***Cumhurbaşkanı Erdoğan, Eskişehir Örfi İdare Kumandanlığı tarafından yayınlanan tarihi belgedeki ifadeleri ile bugün Kılıçdaroğlu'nun ortaya attığı 'kaçış' iddialarının benzerliğinin altını çizdi. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Demokrasi ve Özgürlükler Adası'ndaki Adnan Menderes Kongre Merkezi'nde 27 Mayıs Darbesi'nin 62'nci yılı vesilesiyle düzenlenen 'Yassıada Mahkemesi Yargılanıyor' temalı anma programına katıldı.

Programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘kaçış planı' iddialarına yanıt verdi.

Muhalefet kanadından sıklıkla dillendirilen kaçma, yurt dışına para transferi iddialarına yanıt veren Erdoğan, Eskişehir Örfi İdare Kumandanlığı tarafından yayınlanan tebliğdeki ifadeleri gündeme getirdi.

Söz konusu belgenin Kılıçdaroğlu'nun söylemleri ile aynı içerikte olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP'nin sandıkla iktidara gelemeyince yalanın, kışkırtmanın, iftiranın, provokasyonun bulunduğu bir siyaset tarzıyla hareket ettiğini söyledi.

Belgedeki ifadeler ile Kılıçdaroğlu'nun iddialarının benzerliği

Kılıçdaroğlu'ndan aldığı tazminatları TÜRGEV ve ENSAR Vakfı'na bağışlayacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarında şu ifadeleri kullandı:

"Bu, Eskişehir Örfi İdare Kumandanlığı’nın tebliğidir. Aynı bugünü göreceksiniz burada. Diyor ki; beraberlerinde 17 uçak dolusu altın, mücevherat ve parayı kaçırmakta iken yakalandılar.

Bay Kemal’in geçen akşam söylediğinden farkı var mı? Aynı değil mi? Cumhurbaşkanı da kaçırmış..

Tazminatlar TÜRGEV ve ENSAR Vakfı'na

Man Adası dediler, oradan 150 bin lira ceza, ardından şimdi bir 100 bin lira daha. Ben de dedim ki bu 150 artı 100 bini TÜRGEV ve ENSAR Vakfı'na verelim.

Hiç olmazsa Bay Kemal'in birkaç kuruşu buralara nasip olsun. Nereden ne geliyor, milletimiz bunu çok iyi bir şekilde görmüş olsun. Ama öğrenecek. Bu hayır kurumlarımızın yolu nereden geçiyor bunu da bilecek. Tabii, o paraları nereden bulacağı da önemli. Allahualem, devletin CHP'ye verdiği paralardan naklediyordur...

"Sen ne zaman dürüst konuşacaksın?"

Milletimiz uzun süreler sonra, Menderes ve arkadaşlarında kendini buldu. Kendi değerlerini ve hassasiyetlerini gözeten bir siyasetçi profili gördü. Anadolu insanı, özgürlüğü ilk defa Menderes ile teneffüs etti. Girdiği 3 seçimin üçünde de milletten veto yiyen CHP yönetimi, iktidara giden yolu sandık dışı yollarda aramaya başladı.

Türkiye 1957 seçimleriyle beraber merkezinde yalanın, kışkırtmanın, iftiranın, provokasyonun bulunduğu yeni bir siyaset tarzıyla tanıştı. 27 Mayıs’a kadar dozu sürekli artırılan bu kirli siyasetin hedefi, ordumuzu kışkırtarak askeri müdahaleye ortam hazırlamaktı.

Menderes ve arkadaşları, CHP’ye yakın basın organları tarafından yalan olduğu bilinen haberler ile yıpratılmaya çalıştı.

O günkü gazete haberlerine bile göz gezdirmek bile bu sınır tanımaz iftira furyasının ulaştığı vahim boyutları görmek için yeterlidir. Aynen şimdiki CHP gibi.

Yaptığı ne? Sadece iftira. Sen ne zaman dürüst konuşacaksın? Yatsı namazları geldi geçti. Yalancının mumu yatsıya kadar yanıyor, ama geçti. Ama bu adamda böyle bir şey yok. Yatsı ile de alakası olmadığı için süreç böyle gitti."