GÜNCEL
Mültecilik hakkını savunmalıyız
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye’deki Suriyelilere vatandaşlık hakkı verilebileceğini açıklaması muhalefet çevrelerinde rahatsızlığa neden oldu. Sosyal yardımlaşmanın yanı sıra kültürel yardımlaşma gerekliliği gözler önüne serildi. Karar Gazetesi'nden Yıldız Ramazanoğlu "Suriyeliler" başlıklı yazısında konuya farklı bir bakış açısı getirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’deki Suriyelilere vatandaşlık hakkı verilebileceğini açıklamasının ardından başlayan tartışmalar yeni bir boyuta taşındı. Tartışmalar sosyal yardımlaşmanın yanı sıra kültürel yardımlaşma gerekliliğini de gözler önüne serdi.
Muhalefet çevrelerinin dillendirdiği yabancı karşıtlığının vardığı nokta ise içler acısı.
Karar Gazetesinden Yıldız Ramazanoğlu, "Suriyeliler" başlıklı yazısında "Türkiye’de Suriyeliler’i potansiyel terörist olarak gören insanlara karşı koymanın yolu halklar arasındaki ilişkilerin artması ve onların bizim kültürümüzü yaşam biçimimizi öğrenme çabalarına karşılık bizim de Suriyeli kardeşlerimizin kültürü hakkında bilgilenmemiz." dedi.
Yıldız Ramazanoğlu yazında şöyle diyor:
Suriyeliler 2011 Mart’ında başlayan savaş ve yıkımın bu kadar uzun süreceğini düşünmüyorlardı. Burada yıllarca kalmaya da hevesli değillerdi çünkü gerçekten her şehri birbirinden güzel ve asude olan bir ülkeleri var. Ancak savaş uzadı ve dünyanın dört bir yanına sığınan mülteciler kendilerine geçici de olsa yeni bir yaşam kurmak zorunda kaldılar.
Mültecilik sadaka değil bir hak olarak görülmeli. Bütün dünyada dışarıdan gelenlerin entegrasyonundan söz edilir fakat onurlu bir yaşam hakkını savunmak insani olarak daha ileri bir adıma işaret eder.
Dünyanın bütün savaşlarında olduğu gibi Suriye’deki kadınlar da cinsel şiddete maruz kaldı, kalıyor. Onların Türkiye’de rehabilitasyonu gerekirken bir de burada parayla satılmak ikinci eş adı altında uygunsuz koşullarda yaşamak gibi meselelere düçar oldular. Toplumsal dokumuzu bozdukları iddia edilirken asıl istismara uğrayan taraf olarak başlarına gelenlere karşı koruyucu çalışmalar lazım.
Suriye meselesinde bize düşen şey sadece Esad ve müttefiklerine lanet okumakla sınırlı olmamalı. Suriye’nin önemli yazarlarından Yassin Al Haj Saleh’in Türkiyeli yol arkadaşlarıyla birlikte kurduğu Hamiş Suriye Kültür Evi, silah ve sefalet dışında, başka bir yerden konuşmak ve buluşmak için bir araya gelmiş insanlardan oluşuyor. Devrimi kültürel düzeyde sürdürmek ve eleştirel düşünme yoluyla yaşananları analiz etmek istiyorlar.
Burada temel hedeflerden biri de entelektüel ve entelektüel olmayan ayrımlarını reddederek, toplum devlet kimlik kültür vatan ve politika kavramları üzerine kapsamlı çalışmalar yapmak. Devrimin bastırılmış ve görünmeyen yanına eğilmek.
Aslında Suriye halkının birikimi şehirlerini yeniden inşa etmeye, çoğulculuk zeminini oluşturmaya, insanca bir yaşam kurmaya yeterli. Hamiş’in temel arzusu siyasetin ve diplomasinin ötesinde gerçek insan ve kültür deneyimini ortaya çıkarmak ve bunu sahaya taşımak üzerine kurulu. Bütün bu kuruluşları tanımak desteklemek ve Suriye halkının değerleriyle kendi değerlerimizi ortaklaştırmak hepimize çok iyi gelecek.