EKONOMİ
Faiz kavgasının nedeni yabancılar
Bankaların mevduat faizindeki kapışmasının, ihtiyaçtan ziyade tercihten kaynaklandığı ortaya çıktı.
Özellikle yabancı bankaların, mevduatın krediye dönüşüm oranını düşürmek için faiz rekabetine girdiği belirlendi.
Merkez Bankası'nın mart ayından eylül sonuna kadar aralıksız sürdürdüğü faiz indirimleri, bankaların mevduat faizlerine çok sınırlı düzeyde yansıdı. Mevduat yarışına giren bankalar bu rekabetin etkisiyle kredi faizlerini de arzulanan düzeye çekmekten kaçınırken, bu operasyonun fitilini özellikle yabancı bankaların ateşlediği ortaya çıktı. Merkez Bankası'ndan tarafından yapılan araştırma, mevduat faizlerindeki düşüşün sınırlı kalmasında yabancı bankaların tavrının öncü rolü üstlendiğini ortaya koydu.
LİKİDİTEDE SIKINTI YOK
İki uzmanın hazırladığı "Bankacılık sektörünün likidite pozisyonu ve mevduat faizleri ile ilişkisi" isimli çalışmada, mevduat faizlerinin neden kısa vadeli piyasa faizlerindeki düşüşe tepki vermediği ve bankaların faiz rekabetine girme nedeni masaya yatırıldı. Mevduat yarışında iki temel verinin etkili olabileceği belirtilerek, öncelikle bankaların kısa vadeli likidite pozisyonlarının önemli bir göstergesi olan Likidite Karşılama Oranı incelendi. Bankaların kısa vadeli likidite pozisyonlarını güvenli bir bölgede tutmayı amaçlayan Likide Karşılama Oranı'nın yüksek olması nakit akışı açısından bankaların güçlü olduğunu gösteriyor. Merkez Bankası ekonomistlerine göre bu oran şu anda yüzde 100 ve yasal sınırların da üzerinde güvenli bir alan. Ekonomistler, bankaların mevduata yüksek faiz vermelerinin altında yatan temel nedenin bu olmadığına vurgu yaptı.
KATI SINIR GETİRİLİYOR
Mevduat yarışının asıl nedeninin bankacılık sektöründe yüksek seviyeyeye ulaşan kredi/mevduat oranının olduğuna işaret edildi. 2010 yılında yüzde 80 olan bu oranının 2014 sonunda yüzde 120'ye çıktığı ve kredilerin en önemli fon kaynağı olan mevduatlardan daha hızlı arttığı vurgulandı. Merkez Bankası ekonomistleri bu tespiti yaparken, gözlemlerini de şöyle dile getiriyor: "Bu durum bankaların kendileri için bir sınır belirlemelerinin sonucu olabileceği gibi banka tercihlerinden bağımsız olarak makroekonomik gelişmelerin bir yansıması da olabilir. Yabancı ortaklı bankalarda ana ortağın bu oran üzerine bazen katı sınırlar getirebildiği ve yabancı yatırımcıların bu oranı daha önemli görmeye başladıkları biliniyor. Dolayısıyla, bankaların kendi içsel değerlendirmeleri veya bankaya kaynak sağlayanların bu orana atfettikleri önem sonucu bu oranla ilgili içsel bir sınırlama getirmiş olmaları ihtimali yüksek."
KREDİ ARTIŞINA FREN
Ekonomistlerin bu tespiti, mevduat faizlerindeki yükselişin bankaların kendi inisiyatifiyle olduğunu ve özellikle yabancı bankaların kredi/mevduat oranını aşağı çekmek için faiz yarışına girdikleri sonucunu doğruyor. Mayıs 2013'te yüzde 5'e kadar gerileyen 3 aylık mevduat faizi, bu yıl mart ayında yüzde 10.28'e yükseldi. Mevduat yarışının bir sonucu olarak, kredilerde de arzulanan faiz düşüşü gerçekleşmeyerek kredi talebi de frenlendi.
KENDİ ÜLKELERİNDE NEDEN SINIR YOK?
Türkiye'deki bankalarında mevduatın krediye dönüşümün oranını yüksek bulan yabancıların, kendi ülkelerinde ise nedense böyle bir kaygısı yok. Türkiye'de yüzde 124 olan bu oran, Yunanistan, Fransa ve Hollanda'da yüzde 180, İspanya'da yüzde 150, Almanya'da yüzde 128. Üstelik son bir yıldır, ekonominin canlandırılması için kredi muslukları da sonuna kadar açılırken, faiz eksi seviyelere indi. Sermaye yeterlilik rasyosu ile Avrupalı rakiplerine fark atan Türk bankacılık sektöründe, kredi/mevduat oranındaki artışı risk olarak gören Batılılar, bir başka veriyi de görmezden geliyor: Kredi/GSYH. Türkiye'de yüzde 75 olan bu oran, Avrupa Birliği'nde ise ortalama yüzde 164.