinde konuşan İsmail Hakkı Pekin 'Bu mücadelede Erdoğan'ın arkasında olma mecburiyeti hissediyoruz' dedi.
Amerika'nın Sesi'nden Can Kamiloğlu'nun haberine göre panelin katılımcıları eski Genelkurmay İstihbarat Başkanı İsmail Hakkı Pekin, Emekli Askeri Hakim Albay Zeki Üçok ve gazeteci yazar Nedim Şener'di. Paneli, avukat Mark Markowitz yönetti. Panelistlerin ortak özelliği, üçünün de kumpas davaları yüzünden bir süre hapis yatmalarıydı.
Konuşmacıların açıklamaları şu şekilde:
İSMAİL HAKKI PEKİN: ERDOĞAN'IN ARKASINDA OLMA MECBURİYETİ HİSSEDİYORUZ
“Çok tehlikeli bir örgütle karşı karşıyayız. Türkiye'de, tehlike henüz geçmiş değil. Bu örgüt çok sayıda kuruma sızdığı için her an bu ve buna benzer Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı öldürmek dahil her türlü kaosa neden olacak bir güce sahip. Türk Silahlı Kuvvetleri kendi halkına silah sıktı. Kendi meclisini bombaladı. Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde, ‘Fethullahçı' bir grup kendi halkına ateş etti. Halkı tankla ezdi. Cumhurbaşkanı öldürmeye kalktı. Kimsenin kabul edemeyeceği böyle bir olayı ilk defa yaşadık. Bu davada Cumhurbaşkanı'nın Fethullah Gülen ile mücadelesinde kendimizi onun arkasında olma mecburiyetinde hissediyoruz."
AHMET ZEKİ ÜÇOK TSK'DA NASIL YAPILANDIKLARINI ANLATTI
Emekli Askeri Hakim Albay Üçok ise sözlerine, panelde yer alan kişilerin buraya hükümetle ilişkide oldukları için gelmediklerini belirterek başladı.
"Siyasi konuşmak yerine FETÖ örgütünün Silahlı Kuvvetler içerisinde nasıl yapılandığını anlatacağım. Haziran seçimlerine baktığınız zaman 443 bin oy aldı. Bu oylarla iktidarı ele geçirme şansları yoktu. Demokraside, demokrasiyle yönetilen ülkelerde iktidarlar seçimle alınır. Seçimle iktidara gelme yolları olmayan bu örgüt başka yollar aramıştır. Türkiye'yi, ele geçirme yolu olarak devlete sızdırdıkları kişileri kullanmak istemişler. TSK'da, Fethullah Gülen'in iki şekilde yapılanması olmuştur. Askeri okul sınav sorularını çalarak kendi ışık evlerinde yetişmiş olan öğrencilerinin, TSK içine girmesini sağladılar. 1986 yılında askeri okullar sınavı, Türkçe sorularının çalınmış ve bunu çalan kişiler tespit edilmişti. Çalanların çok az bir kısmı uzaklaştırıldı. Diğer öğrenciler de yaşları küçük olduğu ve ileride kazanılır gerekçesiyle hiç bir işlem yapılmadı."
NEDİM ŞENER: AMERİKA GÜLEN'E NE İSTEDİYSE VERMİŞ
Gazeteci Nedim Şener, Türkiye'de, politikacıların yıllarca Fethullah Gülen'den siyasi çıkarları için yararlandıklarını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da ‘Ne istediler devermedik?' sözleriyle bunu simgeleştirdiğini ifade etti. Fethullah Gülen'in, gittiği her ülkede ve ABD'de her ne istediyse alan bir örgüt olduğunu ifade eden Şener şunları söyledi:
"Gülen'in Türkiye'den sonra en çok örgütlendiği ülkenin Amerika. 170 okulu, bu okullardan 300 milyon dolara yakın cirosu var. 200 dernek ve binlerce iş adamı var. Amerika'da, Fethullah Gülen'e ne istediyse vermiş. Fethullah Gülen'in de aslında kim olduğunu bilen Amerikalılar. Nasıl yapılandığını, amaçları ne olduğunu bildiklerini ben çok iyi biliyorum. Türkiye'deki, ‘Ergenekon ve Balyoz operasyonlarında ki bilgililerini biliyorduk. Bunları yazıyorduk. Yolsuzluk operasyonlarından, Erdoğan'ı tutuklamak istediklerini Amerikalılar da biliyordu. Biz de biliyorduk. Türkiye'deki ABD Büyükelçiliği ve Konsolosluğunun Beyaz Saray'a, Dışişleri Bakanlığı'na FETÖ'nün ordu içine nasıl sızdığına dair raporların göndermesine rağmen, sanki bunlar darbe girişiminde hiç bulunmamışlar. Darbede rolleri yokmuş gibi, ABD yönetiminin tavır almasına, tutum takınmasına gerçekten insan olarak üzüldüğümü, gazeteci olaraksa asla inanmadığımı söylemek istiyorum. Bunun simgesel cümlesi de 15 Temmuz sonrası, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın Ankara'ya geldiği zaman kullandığı cümle oldu. ‘Biz bu olaylar olurken bunun gerçek olup olmadığını veya bir internet oyunu olup olmadığını anlayamadık' dedi. Türk siyasetçileri bunun üzerinde durmadılar, ancak Biden ya şaka yaptı. Ya da hepimizle dalga geçti. Sadece ABD' de yayın organlarında FETÖ'cülerin sosyal medya hesaplarını takip etseler bu darbenin geleceğini görüyor olmalılardı. 2005 yılında üç Türk polis, ABD'nin Türkiye'deki İstanbul Başkonsolosluğu'na başvuruyor, Fethullah Gülen hakkında hazırlanan bu raporun yok sayılmasını ve hakkında güvenilir bir insan olduğu yönünde bir kağıt istiyorlar. Ancak talep kabul görmüyor Ben çok gizli şeyler anlatmıyorum. Bunların hepsi Wikileaks kayıtlarında var. FBI tarafından bir iç tehdit olarak görülen Gülen, CIA tarafından destekleniyor.