GÜNCEL
Orgeneral Huduti'den şok ifade: Paşa, albaydan emir alıyordu
15 Temmuz’daki darbe girişimi sonrası tutuklanan 2. Ordu Komutanı Orgeneral Adem Huduti, savcılık ifadesinde, şok edici bilgiler verdi.
22 Temmuz 2016, Cuma
15 Temmuz’daki darbe girişimi sonrası tutuklanan 2. Ordu Komutanı Orgeneral Adem Huduti, savcılık ifadesinde, şok edici bilgiler verdi.
Evimde istirahat ederken oğlum Ersü, Malatya’da hareketlilik olup olmadığını sordu. Bu esnada kapı çaldı. Açtığımda karşımda 2. Ordu’da görevli Tuğgeneral Mustafa Serdar Sevgili ve Tuğgeneral Zekai Karataş ile Kurmay Albay Bahadır Erdemli ve emir subayım Binbaşı Serhat Kaya’yı gördüm. Bahadır Albay bana iki dosya uzattı. Birisi kuvvetlerin sorumluluğunu alacak kişileri gösteren belgeydi. Diğeri ise sıkıyönetim komutanlarının yönetimini gösteren büyük hacimli bir evraktı. İki belgenin üzerine de bunun kanunsuz olduğunu şerh ederek, emirlerin uygulanmayacağını belirtir notumu düştüm. Ardından “Tafix” denilen askeri sistemler üzerinden Van Jandarma Asayiş, Diyarbakır 7. Kolordu ve Adana 6. Tümen Komutanını aradım. Böyle bir emir geldiğini ancak uygulanmayacağını, hiçbir aracın birliklerden çıkarılmayacağını, helikopter ve uçağın kaldırılmayacağını, birliklerin kışlada kalması gerektiğini bildirerek alt komutanlıklara tebliğ edilmesini istedim.
2’nci Ordu Komutanı Orgeneral Adem Huduti'nin ifadesi: Paşa, albaydan emir alıyordu
SİLAHINI ÇEKEREK MERMİYİ SÜRDÜ
Bu sırada Bahadır Albay, Avni Angun Paşa’nın odadan çıkmasını istedi. Aralarında yüksek sesle tartışma yaşandı. Bahadır Albay silahını çekerek mermiyi sürdü. Ancak mermi yere düştü. Önceden namluda bulunan mermiyi unutmuştu. Bu sırada emir subayım ve koruma astsubayım üzerine atıldılar, silahı aldılar. Daha sonra Sevgili’nin de silahını zorla aldılar. Kendilerini ikna etmeye çalışıyorduk. Dışarıda nizamiyeleri tutmuşlar, ordu içinde mevzilenmişlerdi. Vali beyle 4-5 kez telefonla konuştuk. Ben müdahale yapmamalarını, içeridekileri ikna yolunda olduğumu söylüyordum.
‘PARALEL’LE MÜCADELE ETTİM
16 Temmuz sabahı odada bulunurken Genelkurmay Başkanımız aradı. Kendisinin tutulduğu Akıncılar Üssü’nde isyancılarla anlaştıklarını, mutabakata vardıklarını, uygulamanın şöyle olacağını söyledi: Jandarma ve polisin ateşi kesip geri çekileceğini, bizi baskı altında tutanların başındaki kişiyi çağırmamı, Ankara’daki emir aldığı kişilerle görüşmesini, onların bu mutabakatı tebliğ edeceğini, silahlarından tecrit edileceklerini ve adalete teslim edileceklerini söyledi. Ben de durumu Vali beye ilettim. Ateş etmemelerini, aksi halde kişilerin ölebileceğini, ikna ederek zaman tanınmasını rica ettim. Bahadır Albay ve Sevgili Paşa dışarı çıktılar. Daha sonra gelerek anlaşmaya uyacaklarını ve teslim olacaklarını ifade ettiler. Sonunda silahlarını bıraktılar, derdest ettik. Bu eyleme karışmış her kim varsa şiddetli şekilde cezalandırılmasını istiyorum. Bu sebeple şikayetçiyim. Hele hele en çok mücadele ettiğim paralel ile ismimin birlikte anılması beni son derece rahatsız etti, çok üzgünüm.”
BAŞIMIZA GEÇ DEDİLER
Maalesef benden emir alacak konumda olan iki tuğgeneral, Kurmay Albay Erdemli’den emir alıyorlardı. Onun emriyle hareket ediyorlardı. Ben Sevgili’ye baskı yaparak, Kurmay Başkanı Tümgeneral Avni Angun’un gelmesine müsaade edilmesini istedim. Avni Paşa bulunduğum odaya geldi. Bu kişiler odadayken, 1. Ordu, 2. Ordu ve Ege Ordu komutanlarıyla görüştüm. Albay Erdemli bana bu işten dönmeyeceklerini, ölümü göze aldıklarını, başarıya ulaşmak için kendilerinin başına geçmemi ve tüm idareyi elime almamı istedi. Ben de kendilerine yaptıklarının yanlış olduğunu, emir komuta zinciri dışına çıkmamalarını söyledim. Ancak ikna olmadılar. Bilgisayarımda bir bildiri hazırladım. Yapılanın yanlış olduğunu, birliklerimizin kontrol altında olduğunu ve darbeye karşı olduğumuzu ifade ettim. Bunu bilgi olarak birlik komutanlıklarına gönderdim. (Hürriyet)