GÜNCEL
'Ortadoğu'daki suikastlerde Muhammed Dahlan izi'
Yeni Şafak Yazarı Tah aKılınç, 'Bölgemizdeki bütün gelişmeler, bir zincirin halkaları gibi birbirine sıkıca bağlı...' dedi.
Önceki yazısında "Ortadoğu'nun karanlıklar prensi" dediği Muhammed Dahlan'ı konu alan Kılınç, Hamas'ın insansız hava aracı uzmanlarından Muhammed Zevârî'nin Tunus'un Safâkis kentindeki evinin önünde öldürülmesini hatırlattı ve Dahlan yazısını bunun üzeirne devam ettirdiğini aktardı.
Kılınç şöyle devam etti:
6 YIL ÖNCEKİ MAHMUD MABHUH SUİKASTİ
"19 Ocak 2010 Salı günü Şam'dan Tayland'ın başkenti Bangkok'a giderken Dubai'de mola veren Mahmud Mabhûh, beş yıldızlı El Bustân Rotana Hotel'e yerleşti. Öğleden sonra kısa süreliğine dışarı çıkarak otele dönen Mabhûh, ertesine güne kadar odasından ayrılmayıp telefonlara da cevap vermeyince, polis duruma müdahale etti. Yatağının üzerinde cansız bedeni bulunan Mabhûh'un, akşam saat 21.00 sularında odasına giren iki kişi tarafından önce zehirli iğneyle etkisiz hale getirildiği, ardından da yastıkla boğularak öldürüldüğü belirlendi. Failler oldukça profesyoneldi. Olaydan birkaç saat önce Dubai'ye ayak basmışlar, polis suikastı fark etmeden de hızla ülkeden ayrılmışlardı. Yapılan detaylı araştırma, 18 kişilik bir şüpheli kadrosunu ortaya çıkardı. Hepsi de Birleşik Arap Emirlikleri'ne Batılı ülkelere ait sahte pasaportlarla girmişlerdi. Zanlılardan 7'sinin İsrail'de yaşadığı, İngiliz ve Alman çifte vatandaşlığına sahip olduğu da belirlendi. Dubai polisi, olaydan yaklaşık bir ay sonra İsrail'i resmen “olağan şüpheli” ilan etti. Aynı günlerde, çok daha ilginç bir gelişme yaşandı. Ahmed Hasaneyn ve Enver Şeybar adlı iki Filistinli, Ürdün'ün başkenti Amman'da yakalanarak Dubai'ye gönderildi. Dubai polisi, Hasaneyn ve Şeybar'ın Mabhûh'u öldürmek için ülkeye giren suikast timine ulaşım, konaklama ve maktulün izlenmesi konusunda destek sağladığını tespit etmişti. Daha da dikkat çekici olansa, bu iki kişinin Muhammed Dahlan'ın yeraltı ekibinden olduklarına dair yoğun kuşkulardı. Gazze'de Dahlan'a bağlı görev yapmışlar, Dubai'de bulundukları dönemdeyse Dahlan'ın inşaat ve emlâk şirketlerinde çalışmışlardı. Muhammed Dahlan, elbette Hasaneyn ve Şeybar'ı tanıdığını bile kabul etmedi. Ancak yine de Mahmud Mabhûh suikastı, Dahlan'ın İsrail'le ortaklaşa işlediğine inanılan ihlaller listesine yazıldı. Mahmud Mabhûh, sadece üst düzey bir Hamas yetkilisi değildi; İzzeddin el Kassâm Tugayları'nın kurucularındandı, aynı zamanda Hamas'a silah tedarikinden de sorumlu isimdi. 1989'da iki İsrailli askerin kaçırılarak öldürülmesi olayını planlamış olmasından dolayı Mossad'ın takibi altında bulunan Mabhûh'un ortadan kaldırılması, İsrail adına önemli bir başarı oldu.
ZAVARİ SUİKASTİNDE DAHLAN PARMAĞI
Zevârî suikastının şimdiye kadar ortaya çıkan bütün ayrıntıları, olayın Muhammed Dahlan'ın yönettiği bilinen muhbir-işbirlikçiler ağının yardımıyla gerçekleştirilmiş olabileceğini düşündürüyor. Hamas'la dostça ilişkileri bulunan Nahda Hareketi'nin iktidarda olduğu Tunus'ta böyle bir suikastın düzenlenebilmesi, iki oluşum arasına gerginlik sokma amacını da taşıyor.
TÜRKİYE'NİN KRİTİK DÖNEMİNDE...
Türkiye'nin Rusya, Katar ve Suudi Arabistan'la yakınlaşma siyaseti takip ettiği, Suriye meselesiyle -belki kapasitesinin de üstünde bir gayretle- meşgul olduğu şu kritik dönemde, Dahlan'ın adımlarına ve bölgemizde kurduğu sıra dışı bağlantılara mutlaka yoğunlaşmak gerekiyor. "
ZEVARİ SUİKASTİ
Tunuslu uçak mühendisi Muhammed Zevvari 15 Aralık'ta Safaks kentindeki evinin önünde yabancı olduğu ileri sürülen silahlı kişiler tarafından öldürülmüştü. Suikastın ardından yapılan açıklamalarda olayın arkasında İsrail'in olduğu iddia edilmişti. Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları da yaptığı yazılı açıklamada, uçak mühendisi Zevvari'nin, örgüt mensubu olduğunu doğrulamıştı. İsrail Savunma Bakanı Liberman, Tunuslu uçak mühendisinin ölümüne ilişkin ilk açıklamasını bugün yaptı. "Barış yanlısı değildi. Nobel Barış Ödülü'ne aday da değildi. İsrail menfaatlerini korumak için gerekeni yapar" ifadelerini kullandı.
Karanlıklar prensi Muhammed Dahlan
2013'te, Muhammed Dahlan'a övgüler yağdırma sırası bu defa Sırbistan Başbakanı Aleksandar Vucic'teydi. Yine Birleşik Arap Emirlikleri'nden gelecek milyonlarca doların hayaliyle, Sırplar da Dahlan'a vatandaşlık armağan etti. Dahlan, eşi ve 4 çocuğu Sırbistan vatandaşı oldular.
Muhammed Dahlan gerçekten de sözünü tuttu. Karadağ ve Sırbistan'a milyonlarca dolarlık yatırım yapılmasına aracılık etti. Bosna-Hersek de Dahlan'ın ilgi alanındaydı. Özellikle Arap turistlerin konaklaması için Saraybosna yakınlarında inşa edilmesi düşünülen dev sağlık-turizm kompleksinin projelendirilmesi de tümüyle Dahlan'ın fikriydi.
2011'de Fetih Hareketi'yle ilişkisi kesildikten sonra Birleşik Arap Emirlikleri'nin başkenti Abu Dabi'ye yerleşen Muhammed Dahlan, Ortadoğu siyasi arenasının en aktif ve karanlık şahsiyetlerinden biri. Mahmud Abbas'tan sonra Filistin devlet başkanlığı için adı geçen Dahlan'ın, İsrail'le de oldukça sıcak ilişkiler geliştirdiği biliniyor. İsrail Savunma Bakanı Avigdor Lieberman ile Avrupa'da gizlice buluşup Filistin'in önümüzdeki dönemlerini istişare ettiği, Arap basınında gündeme getirilen ilginç bir ayrıntı. Ancak İsrailli yöneticilerin, Dahlan'ın Filistinliler nezdindeki kredisinin azalmaması için kendisine açıktan sıcak davranmadıkları belirtiliyor.
Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve Ürdün'de basın-yayın organları ve haber siteleri satın alarak ciddi bir medya gücüne kavuşan Muhammed Dahlan hakkındaki en dikkate değer iddia, Filistin'in efsanevi lideri Yaser Arafat'ı zehirlettiğine dair ithamlar. Filistin liderliği koltuğuna oturabilmek için Arafat'ı öldürttüğünden kuşkulanılan Dahlan, bu suçlamayı elbette kabul etmiyor. Ancak Filistin'in iç siyasi dengelerini düşündüğümüzde, İsrail istihbaratıyla koordinasyon içinde böyle bir eylemin gerçekleştirilmiş olması akla yatkın bir ihtimal.
Muhammed Dahlan, 2013'te Mısır'da Muhammed Mursi'nin devrildiği askeri darbenin perde arkasındaki mimarlarından biri olarak da biliniyor. Güvenlik danışmanlığını yaptığı Birleşik Arap Emirlikleri Veliaht Prensi Muhammed bin Zâyed Âl-i Nahyan'ı Mursi'yi devirmeye ve Sisi'ye destek vermeye ikna edenin Dahlan olduğu kaydediliyor. Körfez'in Mısır'a yaptığı ekonomik ve askeri yardımların, basın-yayın yoluyla Mursi'nin ve Müslüman Kardeşler Teşkilâtı'nın itibarsızlaştırılması operasyonlarının arkasında hep Dahlan bulunuyor. Arap basınındaki Türkiye karşıtı yayınlar, El Arabiya başta olmak üzere önemli yayın organlarının her fırsatta Türkiye'yi karalaması da, büyük oranda Dahlan'ın etkisine ve yönlendirmesine bağlanıyor.
Dahlan, Mahmud Abbas'ın devrilmesi için de aktif şekilde çaba göstermeye devam ediyor. Filistin mahkemelerinde hakkında açılan yolsuzluk davalarını “Abbas'ın kendisini yok etme politikası” olarak yorumlayan Dahlan, Filistin siyasetine müdahil olma gayretlerini sürdürüyor. 1995-2000 yılları arasında Gazze'de güvenlik şefliği yaparken Hamas üyelerine karşı oldukça sert davranan, tutuklama ve işkence ile adını duyuran Dahlan, Hamas'a mesafeli dursa da, Abbas'ın Hâlid Meşal ve ekibine yanaşmaması için bütün gücünü kullanıyor. Dahlan'ın kendisini devirme planlarından haberdar olan Abbas ise, koltuğunu yitirmemek için Hamas'la yakınlaşıyor. Dahlan unsuru böylelikle, Filistin içinde sürekli bir gerilim konusu.
Suriye krizi de Dahlan'ın ilgilendiği konulardan biri. Suriyeli muhalif gruplarla Kahire'de sık sık bir araya geldiği belirtilen Dahlan, Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi'nin Suriye konusunda geliştirdiği rejim yanlısı yeni duruşun da fikir babası. Sisi'ye, Suudi Arabistan'ı kızdırmak pahasına da olsa Beşşar Esed rejiminin desteklenmesi gerektiği düşüncesini benimseten Dahlan'ın, bölgesel gücü birkaç sene öncesine kadar epey zayıflayan Riyad yönetimine karşı adım atabilmesi noktasında Mısır tarafını cesaretlendirdiği söyleniyor.
Yatırımlarının bulunduğu Tunus'ta da siyasete müdahil olan Dahlan, ülkedeki siyasi grupların bir araya gelmesinde ve ulusal uzlaşının temininde kilit rolün kendisine ait olduğunu savunuyor. İşin içinde para olduğuna göre, Tunus yönetiminin Dahlan tarafından ikna edilmiş olma ihtimali, hiç de akla uzak görünmüyor.
Ortadoğu'nun mevcut dengeleri içinde, Muhammed Dahlan figürü, yakından ve dikkatle izlenmeyi hak ediyor. Özellikle Türkiye karşıtı (hatta düşmanı) damarın nerelerde ve nasıl güçlendiği merak ediliyorsa, Dahlan'ın ayak izleri titizlikle takip edilmeli.