GÜNCEL
Hakimden Cumhuriyet’e terör dersi!..
Cumhuriyet Gazetesi’nin 9 yöneticisi hakkında tutuklama kararının gerekçesinde önemli tespitler yer aldı.
İstanbul 9. Sulh Ceza Hakimi Mustafa Çakar tarafından verilen kararda, tutuklama kararına ilişkin birçok delil ortaya konuldu.
Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlanan birçok haber, manşet ve haber detaylarında FETÖ Silahlı Terör Örgütü ile PKK Silahlı Terör Örgütü'nün propagandası sayılabilecek ve bu örgütler lehine algı oluşturabilecek haberlere yer verildiği kaydedildi.
DARBE KARŞI ÇIKMAK TEHLİKELİ GİBİ YANSITILDI
15 Temmuz 2016 FETÖ Silahlı Terör Örgütü darbe girişimi sonrası 17 Temmuz 2016 tarihinde gazete manşetinin "Sokaktaki tehlike" olarak çıktığı, Cumhurbaşkanımızın tanka asılan posterlerinin manşet yapılarak sokağa çıkıp demokrasisine sahip çıkılma hadisesinin tehlike olarak görüldüğü belirtildi.
FETÖ KUMPASI
"İşte Erdoğan'ın yok dediği silahlar" başlığı altında FETÖ kumpası olduğu mahkemelerce tespit edilen MİT'e ait yardım tırlarının durdurulmasına ilişkin gizli kalması gereken bilgi ve fotoğrafların manşetten yayınlandığı ifade edildi.
FETÖ'CÜLÜK SERBEST
Mustafa Balbay'ın atmış olduğu tweetlerde "Cumhuriyette fetöcülükten kürtçülüğe kadar herşey serbest, CHP milletvekili olarak yazı yazmak yasak" şeklindeki twetine yerverilen tutuklama gerekçesinde, Cumhuriyet Gazetesi'nde çalışan bir yazarın söz konusu gazetenin terör örgütleri tarafından kullanıldıklarının bir delili olduğu kaydedildi.
MANÜPİLASYON
Cumhuriyet Gazetesi'nin yayınlarında manipülasyon yaptığına değinilen gerekçede, "Manüpilasyon bir dayatma yöntemidir. İnsanları etkileme, yönlendirme ve zihinlerini karıştırma metodudur. Bu manipülasyon ile devletleri zayıflatmak, terör ile mücadeleyi yıpratmak, meşru siyaseti tartışılır hale getirmek amaçlanır. Buradaki araç ise medyadır. Cumhuriyet Gazetesi'nde manipülasyon ile gerçeği perdeleyip terör örgütlerinin amacına uygun hareket ederek iç kargaşa çıkartmaya ve ülkeyi yönetilemez hale getirmeye yönelik haberlere imza attığı anlaşılmıştır" denildi.
DARBEDEN İKİ GÜN ÖNCE YURTTA SULH MESAJI
17-25 Aralık darbe girişimi sürecinde Ergenekon savcılarının Cumhuriyet Gazetesi'nde yer alması, Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile görüşmeleri, Cumhuriyet'in Devletçi, Geleneksel, Laik ve Ulusalcı çizgisini ansızın değiştirip devleti hedef alması, devleti hedef alan FETÖ kaynaklı haberleri manşete taşıması, bu yayınların İlhan Selçuk ve Mustafa Balbay sonrasına denk geldiğinin belirtildiği kararda, Cumhuriyet Gazetesi'nde Aydın Engin isimli yazarın Yurtta Sulh Konseyi adı altında darbe teşebbüsü yapılan 15 Temmuz 2016 tarihinden iki gün önce "Cihanda Sulh peki Yurtta ne" başlığı ile kaleme almasının dikkate değer olduğu ifade edildi.
CUMHURİYET YAZARI ABANT TOPLANTISINDA
Cumhuriyet gazetenin bir takım yazarlarının FETÖ'nün organize ettiği Abant toplantılarına katıldıkları, söz konusu gazete ile FETÖ Silahlı Terör Örgütü'nün yayın organı olan Zaman Gazetesi'nin dönem dönem ortak manşetler attıkları kaydedilen gerekçede, "Örneğin 16 Şubat 2016 günü her iki gazetenin manşetinin de 'Devletin Kalbine Bomba' şeklinde olduğu, bir başka manşette ise terör örgütlerine yönelik yapılan operasyonlar kaseddilerek 'Bodruma Baskın, onlarca ölü' şeklinde olduğu ifade edildi. Karada bu olayla ilgili olarak şu tespitler yapıldı: Cizre'de gerçekleşen olayda PKK Terör Örgütü mensuplarının Cizre'nin sokak ve mahallelerine hendek ve çukur kazarak masum vatandaşların evlerin gasp ederek içerlerine bomba doldurdukları, PKK'lı teröristlerin ilçeye inerek ve vatandaşların evlerini kullanarak Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları ve Polis Kuvvetleri'ne ateş açtıkları, yüzlerce asker ve polisimizin şehit edildiği olaylarda devletimizin bekasına silah çeken söz konusu PKK'lı teröristlerin masum olarak gösterilmeye çalışıldığı, ambulansların yaralıları almadıkları yönünde haberler yapıldığı, oysa o tarihte PKK'lı teröristlerce ambulanslara dahi ateş açıldığı görsel basından izlenebilinmiştir."
HALKI AYAKLANMAYA ÇAĞRI
PKK Terör Örgütleri'nce Nusaybin İlçe Merkezi'ne hedef alınarak bombalı hendekler kazıldığı, PKK'lı teröristlerce masum vatandaşlarımız ve asker ve polislerimizin şehit edildiği olaylara ilişkin Cumhuriyet Gazetesi'nin "Nusaybin yerle bir şeklinde" başlığı ile haber yaptığı kaydedilen gerekçede, "Yine söz konusu gazetede Ahmet Kadri Gürsel'in 12 Temmuz 2016 tarihinde 'Erdoğan babamız olmak istiyor' adlı haberde "madem Erdoğan zorla babamız olmak istiyor, o halde Türkiye'nin bütün ihtiyacı Tunus'daki diktatörün devrilmesine yol açan kıvılcımı çakan Muhammed Buazizi gibi asi bir evlattır, yanlış anlaşılmasın, Buazizi gibi kendisini yaksın demiyorum, bir sigara yaksın ve yeter ki söndürmesin, sigara sağlığa zararlı bir alışkanlıktır, kötü bir baba ise sigaradan daha zararlıdır.' şeklindeki yazıda sübliminal içerikli mesaj verilerek seçimle gelen Cumhurbaşkanı'na karşı ayaklanma ve buna benzer gayri meşru bir yöntem önerilmiştir"denildi.
GÜLEN LOGONUN ÜSTÜNE ÇIKTI
Gerekçede gazeteci Rıza Zelyut'un yazısında söz konusu gazetenin PKK sempatizanları ile ve kripto FETÖ'cülerle doldurulduğunun yazıldığı, 01.11.2015 tarihinde Hikmet Çetin'in yazısında Mustafa Balbay'ın ne şekilde tasfiye edildiğine dair yazı yazıldığı hatırlatıldı. Alev Coşkun'un ifadesine yer verilen gerekçede, Coşkun'un 23 Mayıs ve 24 Mayıs 2015 tarihli Cumhuriyet Gazetesi baskılarının çok önemli olduğuna değindiği kaydedildi. Coşkun'un gazetenin baş sayfasında Cumhuriyet logosunun üzerinde asla haber konmadığı, dinel ve tarikatçıların haberlerinin de asla ilk sayfadan verilmemesi bir kural iken 23 Mayıs 2015 de gazetenin ilk sayfasında FETÖ Terör Örgütü Lideri Fethullah Gülen'in resmi ile birlikte 'Fakirhaneme bunlar malikane diyor' sözlerinin yazıldığı belirtildi.
ÖRGÜT DEĞİL HAREKET
Cumhuriyet Gazetesi'nin FETÖ ile ilgili yazı dizisi yayınladığı dile getirilen gerekçede, ilk sayfadaki yazıları incelendiğinde söz konusu terör örgütü denilmediği daha çok 'Gülen Hareketi' ya da 'cemaat' şeklinde isimlendirildiği belirtildi.
TERÖR ÖRGÜTLERİNİN REKLAM VE PROPAGANDASI
Gerekçenin sonuç bölümünde şöyle denildi: Tüm şüphelilerin Cumhuriyet Gazetesi'nin süreklilik arzeden bu terör örgütlerinin reklam ve propagandasını yapma faaliyetlerinden sorumlu oldukları ve üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair kuvvetli suç şüphe altında bulundukları kanaatine varılmıştır.
Sabah