Terör örgütü üyelerinin Gülen'e "taptığını", emirlerine "ölümüne sadık kaldıklarını" anlatan tanıklar, usulsüz dinlemelerin ve 'kamikaze hakimlerin' Gülen'in talimatıyla gerçekleştirildiğini ifade ettiler. Dosyada, Gülen'in paralel yapıya her tür yola başvurmalarının "mübah" olduğu talimatını verdiği de kaydedildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca Gülen'in ABD'den iadesi için 8 ayrı suçtan hazırlanan soruşturma evrakının "özet bölümü"nde önemli noktalara dikkat çekildi. ABD'ye gönderilecek evrakta bir dönem Gülen'in en yakınında bulunan Latif Erdoğan, Nurettin Veren, Ahmet Keleş, Selin Çoraklı ve Kemalettin Özdemir'in de aralarında bulunduğu 620 tanığın ifadesine yer verildi. Tanıklar Gülen'in talimatıyla paralel yapının her türlü yolu kullanarak gelir elde ettiğini belirttiler. Ailelerin kişisel bilgilerine yurt, dershane ve okullardaki öğrencilerin aracılığı ile ulaşıldığına dikkat çekilen ifadelerde, "Arşive aktarılan bilgiler vakti geldiğine kullanılmakta. Örgütlenme hücre yapılanması şeklinde sohbet gruplarına ayrılmaktadır" denildi.
GÜLEN'E TAPIYORLAR
Örgüt üyelerinin kendi aralarında "bağış" adı altında para toplayıp Gülen'e göndermek üzere örgüt yöneticilerine teslim ettiklerini anlatan tanıklar, "Bu yapının içerisine giren herkes maaşının yüzde 15-20'sini bağış olarak vermek zorunda" ifadelerini kullandı. Sohbet ve konuşmalarda her türlü yola başvurulmasını "mübah" sayan Gülen'in, mensuplarına savcı ve hakim satın alınmasını, her kurumda kadrolaşmalarını, devletin kılcal damarlarına sızılması emrini verdiği kaydedildi. Gülen cemaatinin, hiyerarşik bir örgütlenme olduğu belirtilen bölümde, örgüt üyelerinin talimatlara ölümüne itaat ettikleri, Pensilvanya'da yaşayan liderlerine de tapacak derecede sadık oldukları belirtildi.
27 BİN KİŞİ HAKKINDA SORUŞTURMA
Kamuya sızan örgüt elemanlarının kendilerine himmet veren şirketlere ihale verdiğini "himmet" vermeyenleri de suç veya terör örgütü üyeliğiyle suçladığı anlatıldı. İzlemeye alınan bu iş adamlarının tape ve gizli görüntülerle şantaja maruz bırakıldığı, kendilerine "haraç" vermeyen kimsenin bırakılmamaya çalışıldığı aktarıldı. Örgüte bağlı polislerin sahte evraklarla iş adamı, yazar, basın mensubu, bakan, asker ve üst düzey devlet yöneticilerini usulsüz dinlemeye alarak görüntü ve tapelerini toplumun sosyal psikolojini bozacak şekilde basın – yayın ve sosyal ağlar üzerinden servis ettikleri kaydedildi. Hakim ve savcı sınavlarına ait soruları önceden ele geçirip, bu mesleğe atanan 37 kişinin ihraç edildiği aynı şekilde diğer sınavlardan da soruları çalıp devlet kurumlarına sızan 27 bin kişi hakkında açılan soruşturmaların devam ettiği belirtildi.
Gülen'in 6 Aralık 2013 tarihinde yaptığı bir konuşmada Amerika'da bulunduğu sırada birisinin kendisine telefon açtığını, bu kişinin gece bir alüfte (Hayat Kadını) ile buluşmaya gittiğini kendisinin bu işe engel olduğunu anlattığına dikkat çekildi. Dosyada, Gülen'in bu konuşmasıyla Türkiye'deki usulsüz dinlemelerden açıkça haberdar olduğunu, kendisine bilgi verildiğini, emir ve talimatı altında usulsüz dinlemelerin yapıldığını itiraf ettiği belirtildi. Gülen'in bir sohbetinde, "bazıları hizmet için içeride yatar, bazıları kendini tehlikeye atar" şeklindeki talimatı üzerine kamikaze hakimler Metin Özçelik ve Mustafa Başer'in harekete geçerek yetkisiz oldukları halde tutuklu bulunan örgüt elemanları hakkında tahliye kararı verdikleri daha sonra da bu hakimlerin tutuklandığı kaydedildi.