EĞİTİM - KÜLTÜR - SANAT
Güzel Adam Ödülü...
-
Star Gazetesi tarafından bu yıl ilki verilen 'Necip Fazıl Kısakürek Ödülleri' sahiplerini buldu. Törene katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Necip Fazıl bir nesle yazıdan ziyade özgüven aşılamıştır. İşte o özgüven bu günleri inşa etmiştir. Bugün eğer 'Yeni Türkiye, Büyük Türkiye' diyebiliyorsak, bunda Necip Fazıl'ın izi vardır' dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Star gazetesi tarafından organize edilen ve bu yıl birincisi gerçekleştirilen Necip Fazıl Ödülleri törenine katıldı. Konuşmasına Necip Fazıl Kısakürek'ı rahmet ve minnetle anarak başlayan Erdoğan, böyle bir ödül ihdas ettiği için Star Medya Grubu'na teşekkür etti. Erdoğan konuşmasında özetle şunları kaydetti:
ELİF GİBİ DİMDİK DURACAĞIZ
Necip Fazıl için fikir çilesi de, namusu da son derece önemli kavramlardır. Hata yaptığında hatasını kabul eden ama doğru bildiğinden asla vazgeçmeyen bir fikir namusuna sahipti. Şu an esen her rüzgârın önünde eğilen, çıkarlarına göre tavır belirleyenlere bakınca Necip Fazıl'ın ve onun geçmişten alıp bugüne miras bıraktığı fikir namusunu bugün daha iyi anlıyoruz. Birisi çıktı en son bir makale yazdı, seküler güçleri sorumluluk almaya davet etti. Eğer fikrin namusu, ahlakı yoksa işte böyle insan en uçlarda döner durur. Bir gün bakarsınız devlet düşmanı olmuş bir gün bakarsınız darbeci oluyor. Bir gün askere taş atar bir gün ırkçılıktan şikayet eder. Bir gün de bakarsınız ırkçılardan darbe dileniyor. Üstad bizlere, ahlakı olmayan her mücadelenin yanlış olduğunu öğretti. Biz elif gibi dimdik duracağız.
'YENİ TÜRKİYE'DE ONUN İZİ VAR'
Kısakürek'in en büyük eseri yazı ve şiirin yanında özgüven aşılamasıdır. Üstad, tek başına bir okuldu, tek başına bir ekoldü. Her türlü saldırının karşısında, o saldırıları püskürten bir Necip Fazıl vardı. Bir abi, rehber, yol gösterici arayan önlerinde dimdik duran bir Necip Fazıl vardı, o öyle bir kalemdi. En ağır baskıların uygulandığı bir dönemde, ben varım diyen, mademki ben varım o zaman Türkiye vardır diyebilen bir özgüven abidesiydi. Necip Fazıl bir nesle yazıdan ziyade özgüven aşılamıştır. İşte o özgüven bu günleri inşa etmiştir. Bugün eğer 'Yeni Türkiye, Büyük Türkiye' diyebiliyorsak, bunda Necip Fazıl'ın izi, eseri, alınteri, gayreti, mücadelesi vardır. O kadar azimliydi.
AL GÜLÜM VER GÜLÜM DÖNEMİ BİTECEK
Türkiye değişirken, zincirlerinden, prangalarından, dar kalıplarından kurtulurken, kültür-sanat ve fikir hayatının da kendisine musallat olan vesayetten kurtulmasının zamanı gelmişti. Türkiye'de ödüllerin bir çoğuna baktığınızda, belli kalıpları aşamadığını, belli ideolojik gözlükleri atamadığını, kendisine musallat olan vesayetten kurtulamadığını görüyoruz. Ödüllerin, sadece ödüllerde değil, teşviklerin, kayırmaların, desteklerin belli çevrelerde gidip geldiğini, belli camiaların içine hapsolduğunu görüyoruz. İşte Necip Fazıl Kısakürek ödülleri, en başta bu dar kalıpları parçalayacak, sanat dünyasındaki vesayete karşı çıkacak, sanatta egemen olan 'al gülüm, ver gülüm' anlayışını inşallah ortadan kaldıracaktır. İşte onun için bu ödüller kalıcı olmak durumundadır, işte onun için bu ödüllerin saygınlığı korunmalıdır. Hatta Allah izin verirse, bu ödüller yereli aşmalı, uluslararası bir boyut kazanmalıdır.
Klas duruşu öğrettiği için teşekkür ederiz
Türk edebiyatının çınarlarından birisi olan Nuri Pakdil'e ödülünü Cumhurbaşkanı Erdoğan takdim etti. Erdoğan Pakdil için şu sözleri kulllandı: Necip Fazıl Saygı Ödülü ilk olarak 'kime verilmeli' diye sorulduğunda, sanırım herkesin aklına o gelecektir. Selamlamasını dahi, 'değerli dostlarım, sizi anti emperyalist, anti kapitalist, anti faşist ve anti firavunist duygularımla selamlıyorum' diye yapan sevgili Nuri Ağabeyimize, muhterem Nuri Pakdil'i özellikle kutluyor, tebrik ediyor, bize klas duruşu, bize devrimci başkaldırışı öğrettiği için, kendisine şahsım, yol arkadaşlarım, ülkem ve milletim adına sonsuz şükranlarımı sunuyorum.
Kim hangi ödülü aldı?
- Saygı Ödülü: Nuri Pakdil
- Şiir Ödülü: Hüseyin Atlansoy
- Hikaye Ödülü: Güray Süngü
- Fikir-Araştırma: Prof.Gülru Necipoğlu ve Prof.İsmail E.Erünsal