TÜRKİYE
Mesih Gülen'e 48 bin lira maaş...
ANKARA
Kaynak Holding Yönetim Kurulu Başkanı İmran Okumuş, "Herhalde (Fetullah Gülen'in) haber sızdıran bir ekibi hala faaliyette. Biz atanmadan önce 30 milyon lira Hollanda'ya kar payı adı altında kaçırılan bir para var. Onun dışında haber almışlar, şirketlere alternatif şirketler kurmuşlar, 7 şirkete sadece Kaynak Holding bünyesinde diye kar payı dağıtmışlar, okul, yurt ve şirket binalarını satışa çıkarmışlar" dedi.
Okumuş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kaynak Holding'e mahkeme tarafından 7 kişinin kayyum olarak atandığını anımsatarak, göreve geldiği ilk dönemde holdingde karşılaştığı yöneticiler için "bu kadar yalan söyleyen bir insan topluluğunu hayatımda görmedim" ifadelerini kullandı.
Söylediği herşeyin belgesi bulunduğuna dikkati çeken Okumuş, bu konudaki sorumluluğunun hukuken de manevi olarak da farkında olduğunu vurguladı.
Holding bünyesinde otomotiv dışında hemen her alanda faaliyet gösteren 58 şirket olduğunu anlatan Okumuş, incelemeler sırasında yayın ve enerji grubundaki farklı illerde bulunan bazı şirketlerin, kamudan iş alabilmek amacıyla Ankara'ya taşındığını tespit ettiklerini bildirdi. Holdinge bağlı Türkiye'nin birçok yerinde yayın evleri, gıda, tekstil ve ulaştırma sektörlerinde şirketler bulunduğunu ifade eden Okumuş, "Sadece otomobil üretilmiyor. Diğer herşey var. Her gün bir maske çıkartıyoruz. Şirket sayısı daha da artabilir" diye konuştu.
"Şirketlerin sahibi yok"
Okumuş, bu şirketlerin "sahibinin olmadığına" işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Herhalde (Fetullah Gülen'in) haber sızdıran bir ekibi hala faaliyette. Biz atanmadan önce 30 milyon lira Hollanda'ya kar payı adı altında kaçırılan bir para var. Onun dışında haber almışlar, şirketlere alternatif şirketler kurmuşlar, 7 şirkete sadece Kaynak Holding bünyesinde diye kar payı dağıtmışlar, okul, yurt ve şirket binalarını satışa çıkarmışlar. Mizan Eğitim Kurumu 11 Şubat'ta bize devroldu. Şirketin o dönemdeki yöneticilerini davet ettiğimde verdikleri bilgi, 'Bu şirket zarar ediyordu, dershaneler kapanma noktasına geldiği için. Binayı satma kararı aldık. 20 milyon lira da teklif aldık' şeklinde. Şirketin 1,4 milyon lira borcu varmış. Borçtan sonra kalan 18,6 milyon lirayı kim alacak? Şirketin kağıt üzerindeki ortakları sermaye aktarmamış. O zaman bu paranın sahibi yok. Bu şirketler bu milletin şirketleridir."
"NT'nin Almanya ve Hollanda'da isim hakları devredilmiş"
Okumuş, Holding bünyesinde sağlık sektöründe faaliyet gösteren bir şirket için mülk satışlarıyla ilgili görüşmelerin yapıldığını, hatta şirketin tüm hisselerinin satışıyla ilgili Japonya'da bir firmayla anlaşmaya varıldığını tespit ettiklerini bildirdi. Okumuş, "Biz atandık ve durdurduk bu satışı. Gerçek sahipleri yok bu şirketlerin, bunlar milletin şirketleri. Ortaklar Kurulu adı altında açıklama yapıyorlar. 'Bu ortaklar kim, bunları tanımak istiyorum?' diyorum, ses yok. Türkiye'de değillerse istedikleri yere de giderim" ifadelerini kullandı.
NT'nin şu anda 7 ülkede faaliyette bulunduğunu anlatan Okumuş, mahkeme kararıyla yönetime gelmeden önce NT'nin Almanya ve Hollanda'da isim hakkının devredildiğini kaydetti. Okumuş, "Kaçırdıkları birçok şey var. Bunları inceliyoruz" diye konuştu.
"İngiltere'deki vakıflara 6 trilyon bağış var"
Holding'in nakit akışlarını incelediklerini belirten Okumuş, şöyle devam etti:
"Gazeteciler ve Yazarlar Derneğine düzenli olarak aylık 100 bin lira bağışın yanı sıra Japonya ve İngiltere'de vakıflara bağış gibi 2015 yılında yaklaşık 6 trilyon lira bağış var. Yurt dışı ve Türkiye içinde bağışlar var. 2015 yılında İspanya'da sanal oyun için anlaşma yaparak 12 milyon lira göndermişler. Ama ortada oyun filan yok. Hiçbir şey yapılmamış. Samanyolu TV'ye geçen yıl sinema filmi anlaşması yapılmış, iki ayrı 5'er milyon liralık ödeme yapılmış ama ortada film de yok."
"Hiçbir iş yapmayan imamlar yüksek maaşlara bağlanmıştı"
Kaynak Holding bünyesinde 5 binin üzerinde mavi yakalı olmak üzere 11 bin 300 kişinin çalıştığını kaydeden Okumuş, bunların çoğunun asgari ücretli olduklarını söyledi. İmran Okumuş, şunları kaydetti:
"Asgari ücretle çalıştırılan bu insanlardan servis ücreti olarak Avrupa yakası için 35 lira, Anadolu yakası için 55 lira para kesiliyor, gazetelere zorunlu abone yapılıyordu. Aynı yönetim geçen yıl şubat-mayıs arasında 'tasarruf tedbirleri' adı altında bir kararla bin 30 kişiyi işten çıkartıyor. Sonra aynı ekip, bu yönetim geçen yıl kasım ayı başlarında biz atanmadan bir hafta önce 19 yöneticisine 125'er bin lira ödeme yapıyor. Zarar eden, tasarruf için işçi çıkaran bir şirket nasıl prim ödeyebilir? Susturucu satın aldılar. Normal maaş verdiği bir genel müdüre bu primi neden veriyor? Bu insanlardan neyi gizlemeleri istendi? Sadece bir dava için 400 bin lira alan avukatlar var. 7 avukat 1 milyon liranın üzerinde ücret almışlar."
"Gülen'in kardeşi iş yapmadığı halde 48 bin lira maaş alıyor"
Holding bünyesinde birçok imamın hiçbir iş yapmadığı halde yüksek maaşlara bağlandığını belirten Okumuş, "Bu imamların tamamının iş akdini feshettik. Göreve geldiğimiz ilk gün genel müdürlerin istifasını aldık. Gülen'in İzmir'de yaşayan kardeşi Mesih Gülen hiçbir iş yapmadığı halde danışman olarak aylık 48 bin lira, yeğeni Kubbettin Gülen ise aynı görev için 6 bin 900 lira ücret alıyordu. İşlerine son verdik. Toplam 355 kişiydi, birçoğu kendisi istifa etti, birçoğu yurtdışına kaçtı. O an belirlediğimiz 182 tanesinin iş akdini feshettik. Genel müdürlerin ortalama brüt maaşları 9 bin 600 liraydı. 700 bin lira gibi bir rakam toplam. Bunlar hiçbir iş yapmayan insanlar, sadece onlara hizmet etmiş 'abi' konumunda kişiler" değerlendirmesinde bulundu.
"Yöneticilerin başarısız olmasını istemişler"
İmran Okumuş, personel alımlarının ve iş ilişkilerinin Paralel Devlet Yapılanması'nın talebi doğrultusunda gerçekleştirildiğini vurgulayarak, şunları söyledi:
"Kendi ağlarını örmüşler. Sadece duvarlar yok. Maske kullanmışlar. Bu maskeleri bir bir söküyoruz. Ticarethane değil 'insanhane'. Yöneticilerin başarısız olmasını istemişler. 'NT’den alışveriş yapmayın, Sürat ile çalışmayın, Nüans Turizm ile seyahat etmeyin' şeklinde konuşmuşlar. Sızıntı dergisinin abone sayısı 2014 yılında 721 bin, 2015 yılında 520 binken 2016 yılında ise sıfır. Bu abonelik değildi, havuzda toplanan para. Sızıntı dergisi bu örgütün 'himmet toplama aracı' olmuş. Demek ki talimat geldi 'abone olmayın' diye, abone olmadılar."