TÜRKİYE
Erdoğan: ''Hesaplarını altüst ettik!..''
Erken seçim kararıyla Türkiye’ye yönelik senaryoları altüst ettiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “24 Haziran’da seçim yapma kararı bir çeşit depreme hazırlık faaliyeti” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü 150. Yıl Programı'na katıldı. Erdoğan konuşmasında önemli mesajlar verdi:
EN ZAYIF HALKA İSTANBUL
Kandilli ülkemizin en önemli deprem araştırma merkezidir. Deprem tahminleri afete hazırlık planımızın en kıymetli yardımcısıdır. Afetleri engellemek insan iradesini aşıyor olabilir ama, yıkımlarını azaltmak bizim elimizdedir. Deprem konusundaki en zayıf halkanın konum ve nüfus nedeniyle İstanbul olduğunu kabul etmeliyiz. Marmara denizinin dibinde yapılan çalışmalar ve tarihteki etkileri bize bunu gösteriyor.
DEPREM ACISINI UNUTMADIK
1999 depreminin acısını unutmuş değiliz. Kentsel dönüşüm çalışmalarımızın öncelikli amacı, depreme dayanıksız yerlerin öncelikle inşasıdır. Kaçınılmaz olan deprem geldiğinde mümkün olduğu kadar hazırlıklı olmaktan başka çaremiz yok.
AFRİN'DE 4250 TERÖRİST
Bölgemizde Suriye ve Irak merkezli yeni bir tanzim planının hayata geçirilmeye çalışıldığı görülüyor. Bu projenin Türkiye ile ilgili ayakları da olduğu aşikar. Bu planı yapanlar Türkiye'yi eski Türkiye sanıyorlar. Dışarıdan dayatılan senaryolara teslim olan Türkiye artık geride kaldı. Bakınız Afrin'de etkisiz hale getirilen terörist sayısı 4 bin 250. Kuzey Irak'ta 346, yurt içinde etkisiz hale getirilen terörist sayısı 236...
FRANSA'DAN TÜNEL
Güney sınırlarımız boyunca çekilmek istenen terör hattını yaptığımız operasyonlarla bozduk. Dost bildiklerimize bakıyoruz. Afrin'deki tünellerin betonunu meşhur Fransız firma La Farge veriyor. Silah sağ olsun ABD 5 bin TIR, 2 bin kargo uçaklarıyla gönderiyor. Onlar bize hala bunun teröristlerle alakası yok diyor. Sayın Bush döneminde de bize aynen bunları söyledi. Kuzey Irak'ta terörle mücadele biter bitmez bunları toplayacağız dedi. Biz teröristlerle mücadele ederken onların verdiği silahları ellerinde gördük.
BUYURUN İŞTE MEYDAN
Muhalefet sürekli hodri meydan, hodri meydan diyordu, buyurun işte meydan. Erken seçim lafını asla telaffuz etmiyoruz. Artık bu adımı atalım dedik. MHP'nin olumlu yaklaşımıyla yaptığı açıklamayla, kendileriyle meseleleri değerlendirdik, arkadaşlarla da yaptığım istişarelerde 24 Haziran'da bu seçimi gerçekleştirelim dedim. Olumlu bir havanın ülkemde estiğini görüyorum. Kendi gündemimizde böyle bir durum olmamasına rağmen yapılan çağrıya icabetle seçim yapılmasında mutabık kaldık.
SENARYOLAR ALT ÜST OLDU
Bu seçimle bürokratik oligarşiyi de yıkma fırsatımız oldu. İnanıyorum ki 24 Haziran'dan sonra bir başka Türkiye'yi inşa edeceğiz. Geçiş dönemi nedeniyle birçok bürokrat inisiyatif almaktan çekinmiştir. Sistemi ite kaka sürdürmeye çalışıyoruz. Bizim isteğimizle erken seçim olmasa da, yeni sistemin hayata geçmesi için iyi oldu. Bu karar birçok senaryoyu da alt üst etti. 24 Haziran'da seçim yapma kararını bir çeşit depreme hazırlık faaliyeti olarak görüyorum. Depremin yıkıcı etkilerine karşı hazırlık yapmış olacağız.
YOL HARİTASI CUMA GÜNÜ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, cuma namazını Eyüp Sultan Camisi'nde kıldı. Cemaat namaz sonrası duygulandıran bir sürprizle karşılaştı. Erdoğan, önce Fatiha, ardından da Bakara suresinin bir bölümünü okudu. Namaz çıkışında Erdoğan, erken seçime ilişkin soruları yanıtladı. 'Manifesto' olarak tanımladığı seçim beyannamesini İstanbul Kongresi'ne yetiştirmeye çalışacaklarını, cuma günü de yol haritasını açıklayacaklarını belirten Erdoğan, şunları söyledi: "Sayın Başbakan ile İstanbul, İzmir hariç bütün vilayetleri dolaştık. Biz sahalardan zaten çıkmadık. İstanbul ve İzmir hariç 79 vilayeti gezdik. Manifestomuzu İstanbul Kongresi'ne yetiştireceğiz ve açıkladıktan sonra yola koyacağız. Genel merkezde toplantı yaptık. Bu toplantı ile tüm milletvekillerimize o heyecanı vermiş durumdayız."
1.5 YIL DAHA DEVAM EDEBİLİRDİK
"Siyasi hayatımız boyunca seçim süresinin sonuna kadar kullanılmasından yana olmuştuk. Halk oylamasıyla seçim arasındaki 2.5 yıllık sürenin Türkiye'nin normal gündemiyle geçmesi halinde herhangi bir sorun olmayacağını düşünüyorduk. İç ve dış askeri siyasi ekonomik gelişmelerin seyri, bu süreyi mevcut sistemle devam etmemizin oldukça ciddi maliyetleri olacağını gösterdi. Yoksa cumhurbaşkanı olarak benim önümde 1.5 yılım daha var. Bu makamın hırslısı olsak 1.5 yıl daha devam edebilirdik. Böyle bir hırsın içinde değiliz."