TÜRKİYE
Koordinatlar Amerika’dan!.
FETÖ'cü cuntacıların, darbe girişiminden bir gün önce Ankara Ostim’de bir evde toplantı yaparak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik operasyonu planladıkları ortaya çıktı. Erdoğan’ın yerinin tespit edilememesi halinde ise cuntacılar, Amerikalılar’dan yer tespiti ve net konum ile ilgili yardım alarak operasyonu gerçekleştirecekti.
28 Temmuz 2016, Perşembe
FETÖ'cü cuntacıların, darbe girişiminden bir gün önce Ankara Ostim’de bir evde toplantı yaparak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik operasyonu planladıkları ortaya çıktı. Erdoğan’ın yerinin tespit edilememesi halinde ise cuntacılar, Amerikalılar’dan yer tespiti ve net konum ile ilgili yardım alarak operasyonu gerçekleştirecekti.
Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) bağlı vatan hainlerinin ihanet planları, kalkışmanın olduğu gece polisi ve vatandaşları tarayan helikopterlerin havalandığı Güvercinlik 1. Kara Havacılık Alayında Bakım Tabur Komutanı olan Yarbay Murat Bolat'ın itiraflarından çıktı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yapılacak saldırıyla ilgili tüm detayları anlatan Bolat, ilk etapta 16 Temmuz 03.00'da başlaması planlanan kalkışmanın ardından yapılacakları tek tek anlattı. FETÖ'cü darbe girişiminin ardından başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanarak cezaevine konulan ve etkin pişmanlıktan yararlanmak isteyen Bolat, savcıya şöyle ifade verdi:
DARBEYİ MERMİYLE ANLATTI
1-16 Temmuz arasında izne ayrıldım. Alay Komutanı Albay Fevzi Okka ile Yardımcısı Yarbay Halil Gül beni arayarak iznimi yarıda kesmemi istedi. Ancak ben tatilimi bölemeyeceğimi söyledim. En son yaptığım görüntülü konuşmada ise Gül, elinle sus işareti yaparak, dudak hareketleri ile 'durum çok ciddi' dedi ve bana 9 mm çapında mermi gösterdi. O zaman ciddi bir şey anlatmaya çalıştığını anladım. 13 Temmuz günü mesaiye başladım. Saat 07.45 sıralarında Gül beni arayarak, Yarbay Özcan Karacan ile birlikte beklediğini söyledi. Gittiğimde masada birlikte oturuyorlardı. “Nedir konu?' diye sorduğumda, Gül, 'sence ne olabilir?' diye karşılık verdi. Ben de 'bu kadar ciddi olduğuna göre şakayla 'darbe filan mı yapıyorsunuz?' dedim. 'Aynen öyle' dedi. Karacan bana hitaben 'sarardı Yunan Heykeli gibi adam' dedi. Ben hala ciddi olabileceklerini düşünmedim, 'nasıl olacak peki' dediğimde ise 'sen şimdilik olacağını bil, gerisini daha sonra öğrenirsin' yanıtını verdiler.
PİLOTLARI BELİRLEDİLER
14 Temmuz günü tekrar bu konuyu konuştuk. Saldırı helikopterleri için mühimmat meselesini hallettiklerini söylediler. Ben de bu sırada 'Skorsky için mühimmat olarak Bixi mühimmatı mı alacaksınız?' diye sorduğumda onlar da bana, 'Kara Havacılık Okul Komutanının darbe günü Kara Havacılığın başında olacak ve mühimmat işini halledecek' dediler. Yarbay Gül ve Karacan benden de üç şey istediler. İlk olarak MİT Başkanlığı'na hava indirme harekatını benim yapmamı söylediler. Ben de bu fiili uçuş görevini kabul etmedim. İkinci olarak ise darbenin yapılacağı gün helikopterleri dışarıda bırakmamı istediler. Normalde helikopterler hangarda durur. Ben de kendilerine helikopterleri dışarıda bırakacağımı söyledim. Üçüncü olarak ise Skorsky helikoptere hızlı indirme teşkilatı kurmamı istediler. Yani bu hızlı indirmenin açılımı helikopter havadayken içindeki personelin iple yere iniş yapmasıdır. Ben de helikopterin birinde bu sistemin olduğunu, diğerine kuracağımı söyledim. Ayrıca helikopterleri kullanacak pilotlar ile teknisyenlerin listelerini de bana gösterdiler.
ÖRGÜT EVİNDE SON TOPLANTI
Yarbay Gül'e bu darbenin nasıl yapılacağını sorduğumda, Karacan ile kısa bir tereddüt yaşandıktan sonra birbirlerine bakarak 'bunu da götürelim' dediler. Daha sonra Yarbay Gül, Yarbay Karacan ve Kara Havacılık Haraket Eğitim Şube Müdürü Binbaşı Okan Kocakurt ile birlikte iki araç halinde Ostim'de bir site içerisindeki daireye gittik. Girdiğimiz evde isimlerini bilmediğim ama Özel Kuvvetler'den olduğunu tahmin etiğimi 4 kişi daha vardı. Halil Yarbay, odaya girdikten sonra 'sen otur çay iç, biz son koordinasyonu yapacağız' dedi.
MARMARİS PLANLARI DEĞİŞTİRDİ
Cumhurbaşkanının İstanbul'da alınması planlanmış ama Erdoğan Marmaris'e gidince bu plan bozulmuş. Plana göre İstanbul'da Cumhurbaşkanını SAT/SAS komandoları alacakmış ve bu ekip belliymiş. Ama Cumhurbaşkanı Marmaris'e gidince bu plan değişmemiş. Yeni planı ise odada bulunanlar şu şekilde sıraladı; SAT/SAS komandoları İstanbul'daki kışlalarından silah depolarındar silah çaldıktan sonra 4. Kara Havacılık Skorsky'leri ile İzmir Çiğli'ye gidecek. 3. Kara Havacılık Alayı'ndan 3 Cougar personel taşıyan helikopter de bu ekiple Çiğli'de buluşacak, ayrıca Çiğli'deki Cougar da bu ekibe dahil olacak. Yani 3 Skorksy ve 6 Cougar ile bir filo oluşacak. Yani 80-90 kişilik bir güç ile Cumhurbaşkanını almaya gidilecek. Kaldığı otelden bir şekilde rehin alanan Cumhurbaşkanı Milas üzerinden Çiğli'ye getirilecek.
ABD'LİLER NET KONUM VERECEKTİ
Cumhurbaşkanının yerinin tespit edilememesi halinde ise Amerikalılardan yer tespiti ve net konum tespiti ile ilgili olarak yardım alabileceklerini ve ayrıca 3-4 kişilik sivil kıyafetli bir ekibin Cumhurbaşkanını takip ettiklerini söylediler. Cumhurbaşkanını Milas'tan rehin aldıktan sonra Skorsky ile taşınacaktı. Bu esnada da Skorsky'nin yakıt ikmali Milas'ta yapılacaktı.
Cumhurbaşkanı'nı öldüreceklerdi
“Karşı bir operasyon olması durumunda ise Özel Kuvvetlerden olduğunu tahmin ettiğim şahıs, 'Cumhurbaşkanı'nı kimsenin ellerinden alamayacağını' söyledi. Bende bu konuşmalardan Cumhurbaşkanı'nı kurtarmak için yapılacak bir operasyonda bizim başarısız olmamamız durumunda onu rehin alan ekibin Cumhurbaşkanı'nı öldüreceğini anladım. Bu planları biz 14 Temmuz 2016'da gece saatlerinde konuştuk. Yapılan bu plan uygulamaya 16 Temmuz gece 3'te devreye girecekti. Herşey eş zamanlı başlayacaktı. Bu esnada Binbaşı Okan Kocakurt, özel kuvvetçi şahsa Çiğli'den sonra Cumhurbaşkanın nereye götürüleceğini sordu. Ama bir özel kuvvetçi şahıs 'orasını karıştırma' diyerek bilgi vermedi.
Evlerine baskın planı
Cuntacı Bolat, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın alınmasıyla ilgili de şu bilgileri verdi: “Hakan Fidan MİT lojmanlarındaki villasından alınacaktı. Bunun için de bir Skorksy ve 2 Cougar ile personel MİT'in içine indirilecek. Bu ekip Hakan Fidan'ı ikametinden alacaktı. Ama Fidan'in ikametinin bahçe kapısının iki metrelik demir kapı olduğunu, bu demir kapıyı saldırı helikopteri olan kobranın vuracağını, kapı açıldıktan sonra inen ekibin Fidan'ı rehin alacağı planı yapıldı. Karşı operasyon yapılması durumunda MİT içerisinde karşı operasyon yapanların vurulacağı söylendi. Efkan Ala'nın tespit edilen iki ikameti için karadan müdahele edilerek, ikametlerine yaklaşılacak. Nöbetçiler etkisiz hale getirilecek, silahlı çatışmaya girilerek Efkan Ala alınacak. Başbakan Binali Yıldırım'a yapılacak operasyona göre Başbakanlık Ofisi'ne karadan girilecek. Çatışmaya girilerek Başbakan alınacak ama bu planın ayrıntıları konuşulmadı."
Bizden olmayan herkesi vurun
Bolat şunları anlattı: “Televizyondan Genelkurmay Başkanı'nın kurtarıldığı haberini duyunca benim kafamda şimşekler çaktı, bu darbe olayının FETÖ'nün bir operasyonu olduğunu anladım ve tekrardan karargahıma döndüm. Bir hışımla 'siz ne yapıyorsunuz, hani Genelkurmay Başkanı işin başındaydı? Bakın kurtarıldı diyor' dedim ve ben orada bulunan herkese böyle bir saçma operasyonun içerisinde olmayacağını söyledim. Bu esnada da yarbay Özcan Karacan telsizden bizden olmayan herkesi vurun talimatını veriyordu. Ben hemen Bakım Tabur Komutanlığı Whatsapp grubuna, 'darbeyi kast ederek sakın bizden kimse bu işe karışmasın bu bizim savaşımız değil' şeklinde mesaj gönderdim. Sabah aydınlandığında darbecilerin Güvercinliği terk etmesi üzerine sivil kıyafetlerimizi giyerek kaçtık."
Ülkeyi yerle bir ederiz
Yarbay Bolat, darbeci hainlerin planlarını şöyle anlattı: “Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak ve Kurmay Başkanı Orgeneral İhsan Uyar ile birlikte askeri savcı, 15 Temmuz'da saat 18.00 sıralarında bakım taburuna gelerek, gece uçuşlarıyla ilgili şüpheli sorular yöneltti. Bu esnada Kara Kuvvetleri Komutanı alay binasının yanında çay içerken, Halil Gül Yarbay beni karargana çağırarak, 'Hadi başlıyoruz' dedi. Kurmay Başkanının odasında ise Kurmay Başkanı Mehmet Şahin, Okul Komutanı Tuğgeneral Ünsal Işık ve eski Kurmay Başkanı Albay Mustafa Durmuş'un olduğunu gördüm. Bunlara hitaben 'ne oluyor, darbeye başladınız mı, kaçıyor musunuz?' diye sorduğumda, Ünsal Işık Paşa, darbenin planlandığı gibi gittiğini söyledi. Ben de 'bu saatte belirlenen hedeflerin hiçbirisini alamazsınız, halk direnir, çok kan dökülür' dedim. Benim bu söylediklerim üzerine Mehmet Şahin, 'dönmek yok, sen ne diyorsun? Gerekirse Hava Kuvvetleri bu ülkeyi yarın yerle bir eder' dedi. Ünsal Paşa, Binbaşı Mehmet Semih Üskaya'nın getirdiği sarı zarfı açarak, 'işte sıkıyönetim emri, artık buradan çıkamazsın. Emirlerime uymayanı, derdest etme ve vurma yetkim var. Şimdi verilecek emirlere hazır ol' dedi."
Baş teröristi ziyaret ettiler
1991 yılında üniversite sınavına hazırlanırken FETÖ'nün dershanelerine gittiğini, İTÜ Elektrik ve Elektronik Bölümü'nü kazandığı, üniversite yıllarında ise örgüt evlerinde kaldığını anlattı. Bu sırada sınavlara tekrar hazırlandığı ve 1992 yılında Kara Harp Okulu'nu kazandığını kaydeden Bolat, şu ifadeleri kullandı: “Harp Okulu'na gittikten sonra kaldığım evin abisi beni Ö.C. ile tanıştırdı. Ö.C., piyade okulda okuduğum sırada FETÖ'cü olarak bildiğim bazı isimlerle tanıştırarak, onlarla birlikte hareket etmemi söyledi. Bu isimlerden Albay Bahadır E., 1997 yılında Fetullah Gülen'i ziyarete gideceklerini söyledi ve benimde gelmemi istedi. Ama ben gitmedim. 1997'de kursun bitmesine yakın şu an evli bulunduğum eşim olan aynı zamanda Bahadır E.'nin kuzeni ile tanıştım. Bahadır E. kuzeni cemaatçi olmadığı için evlenmeme karşı çıktı, beni cemaatin içinden birisiyle evlendirmek istiyorlardı. Ben Bahadır E.'nin ısrarlarına rağmen cemaatçi bir kızla evlenmediğim için Harp Akademisi sınavlarına girdiğimde kazanamayacağımı ve kurmay olamayacağımı söyledi. Ben sınava girmedim ve onlarla irtibatı kestim."
Acil koduyla aranıyorlar
Marmaris'te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kaldığı otele saldırdıktan sonra kaçan ve 12 gündür aranan 11 askerin kimlikleri belirlendi. Bu askerlerden 10'unun fotoğrafları, aramaya katılan bölgedeki tüm birimlere 'acil' koduyla dağıtıldı. Bu askerlerin, Şükrü Seymen, İsmail Yiğit, Mustafa Serdar Özay, Muammer Gözübüyük, Ergün Şahin, Murat Köse, Burkay Karatepe, Mehmet Demir, Enes Yılmaz ve Muhammet Burak İpek olduğu belirlendi. Erdoğan'ın kaldığı otele saldırdıktan sonra kaçan, 10 günlük takip sonrasında yakalanan Binbaşı Taner Berber, Astsubay İlyas Yaşar, Astsubay Gökhan Güçlü'nün yakalanma anına ait fotoğraflar ortaya çıktı.
Yaverin paralel zarf oyunu
Özel Kuvvetleri Komutanlığı'nda görevli Piyade Yarbay Emin Güven, darbe girişimi gecesi Marmaris'te bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a suikast girişiminin detaylarını anlattı. Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'da yapılan plana Erdoğan'ın Başyaveri Ali Yazıcı, Muhafız Alay Komutanı ve Kurmay Albay Fırat Alakuş son şeklini verdi. Güven ifadesinde şunları söyledi: “15 Temmuz saat 15.30 sularında Muhafız Alayı'na ulaştık. Muhafız Alay Komutanı ve Ali Yazıcı sivildi. Masanın üzerinde otel ya da tatil köyü olabileceğini değerlendirdiğim üzerinde Marmaris yazılı olan coğrafi analiz sistemi uydu görüntüleri ve planlar vardı. Cumhurbaşkanı'nın olması muhtemel yerler haritada işaretlenmişti. Ali Yazıcı'nın görevi Marmaris'e giderek Cumhurbaşkanı'nın yerini tespit etmek ve koordinatlarını Kurmay Albay Fırat Alakuş'a bildirmekti."
BENDEN ŞÜPHELENMEZ
Güven'in ifadesine göre Cumhurbaşkanı'nın yeri tespit edilemezse B planı devreye sokulacaktı. Güven de bununla ilgili şu ifadeyi verdi: “Yazıcı 'Ben Cumhurbaşkanı'nın yanına gider yerini öğrenirim. Benden şüphelenmezler' dedi. Ali Yazıcı 'Eğer yerini öğrenmekte sıkıntı yaşarsam, Cumhurbaşkanı'nı arar, Genelkurmay Başkanı'nın beni aradığını, içinde paralel yapıyla ilgili çok önemli bilgilerin bulunduğu bir zarfın size ulaştırılmasını istediğini söylerim. Bu bahaneyle Cumhurbaşkanı'nın yerini tespit edebiliriz' ifadesini kullandı. Bu amaçla boş zarf bile hazırlanmıştı."
DARBEYİ MERMİYLE ANLATTI
1-16 Temmuz arasında izne ayrıldım. Alay Komutanı Albay Fevzi Okka ile Yardımcısı Yarbay Halil Gül beni arayarak iznimi yarıda kesmemi istedi. Ancak ben tatilimi bölemeyeceğimi söyledim. En son yaptığım görüntülü konuşmada ise Gül, elinle sus işareti yaparak, dudak hareketleri ile 'durum çok ciddi' dedi ve bana 9 mm çapında mermi gösterdi. O zaman ciddi bir şey anlatmaya çalıştığını anladım. 13 Temmuz günü mesaiye başladım. Saat 07.45 sıralarında Gül beni arayarak, Yarbay Özcan Karacan ile birlikte beklediğini söyledi. Gittiğimde masada birlikte oturuyorlardı. “Nedir konu?' diye sorduğumda, Gül, 'sence ne olabilir?' diye karşılık verdi. Ben de 'bu kadar ciddi olduğuna göre şakayla 'darbe filan mı yapıyorsunuz?' dedim. 'Aynen öyle' dedi. Karacan bana hitaben 'sarardı Yunan Heykeli gibi adam' dedi. Ben hala ciddi olabileceklerini düşünmedim, 'nasıl olacak peki' dediğimde ise 'sen şimdilik olacağını bil, gerisini daha sonra öğrenirsin' yanıtını verdiler.
PİLOTLARI BELİRLEDİLER
14 Temmuz günü tekrar bu konuyu konuştuk. Saldırı helikopterleri için mühimmat meselesini hallettiklerini söylediler. Ben de bu sırada 'Skorsky için mühimmat olarak Bixi mühimmatı mı alacaksınız?' diye sorduğumda onlar da bana, 'Kara Havacılık Okul Komutanının darbe günü Kara Havacılığın başında olacak ve mühimmat işini halledecek' dediler. Yarbay Gül ve Karacan benden de üç şey istediler. İlk olarak MİT Başkanlığı'na hava indirme harekatını benim yapmamı söylediler. Ben de bu fiili uçuş görevini kabul etmedim. İkinci olarak ise darbenin yapılacağı gün helikopterleri dışarıda bırakmamı istediler. Normalde helikopterler hangarda durur. Ben de kendilerine helikopterleri dışarıda bırakacağımı söyledim. Üçüncü olarak ise Skorsky helikoptere hızlı indirme teşkilatı kurmamı istediler. Yani bu hızlı indirmenin açılımı helikopter havadayken içindeki personelin iple yere iniş yapmasıdır. Ben de helikopterin birinde bu sistemin olduğunu, diğerine kuracağımı söyledim. Ayrıca helikopterleri kullanacak pilotlar ile teknisyenlerin listelerini de bana gösterdiler.
ÖRGÜT EVİNDE SON TOPLANTI
Yarbay Gül'e bu darbenin nasıl yapılacağını sorduğumda, Karacan ile kısa bir tereddüt yaşandıktan sonra birbirlerine bakarak 'bunu da götürelim' dediler. Daha sonra Yarbay Gül, Yarbay Karacan ve Kara Havacılık Haraket Eğitim Şube Müdürü Binbaşı Okan Kocakurt ile birlikte iki araç halinde Ostim'de bir site içerisindeki daireye gittik. Girdiğimiz evde isimlerini bilmediğim ama Özel Kuvvetler'den olduğunu tahmin etiğimi 4 kişi daha vardı. Halil Yarbay, odaya girdikten sonra 'sen otur çay iç, biz son koordinasyonu yapacağız' dedi.
MARMARİS PLANLARI DEĞİŞTİRDİ
Cumhurbaşkanının İstanbul'da alınması planlanmış ama Erdoğan Marmaris'e gidince bu plan bozulmuş. Plana göre İstanbul'da Cumhurbaşkanını SAT/SAS komandoları alacakmış ve bu ekip belliymiş. Ama Cumhurbaşkanı Marmaris'e gidince bu plan değişmemiş. Yeni planı ise odada bulunanlar şu şekilde sıraladı; SAT/SAS komandoları İstanbul'daki kışlalarından silah depolarındar silah çaldıktan sonra 4. Kara Havacılık Skorsky'leri ile İzmir Çiğli'ye gidecek. 3. Kara Havacılık Alayı'ndan 3 Cougar personel taşıyan helikopter de bu ekiple Çiğli'de buluşacak, ayrıca Çiğli'deki Cougar da bu ekibe dahil olacak. Yani 3 Skorksy ve 6 Cougar ile bir filo oluşacak. Yani 80-90 kişilik bir güç ile Cumhurbaşkanını almaya gidilecek. Kaldığı otelden bir şekilde rehin alanan Cumhurbaşkanı Milas üzerinden Çiğli'ye getirilecek.
ABD'LİLER NET KONUM VERECEKTİ
Cumhurbaşkanının yerinin tespit edilememesi halinde ise Amerikalılardan yer tespiti ve net konum tespiti ile ilgili olarak yardım alabileceklerini ve ayrıca 3-4 kişilik sivil kıyafetli bir ekibin Cumhurbaşkanını takip ettiklerini söylediler. Cumhurbaşkanını Milas'tan rehin aldıktan sonra Skorsky ile taşınacaktı. Bu esnada da Skorsky'nin yakıt ikmali Milas'ta yapılacaktı.
Cumhurbaşkanı'nı öldüreceklerdi
“Karşı bir operasyon olması durumunda ise Özel Kuvvetlerden olduğunu tahmin ettiğim şahıs, 'Cumhurbaşkanı'nı kimsenin ellerinden alamayacağını' söyledi. Bende bu konuşmalardan Cumhurbaşkanı'nı kurtarmak için yapılacak bir operasyonda bizim başarısız olmamamız durumunda onu rehin alan ekibin Cumhurbaşkanı'nı öldüreceğini anladım. Bu planları biz 14 Temmuz 2016'da gece saatlerinde konuştuk. Yapılan bu plan uygulamaya 16 Temmuz gece 3'te devreye girecekti. Herşey eş zamanlı başlayacaktı. Bu esnada Binbaşı Okan Kocakurt, özel kuvvetçi şahsa Çiğli'den sonra Cumhurbaşkanın nereye götürüleceğini sordu. Ama bir özel kuvvetçi şahıs 'orasını karıştırma' diyerek bilgi vermedi.
Evlerine baskın planı
Cuntacı Bolat, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın alınmasıyla ilgili de şu bilgileri verdi: “Hakan Fidan MİT lojmanlarındaki villasından alınacaktı. Bunun için de bir Skorksy ve 2 Cougar ile personel MİT'in içine indirilecek. Bu ekip Hakan Fidan'ı ikametinden alacaktı. Ama Fidan'in ikametinin bahçe kapısının iki metrelik demir kapı olduğunu, bu demir kapıyı saldırı helikopteri olan kobranın vuracağını, kapı açıldıktan sonra inen ekibin Fidan'ı rehin alacağı planı yapıldı. Karşı operasyon yapılması durumunda MİT içerisinde karşı operasyon yapanların vurulacağı söylendi. Efkan Ala'nın tespit edilen iki ikameti için karadan müdahele edilerek, ikametlerine yaklaşılacak. Nöbetçiler etkisiz hale getirilecek, silahlı çatışmaya girilerek Efkan Ala alınacak. Başbakan Binali Yıldırım'a yapılacak operasyona göre Başbakanlık Ofisi'ne karadan girilecek. Çatışmaya girilerek Başbakan alınacak ama bu planın ayrıntıları konuşulmadı."
Bizden olmayan herkesi vurun
Bolat şunları anlattı: “Televizyondan Genelkurmay Başkanı'nın kurtarıldığı haberini duyunca benim kafamda şimşekler çaktı, bu darbe olayının FETÖ'nün bir operasyonu olduğunu anladım ve tekrardan karargahıma döndüm. Bir hışımla 'siz ne yapıyorsunuz, hani Genelkurmay Başkanı işin başındaydı? Bakın kurtarıldı diyor' dedim ve ben orada bulunan herkese böyle bir saçma operasyonun içerisinde olmayacağını söyledim. Bu esnada da yarbay Özcan Karacan telsizden bizden olmayan herkesi vurun talimatını veriyordu. Ben hemen Bakım Tabur Komutanlığı Whatsapp grubuna, 'darbeyi kast ederek sakın bizden kimse bu işe karışmasın bu bizim savaşımız değil' şeklinde mesaj gönderdim. Sabah aydınlandığında darbecilerin Güvercinliği terk etmesi üzerine sivil kıyafetlerimizi giyerek kaçtık."
Ülkeyi yerle bir ederiz
Yarbay Bolat, darbeci hainlerin planlarını şöyle anlattı: “Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak ve Kurmay Başkanı Orgeneral İhsan Uyar ile birlikte askeri savcı, 15 Temmuz'da saat 18.00 sıralarında bakım taburuna gelerek, gece uçuşlarıyla ilgili şüpheli sorular yöneltti. Bu esnada Kara Kuvvetleri Komutanı alay binasının yanında çay içerken, Halil Gül Yarbay beni karargana çağırarak, 'Hadi başlıyoruz' dedi. Kurmay Başkanının odasında ise Kurmay Başkanı Mehmet Şahin, Okul Komutanı Tuğgeneral Ünsal Işık ve eski Kurmay Başkanı Albay Mustafa Durmuş'un olduğunu gördüm. Bunlara hitaben 'ne oluyor, darbeye başladınız mı, kaçıyor musunuz?' diye sorduğumda, Ünsal Işık Paşa, darbenin planlandığı gibi gittiğini söyledi. Ben de 'bu saatte belirlenen hedeflerin hiçbirisini alamazsınız, halk direnir, çok kan dökülür' dedim. Benim bu söylediklerim üzerine Mehmet Şahin, 'dönmek yok, sen ne diyorsun? Gerekirse Hava Kuvvetleri bu ülkeyi yarın yerle bir eder' dedi. Ünsal Paşa, Binbaşı Mehmet Semih Üskaya'nın getirdiği sarı zarfı açarak, 'işte sıkıyönetim emri, artık buradan çıkamazsın. Emirlerime uymayanı, derdest etme ve vurma yetkim var. Şimdi verilecek emirlere hazır ol' dedi."
Baş teröristi ziyaret ettiler
1991 yılında üniversite sınavına hazırlanırken FETÖ'nün dershanelerine gittiğini, İTÜ Elektrik ve Elektronik Bölümü'nü kazandığı, üniversite yıllarında ise örgüt evlerinde kaldığını anlattı. Bu sırada sınavlara tekrar hazırlandığı ve 1992 yılında Kara Harp Okulu'nu kazandığını kaydeden Bolat, şu ifadeleri kullandı: “Harp Okulu'na gittikten sonra kaldığım evin abisi beni Ö.C. ile tanıştırdı. Ö.C., piyade okulda okuduğum sırada FETÖ'cü olarak bildiğim bazı isimlerle tanıştırarak, onlarla birlikte hareket etmemi söyledi. Bu isimlerden Albay Bahadır E., 1997 yılında Fetullah Gülen'i ziyarete gideceklerini söyledi ve benimde gelmemi istedi. Ama ben gitmedim. 1997'de kursun bitmesine yakın şu an evli bulunduğum eşim olan aynı zamanda Bahadır E.'nin kuzeni ile tanıştım. Bahadır E. kuzeni cemaatçi olmadığı için evlenmeme karşı çıktı, beni cemaatin içinden birisiyle evlendirmek istiyorlardı. Ben Bahadır E.'nin ısrarlarına rağmen cemaatçi bir kızla evlenmediğim için Harp Akademisi sınavlarına girdiğimde kazanamayacağımı ve kurmay olamayacağımı söyledi. Ben sınava girmedim ve onlarla irtibatı kestim."
Acil koduyla aranıyorlar
Marmaris'te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kaldığı otele saldırdıktan sonra kaçan ve 12 gündür aranan 11 askerin kimlikleri belirlendi. Bu askerlerden 10'unun fotoğrafları, aramaya katılan bölgedeki tüm birimlere 'acil' koduyla dağıtıldı. Bu askerlerin, Şükrü Seymen, İsmail Yiğit, Mustafa Serdar Özay, Muammer Gözübüyük, Ergün Şahin, Murat Köse, Burkay Karatepe, Mehmet Demir, Enes Yılmaz ve Muhammet Burak İpek olduğu belirlendi. Erdoğan'ın kaldığı otele saldırdıktan sonra kaçan, 10 günlük takip sonrasında yakalanan Binbaşı Taner Berber, Astsubay İlyas Yaşar, Astsubay Gökhan Güçlü'nün yakalanma anına ait fotoğraflar ortaya çıktı.
Yaverin paralel zarf oyunu
Özel Kuvvetleri Komutanlığı'nda görevli Piyade Yarbay Emin Güven, darbe girişimi gecesi Marmaris'te bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a suikast girişiminin detaylarını anlattı. Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'da yapılan plana Erdoğan'ın Başyaveri Ali Yazıcı, Muhafız Alay Komutanı ve Kurmay Albay Fırat Alakuş son şeklini verdi. Güven ifadesinde şunları söyledi: “15 Temmuz saat 15.30 sularında Muhafız Alayı'na ulaştık. Muhafız Alay Komutanı ve Ali Yazıcı sivildi. Masanın üzerinde otel ya da tatil köyü olabileceğini değerlendirdiğim üzerinde Marmaris yazılı olan coğrafi analiz sistemi uydu görüntüleri ve planlar vardı. Cumhurbaşkanı'nın olması muhtemel yerler haritada işaretlenmişti. Ali Yazıcı'nın görevi Marmaris'e giderek Cumhurbaşkanı'nın yerini tespit etmek ve koordinatlarını Kurmay Albay Fırat Alakuş'a bildirmekti."
BENDEN ŞÜPHELENMEZ
Güven'in ifadesine göre Cumhurbaşkanı'nın yeri tespit edilemezse B planı devreye sokulacaktı. Güven de bununla ilgili şu ifadeyi verdi: “Yazıcı 'Ben Cumhurbaşkanı'nın yanına gider yerini öğrenirim. Benden şüphelenmezler' dedi. Ali Yazıcı 'Eğer yerini öğrenmekte sıkıntı yaşarsam, Cumhurbaşkanı'nı arar, Genelkurmay Başkanı'nın beni aradığını, içinde paralel yapıyla ilgili çok önemli bilgilerin bulunduğu bir zarfın size ulaştırılmasını istediğini söylerim. Bu bahaneyle Cumhurbaşkanı'nın yerini tespit edebiliriz' ifadesini kullandı. Bu amaçla boş zarf bile hazırlanmıştı."