GÜNCEL
Harika bir Demirel röntgeni!
-
Geçtiğimiz günlerde ölen 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel için, Türk basınındaki en çarpıcı yazı, Star Gazetesi Yazarı Nasuhi Güngör'den geldi...
-
Muhafazakar basının, ağız birliği etmişcesine methiyeler döktürdüğü Demirel'in geçmişi, Güngör'ün kaleminden mercek altına yatırıldı.. İşte o yazı...
Süleyman Demirel...
Hayatı boyunca en çok dilinde yer eden hadis-i şerif, ‘Ölülerinizi hayırla yad ediniz’ olsa gerek. Şimdi kimbilir milyonlarca insan kendisinden nasıl söz ediyor, nasıl hatırlıyor.
Kuşkusuz, geride kalanların bir başka aleme göç edenler hakkında ‘ölçülü’ davranması ve konuşması önemli. Ancak bu durum, onun yapıp ettiklerini, hele de ibreti alem olacak düzeyde ise hatırlamaya engel olamaz.
Kimilerine göre bir yerlerde işaret edilen ve ‘İslamköy’den çıkan’ Nurlu Süleyman olmuştur; yani ‘ilahi’ bir projedir. Kimilerine göre ilahi değil, bildiğin ‘ecnebi’ projesi olan Morison Süleyman’dır. Masondur, Amerikan’ın has adamıdır. Menderes’ten sonra merkez sağı kontrol etmek için icat edilmiş biridir. Ama odasına kapanıp saatlerce ibadet edip risale okuduğu söylenen bir başka Demirel daha vardır. Mason olmuşsa sırf onların tezgahını bozmak için aralarına girmiştir! Hayatı boyunca onun her adımını ilahi bir işaret gibi gören nice adam vardır bu topraklarda.
Elbette bunlara benzeyen ve her biri birbirine taban tabana zıt onlarca Demirel tarifi sayabiliriz. İşte onu asıl anlatan da bu yanıdır. O, hayatı boyunca bu tür tanımları besleyecek dokunuşlar yapmış, kendi geliştirdiği basit demagojilerle de bunları anlamaya çalışanları püskürtmüştür. İşte o yüzden Süleyman Demirel bunların hepsidir ve hiçbiridir. Hem öyledir, hem değildir.
Efsane midir, bilinmez. Ama ömrü boyunca kendisine çok yakın olan isimlerden bizzat dinlediğim için gerçeğe yakın olduğunu düşünüyorum. Hikaye malum. Partilerin aday listeleri açıklanır. Ancak Adalet Partisi listelerinde Nur talebelerinden beklenen isimler yoktur. Soluğu Demirel’in yanında alırlar. ‘Efendim. Listelerde arkadaşlarımız yok. Cevap beklenmediktir: ‘Var kardeşim var.’ Bu taraf ısrarlıdır: ‘Efendim, listede Nur talebelerinden kimse yok. Hani kim var?’ İşte efsane cevap: ‘Var kardeşim var. Ben varım ya!’
Süleyman Demirel, aktif siyasi hayatına bakarak söylersek, bu ülkenin kırk yılıdır. En olmadık anda ve neredeyse kimsenin hatırlamadığı zamanlarda bile bir yerleri birleştirip sahneye çıkması beklenen ‘beyefendi’dir. Siyasete bir soyunsa her şeyi çözecek adamdır. Neyse ki son yıllarda doğmuş ya da doğmamış çocuklara don biçecek takati kalmadığı için memleket rahatlamıştır.
Yapmışsa yapmışıdır, vermişse vermişi. Dün dündür, bugün bugündür kendisi için. O yüzden Nurlu Süleyman’ın 28 Şubat zulmünün başrolünde olması esasen kimseyi şaşırtmamıştır.
Eğer tutacak bir tek dalı olsaydı, bugün de küresel ölçekte harekete geçen büyük operasyona gönüllü yazılmak için bir an bile tereddüt etmezdi. Bu yüzden darbelerin, cuntaların, postmodern dikta arayışlarının vazgeçilmezi olmuştur.
Evet. Demirel, kırk yılıdır ülkenin. Ama hafızası değil, silinmiş ilkeleridir. Bir an bile düşünülmeden çiğnenen değerleridir. Omurgasızlıktır. Belirsizliktir. Her dönemin adamı olmaktır. Hesap sorulamazlıktır. Milletin evladı olarak sahneye çıkıp, milletin çocuklarını yok etme duyarsızlığıdır. Kirli savaştır. Yargısız infazdır. Sahteliktir. Korkaklıktır. Ufuksuzluktur. Köylülüktür. Tuzaktır. Hiledir. Sun Tzu’nun en acımasız ve bilgelikten uzak yorumudur.
Ölümdür...
İşte o yüzden şimdi tattığı ve bir gün hepimizin tadacağı ölümle başbaşa bırakalım onu.
19 Haziran 2015, Cuma