GÜNCEL
"Hepsi bir araya gelse bir AK Parti eder mi"
-
Başbakan Davutoğlu, "CHP 4 dakika ülke yönetiminde bulunsa birbirleriyle mücadele etmekten milletin yüzüne bakamaz. Daha siz Şişli'yi bile idare edemiyorsunuz" diye konuştu.
RİZE AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Kapalı Spor Salonu’nda düzenlenen AK Parti Rize 5. Olağan İl Kongresi’nde partililere hitap etti.
Rize’nin insanlarının her zaman başını dik tuttuğunu, bunun en güzel örneğinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu ifade eden Davutoğlu, "Nasıl Rize’nin dağları, Karadeniz’in dalgaları hiçbir güç karşısında eğilmemişse, durmamışsa biz de bu yolda hiçbir güç karşısında eğilmeyiz, durmayız inşallah" diye konuştu.
Rize’nin ilçelerini tek tek sayarak, vatandaşlara selam gönderen Davutoğlu, "Sayın Cumhurbaşkanımız ne kadar Rizeliyse o kadar da Konyalıdır. Ben de ne kadar Konyalıysam o kadar da Rizeliyim inşallah" ifadesini kullandı.
Davutoğlu, Rize’nin AK Parti için her zaman baş taçı olduğunu, Rize’nin de AK Parti’ye her zaman en yüksek desteği verdiğini, haziran ayında yapılacak seçimlerde de Rize’den yine rekor beklediklerini dile getiren Davutoğlu, Rizelilerin, AK Parti’nin siyaset sahnesinde yaşadığı zorlukları, engellemeleri en iyi bilenlerden olduğunu söyledi.
AK Parti Genel Başkanlığı görevini, Erdoğan’dan devraldığında gözünün önüne Erdoğan’ı Pınarhisar cezaevinde ziyaret ettiği günün geldiğini anlatan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Allah şahit ki ne o ne de ben yıllar sonra bir büyük emaneti birbirimize tevdi edeceğimizi düşünmemiştik. Ama o hapishanenin görüşme odasından, o emaneti birbirine tevdi eden ve o emaneti taşıma kararlılığını gösteren iki kardeş, iki dava arkadaşı çıktı. Allah’a hamd-ü senalar olsun. Pınarhisar’da o görüşmemizde, dışarıda yazılan şuydu: 'Muhtar bile olamaz'. Onların muhtar bile olamaz dediği yiğit adam Cumhurbaşkanı oldu mu? Demek ki milletin kararını manşetler vermiyor, demek ki birileri perde arkasında toplantılar yaparak, kumpaslar yaparak kaderi belirleyemiyor. 'Kaderin üstünde kader var' diye inanan bizler kaderimizi Rabbimize, geleceğimizi milletimize emanet ettik."
AK Parti’nin kuruluşu ve iktidara gelme sürecinde yaşananları anlatan Davutoğlu, tüm engellemelere, yasaklamalara rağmen AK Parti’nin başarıyla yoluna devam ettiğini, kendisinin de yaklaşık 7 yıl başdanışman olarak Erdoğan ile tüm süreçleri yaşadığını dile getirdi.
Davutoğlu, AK Parti’nin girdiği seçimlerde aldığı başarıları hatırlatarak, milletten başka hiçbir güç odağının AK Parti’nin çalışmalarını engelleyemeyeceğini belirtti. Davutoğlu, şöyle devam etti:
"2011 seçimlerinden sonra engelleyemedikleri hareketi başka provokasyonlarla engellemeye çalışıyorlar. Gezi provokasyonları… 8-10 ağacın bir yerden bir yere taşınması için ülkeyi kaosa sürükleyen o provokatörler, Yalova’da asırlık çınarlar kesildiğinde seslerini çıkarabildiler mi? Çünkü mesele, tam da onların dediği gibi, ağaç meselesi değildi. Mesele milletten güç alan bir iktidara darbe yapma, milletten güç alan bir hükümeti bulunduğu makamdan uzaklaştırma çabasıydı. Engelleyebildiler mi, hedeflerine ulaşabildiler mi? Ulaşamadılar. Çünkü Sayın Cumhurbaşkanımız ve AK Parti kadrolarının arkasında sadece millet vardı. Sadece Allah’a ve millete güvenerek yola çıkmıştı.
Gezi olaylarında başarılı olamayınca 17 Aralık ve 25 Aralık provokasyonları başladı. Bu sefer başka bir maskeyle, dini görünüm altında olan bir paralel çeteyle bu işe yeltendiler. Bu çete üzerinden halkın iradesiyle iş başına gelmiş hükümeti yerinden etmeye çalıştılar ve yargı adına aynen 27 Mayıs darbesi gibi ileride bir utanç belgesi olacak şekilde görevini sürdürmekte olan bir Başbakan için 'dönemin başbakanı' diye iddianame hazırladılar. O kadar emindiler ki bu tuzaktan sonra Başbakanımızı yerinden edecekler ve kendi istedikleri tür bir yönetim kuracaklar. Onlar kapalı kapılar ardında bu tuzakları kurarken, bu milletin aziz fertleri alnı secdede bu parti ve lider için dua ediyordu, hesap edemedikleri oydu. Onlar bedduaların arkasına saklanırken zillet içinde, vatandan uzakta bir diyarda vatan aleyhine beddualar yaparken alnı secdedeki aziz milletimiz AK Parti ve Sayın Cumhurbaşkanımız için dualar ediyorlardı. Durduramadılar, engelleyemediler 30 Mart’ta halk gerekli mesajı verdi."
Aynı güçlerin, 30 Mart seçimlerinin ardından Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olmasını engellemeye çalıştığını belirten Davutoğlu, "Her türlü oyunu, her türlü tuzağı kurdular. Yetmedi bütün partiler bir araya geldi ve çatı aday çıkardılar. Onlar çatı aday çıkartırken, çatı adayla uğraşırken biz sadece ve sadece milletin kendisiyle iletişime geçtik ve milletin kendisiyle yol yürüme kararlılığını gösterdik" diye konuştu.
"Eğer hukuk devleti varsa bırakın, bu yargı süreci işlesin"
Davutoğlu, tuzaklar, kirli oyunlar karşısında 2015 Haziran'daki seçimlerde Rizelilerin en az yüzde 80 ile "yeter söz de karar da milletindir" diyeceğini söyledi.
Rize'nin geçmişte çok büyük hizmetler aldığını belirten Başbakan Davutoğlu, gelecekte de büyük hizmetler göreceğini kaydetti.
Davutoğlu, şimdiye kadar her zaman manipülasyon ve aldatmacayla kamuoyunun yanıltılmaya çalışıldığını vurgulayarak, 14 Aralık'ta yargının işlettiği sürece itiraz edilirken "gazeteciler tutuklanıyor" denildiğinin altını çizdi.
İstanbul merkezli "paralel yapı" soruşturmasıyla ilgili olarak Avrupa Birliği'nden gelen açıklamayı eleştiren Başbakan Davutoğlu, şunları söyledi:
"Pazar günü herkes tatildeyken başka bir konu olsa karar alması haftalarca sürecek olan Avrupa Birliği, pazar günü daha olayın aslını bilmeden, araştırmadan hemen Türkiye'yi kınayan açıklamalar yaptı çünkü içeride ve dışarıda yürütülen kampanya açık. Eğer yargı, bu çetelere dokunuyorsa hemen yargısal sürece müdahale edilmesi isteniyor. Eğer hukuk devleti varsa bırakın, bu yargı süreci işlesin. Kimse gazetecilik ve yaptığı basın görevi dolayısıyla şu anda soruşturma altında değildir. Ama bir çete, basın üzerinden de örgütlenerek yine emniyet ve yargıdaki araçlarıyla mazlum ve mağdur bir başka topluluk üzerine kumpas kurmuşsa, onların yaptığı yasal faaliyetlerin ötesinde, onları bir terör örgütü gibi gösterip, koydukları bazı silahlarla, el bombalarıyla o masum insanları 17 ay mahkum etmişlerse ve onlar da bu konuda bir şikayette bulunmuşsa, bu şikayeti yapmak yargının bir görevidir. Bu, hükümetin veya herhangi bir siyasinin müdahil olduğu bir konu değildir. Aksine insan hakları açısından mağdur edilmiş, vatandaşlarımızdan gelen bir şikayetin yargı tarafından takip edilmesidir."
"Dünyaya şikayet edenler bilsinler ki..."
Davutoğlu, İstanbul merkezli "paralel yapı" soruşturmasının hemen saptırıldığına dikkati çekerek, "Sanki basına dönük bir operasyon yapılıyormuş gibi bunu, dünyaya şikayet edenler ve bu şikayet üzerinden Türkiye'yi dışarıda mahkum etmek isteyenler bilsinler ki; Türkiye her açıdan özgürlükler ülkesidir, demokratik özgürlüklerin korunduğu bir ülke olmaya devam edecektir. Bu özgürlükler de AK Parti iktidarları döneminde sağlanmış ve teminat altına alınmıştır. Ama yine bilsinler ki basın mensupları da dahil olmak üzere, toplumda hiç kimse hesap vermez konumda değildir, herkes yaptıklarının hesabını vermek durumundadır. Türkiye'de milli iradeye karşı yapılan her tuzağın, her kumpasın hesabı sorulacaktır" değerlendirmesinde bulundu.
Yargı ya da emniyette örgütlenmeler suretiyle diğer vatandaşların haklarını gasp edenlerden bunun hesabının sorulacağını belirten Davutoğlu, bu kararlılıkla yola devam edeceklerini dile getirdi.
Davutoğlu, "Kimse milli iradeyi gölgede bırakacak şekilde bir faaliyet içerisine giremeyecek, buna hiçbir şekilde izin vermeyeceğiz" dedi.
''Bu topraklarda hiçbir zulme izin vermeyeceğiz''
Rize'nin başı dik, vakur bir şehir olduğunu belirten Davutoğlu, tek parti döneminde, 14 Aralık 1925'te, sadece şapka giymedi diye 8 Rizelinin idam edildiğini hatırlattı.
Davutoğlu, Şair Arif Ay'ın "Başımızı göğe, boynumuzu ipe, sakallarımızı yele verdik, biz ölümlerden çok zulüm gördük" dizelerini okuyarak, ''Şimdi her türlü baskıyı geçmişte yaptılar ama ne Rizelilerin ne de aziz milletimizin başını öne eğdiremediler, eğdiremeyecekler" diye konuştu.
Gençlerden o günleri unutmamalarını isteyen Davutoğlu, şöyle devam etti:
"İşte o zor günlerde Fatih dersiamı Yusuf Karali Hoca, Kıbledağı'ndan Yusuf Yılmaz Hoca... Selam olsun o ilim irfan sahibi hocalara ki bütün o zorluk dönemlerinde, baskı dönemlerinde, Rize'nin dağlarında, yaylalarında imanın bayraktarlığını yaptılar, Rizeliler de bugün o bayraktarlığı en iyi şekilde, en onurlu şekilde sürdürüyorlar. Allah Rize'den, Rizelilerden razı olsun. Rahmetle anıyorum benim de yakın dostum İsmail Bey, Mustafa Kara ve Hüseyin Kara'nın babası Kutuz Hocaefendi rahmetli. Cenazesinde bulunma şerefine nail olmuştum, Mehmet Kara Hocaefendi'nin. Ezanın aslına döndüğü günü anlatırken, öylesine dokunaklı bir şekilde anlatıyor ki cemaatin nasıl fevç fevç camiye doğru yürüdüğünü, şükür duaları ettiklerini. Allah rahmet eylesin. Bir daha bu Ezan-ı Muhammediyi bu semalardan hiçbir zaman eksik etmesin."
Kutuz Hoca ve diğer hocaların emanetini devraldıklarını anlatan Davutoğlu, "Bir daha bu topraklarda inancı, örfü, düşüncesi dolayısıyla hiçbir vatandaşımızın, hiçbir kardeşimizin tahkir edilmesine, başını öne eğdirmesine sebep olacak hiçbir zulme izin vermeyeceğiz" şeklinde konuştu.
Davutoğlu, CHP zihniyetinin, tek parti döneminde yapılan zulümlerle, yakın dönemde, 28 Şubat döneminde yapılan zulümlerle hesaplaşmak zorunda olduğunu vurguladı.
''Ölümle de bitmez"
Başbakan Davutoğlu, AK Parti kadrolarının iktidara geldikleri günden beri bir yandan tüm tuzaklara karşı omuz omuza durduklarını, birlik ve beraberliklerini koruduklarını, diğer taraftan da yeni bir Türkiye inşa ettiklerini anlattı.
Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olmasının ardından AK Parti içinde huzursuzluk çıkacağı beklentisinde olanların bulunduğunu belirten Davutoğlu, şunları kaydetti:
"İşte bakınız, 3 ayı aşkın zaman geçti Aziz Rizeliler, tek bir gönül kırıcı süreç ya da söz sarf edilmedi. AK Parti kadrolarının farkı budur. Biz istişare eder, karar verir ve yola çıktığımızda bütün zorluklar karşısında omuz omuza dururuz.
Sayın Kılıçdaroğlu, bütçe görüşmesinde o dar aklıyla, o küçük hesapla Sayın Cumhurbaşkanımızla benim arama kendince bir görüş farkı veya fitne sokmaya çalıştı. Orada söylediğimi bir kez daha Sayın Cumhurbaşkanımızı bağrından çıkaran Rizelilelerin huzurunda söylüyorum. Bizim Sayın Cumhurbaşkanımızla ilişkimiz, dava arkadaşlığımız, siyasetle başlamadı, siyasetle bitmez, ölümle de bitmez. Bu, dünya ahiret kardeşlik davasıdır."
Davutoğlu, "Aziz Rizeliler, emin olun, zikrettiğiniz bütün o beldelerde, o mazlumlar, Filistin'de, Myanmar'da, Somali'de, dünyanın her bir köşesinde bu al bayrağı, dalgalandırdığınız bu al bayrağı, kendi bayrakları, kendi istiklal sembolleri olarak görüyorlar. Aramızdaki fark bu" değerlendirmesinde bulundu.
''Daha siz Şişli'yi bile idare edemiyorsunuz''
Bir tarafta olağanüstü kongreden sonra, Rize'de olduğu gibi tam bir demokrasi şöleni halinde kongreler yapan AK Parti kadroları olduğunu, diğer taraftan Şişli Belediyesinde olduğu gibi birbirini tehdit eden, birbirine hakaret eden, birbirini kamuoyunda aşağılayan bir CHP zihniyeti bulunduğunu ifade eden Davutoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
''Gitsinler kendi evlerini önce düzene koysunlar. Hatırlarsanız Kılıçdaroğlu bir şey demişti bundan bir ay önce 'Biz de Türkiye'yi idare edebiliriz, nasıl büyük şehirleri idare etmişsek geçmişte biz de idare edebiliriz'. Allah muhafaza bu millet Kılıçdaroğlu'na değil 4 yıl 4 dakika bile bu ülkeyi emanet etmez, vermez. Düşünün, Şişli'de yaşananlardan sonra 4 dakika, bu ülke yönetiminde bulunsalar, birbirlerini tehdit ederler, birbirlerinin koltuklarına göz dikerler, birbirleriyle mücadele etmekten milletin yüzüne bakamazlar. Daha siz Şişli'yi bile idare edemiyorsunuz. Bırakın İstanbul'u, bırakın Türkiye'yi, Şişli'yi bile idare edemeyenler, nasıl milletin huzuruna çıkarlar, nasıl bir siyasi hareket gibi milletten oy isteyebilirler?"
"Hepsi bir araya gelse bir AK Parti eder mi"
CHP'nin son dönemde aslında kendi içinde yaşadığı her bir çalkantıyla bir siyaset dersi oluşturduğunu ifade eden Davutoğlu, partinin farklı düşüncelere sahip olduğu için bir milletvekilini ihraç ettiklerini hatırlattı.
Başbakan Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:
''Bakın bir CHP milletvekili bir itirafta bulundu ve 'Biz geçmişte bu cemaatle işbirliği yapmaktan dolayısıyla hata ettik' dedi. Aslında bir itirafta bulundu. Son 1,5 yıldır bu topraklarda milli iradeden ümidini kesmiş olan bütün siyasi partiler, bir şekilde kirli oyunların içine girdiler, kirli koalisyonlar kurdular. Şimdi 2015 Haziranı'na doğru giderken bu koalisyonlarını tekrar oluşturma çabası içindeler. CHP, HDP ve diğer çevrelerde acaba yeni bir koalisyon oluşturabilir miyiz? Şimdi Rizeliler size soruyorum hepsi bir araya gelse bir AK Parti eder mi? Hepsi ve arkasındaki paralel çete harekete geçse, bizi bir saniye daha durdurabilir mi?"
Salona asılan Osmanlıca yazılmış, "Osmanlı'nın yiğit oğlu, Hoca Ahmet Davutoğlu" yazılı pankart dikkat çekti.
Davutoğlu Güneysu'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın aile kabristanlığını ziyaret etti
Başbakan Davutoğlu, AK Parti Rize 5. Olağan Kongresi'nin ardından Rize Valiliği'ne geçti. Vali Ersin Yazıcı tarafından valilik binasının girişinde karşılanan Başbakan Davutoğlu, polis tören mangasını selamladı.
Valilikte yaklaşık 10 dakika kalan Davutoğlu daha sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın baba ocağı Rize'nin Güneysu ilçesine geldi.
Davutoğlu'nu ilçe merkezinde Kaymakam İhsan Selim Baydaş, Belediye Başkanı Halil Turan ve AK Parti Güneysu İlçe Başkanı Mehmet Akif Karslı ile kalabalık bir vatandaş grubu karşıladı. Vatandaşların sevgi gösterilerinde bulunduğu Davutoğlu, makam aracından inerek bazı vatandaşlarla sohbet etti ve hatıra fotoğrafı çektirdi.
Başbakan Davutoğlu, buradan Dumankaya köyüne geçerek, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın aile kabristanlığını ziyaret etti. Davutoğlu, Erdoğan'ın aile büyüklerinin mezarları başında dua etti.
"Merkezlerin karanlık odalarında iktidar yapma planları"
Davutoğlu, gerek dava coşkusu gerekse de siyasi ahlak bakımından son 1,5 senenin herkes için bir sınav olduğunu söyledi.
Son 12 yılda Türkiye'de her alanda milletin gönlünü kazanıp, büyük devrimler yapıldıktan sonra Gezi provokasyonların başlatıldığını vurgulayan Başbakan Davutoğlu, ardından 17-25 Aralık provokasyonlarının başlatıldığını dile getirdi.
Davutoğlu, daha sonda "çatı adayı" adı altında bir koalisyonla, o zaman Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığının engellenmeye çalışıldığını belirtti.
Bu olaylar sonrasında iki yolun çıktığına işaret eden Başbakan Davutoğlu, "Bir AK Parti'nin tercih ettiği yol. Bu yol, Anadolu'yu karış karış dolaşarak milletimizden izin ve dua alarak yola çıkma tercihi. Diğeri ise ya Ankara'nın ya Pensilvanya'nın ya da başka şehirlerin, merkezlerin karanlık odalarında iktidar yapma planları. Bütün bu iktidar planlarını boşa çıkardık, boşa çıkaracağız. Çünkü bizim için millet, bana ama benimle birlikte bütün AK Parti kadrolarına ve sizlere emanet" ifadesini kullandı.
Davutoğlu, 10 Ağustos'tan sonra hükümet programını hazırladıklarını, 24 saat esaslı devlet işiyle ilgilendiklerini ve geçen üç ayda da 30'a yakın vilayeti gezdiklerini dile getirdi.
"Ulusalcılar, şucular, bucular diye ayrıldılar"
"Tek devlet, tek millet, tek bayrak, tek vatan derken birileri oturdukları yerde başka karanlık planlar içine girmeye kalkıştılar" diyen Başbakan Davutoğlu, şöyle konuştu:
"CHP, bizden sonra kongre yaptı. Bizim kongremiz bir vefa, erdem kongresiydi. CHP'nin kongresiyse parçalanma, ayrışma, hakaret kongresi oldu. 3 aydır CHP'nin içinde fırtınalar dinmiyor. Ulusalcılar, şucular, bucular diye ayrıldılar. Biz hiçbir partinin problem yaşamasın istemeyiz ama bir parti, kendi içinde böylesine problemler yaşıyorsa milletten kopuk olmasıdır. Millete rağmen siyaset yapma arzusudur."
Meclis'teki bütçe görüşmelerinde CHP'nin Mısır darbesini savunduğunu dile getiren Davutoğlu, şunları söyledi:
"Dönüp, 'darbecisiniz' dediğimizde sinir uçlarına dokunmuş bir şekilde ayağa kalktılar. Sanki onların ayağa kalkmasından biz korkacağız, çekineceğiz gibi. Biz zaten hem kendimiz ayağa kalkmışız hem milletimizi ayağa kaldırmışız. Ama o günden bugüne 'Biz darbeye karşıyız" diyebildiler mi? Biz '27 Mayıs'a, 28 Şubat'a karşıyız' diyebildiler mi? Diyemediler. Ne oldu biliyor musunuz? Baktılar Türkiye'de darbe yapamıyorlar, darbecilik bulaşmış ya, Şişli Belediyesinde darbe yapmaya kalkıştılar birbirlerine karşı. Baktılar ki demokrasi Türkiye'de kökleşti ve artık AK Parti döneminde darbe yapmak mümkün değil, alışkanlık bu ya terkedemediler, birbirlerine karşı Şişli Belediyesinde darbe yapmaya kalkıyorlar."
Allah'ın, tekbiri ve ezanı bu toprakların üzerinden hiçbir zaman eksik etmemesi dileğinde bulunan Davutoğlu, "Bu Zigana Dağları şahittir, Kutuz Hoca hatıratında zikrettiği gibi; Türkçe'den aslına ezan döndürüldüğünde bu Karadeniz dağlarında nasıl bir heyecan yaşandığını herkes bilir. Bunlar hep tek parti hastalıkları" dedi.
"Demokrasi geleneğine de düşman"
Davutoğlu, CHP'nin bu milletin hem kültürüne ve geleneğine hem de demokrasi geleneğine de düşman olduğunu ifade etti. Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İşte onun için bakınız 1,5 yıldır, bu şer odakları her türlü koalisyonu deniyorlar. MİT tırlarına operasyon yapıp, sonra uluslararası medyayla koalisyon halinde Türkiye Cumhuriyeti devletini dünyada suçlu duruma düşürmek istediler. Ne yaparlarsa yapsınlar, Türkiye'nin mazlumlara kapısını açan Suriye politikasını gözardı edemeyecekler ve Türkiye her zaman Suriye'de, Filistin'de, Somali'de, Myanmar'da, Bosna'da mazlumlara yardım etmeye devam edecek. Yine öyle koalisyonlar kurdular ki içerde ve dışarda, Türkiye'de siyaseti dizayn etmeye çalıştılar. 17-25 Aralık komplolarından sonra 30 Mart'a kadar acaba 'AK Parti sendeler mi' 'Milletin desteği kaybeder mi' diye sokak sokak dolaştılar. Bütün şehirlerde koalisyona yöneldiler, paralel çetenin orkestrasyonunda değişik alternatifler ve koalisyonlar denediler. Ama 30 Mart'ta milletimiz 'Bütün bu kumpasları görüyorum, bütün bu tuzakları görüyorum ve bu tuzakların karşısında yiğit insanları, milletten güç alan destek alan AK Parti kadrolarını desteklemeye devam edeceğim' dedi."
Aynı güçlerin cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında ise "çatı aday" etrafında koalisyonlar kurduklarını aktaran Davutoğlu, şimdi de perde arkasında bu koalisyonların devam ettiğini kaydetti.
CHP'li Güler'in açıklamaları
Başbakan Davutoğlu, CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler'in, "30 Mart'ta biz paralelcilerle koalisyon yapmıştık. Hata yaptık" şeklinde sözler sarf ettiğini anımsattı.
Bu sözü kendilerinin değil CHP'li bir milletvekilin söylediğine işaret eden Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Sayın Kılıçdaroğlu, şimdi çık ve açıkla. Paralelcilerle koalisyon yaptınız mı, yapmadınız mı? İttifak yaptınız mı, yapmadınız mı? Millet iradesini ipotek altına almak için kimlerle kapalı kapılar ardında ne konuştunuz? Dikkat edin. Bu paralel çete mazlum ve mağdur insanlara karşı yaptığı operasyonlar, 2009-2010'da, şimdi su yüzüne çıktığında, ona da ilk kez, bu çeteye de sahip çıkan yine CHP oldu. Biz herkesin maskesini indirmeye devam edeceğiz. Kim ne koalisyon yaparsa yapsın. Aynen Cumhurbaşkanlığı seçiminden olduğu gibi istedikleri kadar ittifak etsinler, bizim ittifakımız sadece ve sadece aziz milletimizledir."
Salondaki gençlere seslenen Davutoğlu, "2015 Haziranı'nda bütün bu tuzaklara, koalisyon çabalarına karşı inşallah Trabzon'dan rekor düzeyde bir millet desteği sağlamaya hazır mısınız? Trabzon'da en az yüzde 75 almaya hazır mıyız" diye sordu.
Davutoğlu, aldığı evet cevabı üzerine, "İşte duymak istediğimiz bu. Trabzon'u biz arkamızda istiyoruz, yanımızda istiyoruz. Çünkü Trabzon bizim gönlümüzde, Trabzon bizim zihnimizde" dedi.