Kendilerini Kanadalı sanan iki kardeş, aslında Sovyetler Birliği tarafından gönderilen iki Rus ajanın çocukları olduklarını öğrendi. Putin’in madalya taktığı çiftin hikâyesi filmleri aratmıyor

Kanada'da doğup büyüyen Alex ve Tim Foley, anne ve babalarının Rusya'ya çalışan birer ajan olduğunu nasıl öğrendiklerini, İngiltere merkezli Guardian gazetesine anlattı.

Aslında Rus olduklarını öğrenen kardeşlerin hayat hikayesi, duyanları hayrete düşürüyor. 2010 yılının temmuz ayında, ABD'nin Boston şehrindeki evlerine baskın düzenlenen iki kardeş, anne ve babaları FBI ajanları tarafından tutuklandığında "Bu işte bir yanlışlık olduğundan eminiz" diye düşündü. Ancak soruşturma ilerleyip basına yansıdığında, ebeveynlerinin gerçek isimlerinin Donald Heathfield ve Tracey Foley değil, Andrei Bezrukov ve Elena Vavilova olduğunu öğrendiler.

Bezrukov ve Vavilova, Sovyetler Birliği tarafından 1980'li yıllarda Kanada'ya gönderilmiş, burada bir hayat kurmaları istenmişti. İstihbarat servisi KGB'nin eğittiği çift, Sovyetler'in yıkılmasına aldırmamış, uzun yıllar boyunca Moskova'ya bilgi ve analiz uçurmaya devam etmişti.

Çiftin, 1990 ve 1994 yıllarında Tim ve Alex ismini verdikleri iki çocuğu oldu. Deneyimli ajanlar, sahte kimliklerini çocuklarına bile açıklamadı. Donald kurmaca adıyla yaşayan Bezrukov'un, Harvard Üniversitesi'nde iş bulmasıyla aile Boston'a taşındı. Burada FBI tarafından deşifre olan 8 Rus ajanıyla birlikte tutuklandılar. 10 Rus casus, kısa bir yargı sürecinin ardından Rusya'nın tutukladığı Batılı ajanlarla takas edilmek üzere Moskova'ya gönderildi.

Anne ve babaları, Rusya Devlet Başkanı Vldamir Putin tarafından karşılanıp madalyaya layık görülürken, Alex ve Tim, hiç bilmedikleri bir ülkede yaşamak zorunda kaldı. Üstelik kendilerini Kanadalı olarak hisseden kardeşler Kanada'da oturma izni de alamıyorlardı. Guardian gazetesine konuşan ikili, ülkelerine dönmek için yasal süreç başlattıklarını söyledi.

'James Bond hemen yakalanırdı'

Bezurkov 2012'deki bir röportajında "En iyi istihbarat, rakibinizin dün ne düşündüğünü değil, yarın ne düşüneceğini anlamaktır. Eğer James Bond'luk yapmaya çalışırsan ancak yarım gün dayanırsın" demişti.